Esas No: 2021/11436
Karar No: 2022/4185
Karar Tarihi: 23.06.2022
Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2021/11436 Esas 2022/4185 Karar Sayılı İlamı
3. Ceza Dairesi 2021/11436 E. , 2022/4185 K."İçtihat Metni"
ilk derece mahkemesi : Kars 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 24.02.2020 tarih ve
Suç : Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme,
Bölge adliye mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Bir kısım sanıklar ve müdafiilerinin duruşmalı inceleme istemlerinin, ilk derece mahkemesinde, silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkesi doğrultusunda, savunmaya yeterli imkanın sağlanması ve bu hakkın etkin şekilde kullandırılmış olması, istinaf ve temyiz denetiminde sınırsız şekilde yazılı savunma imkanının kullanılabilme olanağının bulunması karşısında savunma hakkının kısıtlanması söz konusu olmadığından, 01.02.2018 tarihli ve 7079 sayılı Kanunun 94. maddesi ile değişik CMK’nın 299/1. maddesi uyarınca takdiren REDDİNE,
1- Katılanlar T.C. Cumhurbaşkanlığı ve Türkiye Büyük Millet Meclisi vekilinin sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...’in hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçu yönünden verilen beraat hükümlerine yönelik başvularının incelenmesinde;
Bölge adliye mahkemesinin, sanıklara atılı silahlı terör örgütüne üye olmak suçu açısından katılanlar T.C. Cumhurbaşkanlığı ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin nitelikleri itibarıyla suçtan doğrudan zarar görmemeleri nedeniyle davaya katılmalarına imkan bulunmadığından CMK'nın 279/1-b maddesi uyarınca verdiği istinaf başvurusunun reddine dair karar, anılan maddenin son cümlesine göre itiraza tabi olup temyizi mümkün olmadığından, itiraz merciince de bu hususta bir karar verilmiş bulunduğundan temyiz incelemesine yer olmadığına, dosyanın incelenmeksizin mahalline İADESİNE,
2- Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ... hakkında ilk derece mahkemesince Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmeye yardım suçundan verilen mahkumiyet kararları ile sanık ... hakkında ilk derece mahkemesince Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçundan verilen ceza verilmesine yer olmadığına dair karara karşı yerel Cumhuriyet savcısı tarafından aleyhe istinaf başvurusunda bulunulmadığının; yine sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... hakkında ilk derece mahkemesince Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etmeye yardım suçundan verilen mahkumiyet kararlarına, sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... hakkında ilk derece mahkemesince Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs suçundan verilen mahkumiyet kararlarına, sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... hakkında ilk derece mahkemesince TCK'nın 309, 311, 312 maddeleri yönünden ceza verilmesine yer olmadığına ve TCK'nın 314/2 maddesi yönünden beraat kararları ile sanık ... hakkında ilk derece mahkemesince TCK'nın 309, 311, 312, 314/2 maddeleri yönünden beraat kararlarına karşı ise yerel Cumhuriyet savcısının istinaf başvurusunda bulunmadığının anlaşılması karşısında; bölge adliye mahkemesi Cumhuriyet savcısının, sanıklarla ilgili verilen mahkumiyet, beraat ve ceza verilmesine yer olmadığına dair bölge adliye mahkemesince esastan reddine dair kararlarına temyiz yoluna başvuru hakkı olmadığından temyiz taleplerinin REDDİNE,
3- Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... hakkında Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs, Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya veya Türkiye Büyük Millet Meclisinin görevlerini kısmen veya tamamen yapmasını engellemeye teşebbüs ve Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs suçlarından verilen ceza verilmesine yer olmadığına ilişkin hükümlere dair istinaf başvurularının esastan reddi kararları yönünden yapılan incelemede;
İlk derece mahkemesinin 309, 311, 312 maddeleri gereğince verdiği ceza verilmesine yer olmadığına dair kararlarına yönelik istinaf başvurularının esastan reddine dair bölge adliye mahkemesi kararları, CMK'nın 286/2-h maddesi gereğince temyiz edilemez nitelikte olduğundan, mezkur ceza verilmesine yer olmadığına dair kararlar yönünden katılanlar T.C. Cumhurbaşkanlığı ve Türkiye Büyük Millet Meclisi vekili ile sanıklar müdafiilerinin temyiz istemlerinin CMK'nın 298/1. maddesi gereğince REDDİNE,
Diğer sanıklara ilişkin temyiz sitemlerinin incelenmesinde;
Sanıklara müsnet suçların unsur ve nitelikleri, bu suçların aralarındaki irtibatlar, savunmada ileri sürülen hukuki kurumlar ile sanıkların hukuki durumları değerlendirilecektir.
Ayrıntıları Dairemizin 22.03.2019 tarih 2018/7103 esas, 2019/1953 karar sayılı kararında açıklandığı üzere;
5237 sayılı TCK’nın 309. maddesinde düzenlenen Anayasayı ihlal suçunun maddi unsuru/tipik eylem, cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye elverişli vasıtalarla teşebbüs etmektir.
Suçun bu amaçla kurulmuş bir örgüt faaliyeti kapsamında işlenmesi, korunan amaçlara matuf fiillerin elverişliliğinin değerlendirilmesi bakımından önem taşımakta ise de, bu husus suçun unsuru değildir.
Suç, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmak, bu düzen yerine başka bir düzen getirmek veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemek amacına matuf doğrudan genel kast ile işlenebilen bir suçtur.
Suç tanımında belirtilen amaçları gerçekleştirmeye yönelik bir fiil işlenmesi hususunda iştirak iradeleri bulunan sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK’nın 309. maddesinde düzenlenen Anayasayı ihlal suçu yönünden iştirakin her şeklinin uygulanması mümkündür.
Suça iştirakten söz edebilmek için amaca yönelik bir fiil işleme hususunda iştirak iradelerini ortaya koyan kişilerin hepsinin bu amaçla kurulmuş bir örgütün üyesi olması da gerekmez.
15 Temmuz 2016 günü, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Anayasal düzeninin değiştirilmesi amacıyla, Türk Silahlı Kuvvetlerine sızmış FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensubu olan ve/veya bu örgütsel faaliyeti destekleyen 8.000’in üzerinde askeri personel tarafından savaş uçakları dahil 35 uçağın, 3 geminin, 37 helikopterin, 74’ü tank olmak üzere 246 zırhlı aracın ve 4.000’e yakın hafif silahın kullanılarak; Cumhurbaşkanına suikasta teşebbüs edilmiş, TBMM ve Cumhurbaşkanlığı Külliyesi başta olmak üzere birçok stratejik merkez bombalanmış, Başbakanın konvoyuna silahlı saldırı gerçekleştirilmiş, kalkışmaya karşı koyan güvenlik görevlileri ile sokaklara çıkan sivillere devletin silahlı kuvvetlerine ait uçak, helikopter, tank ve silahlarla saldırılarak 4’ü asker, 63’ü polis ve 183’ü sivil olmak üzere toplam 250’den fazla kişi şehit edilmiş, 23’ü asker, 154’ü polis ve 2.558’i sivil olmak üzere toplam 2.735 kişi de yaralanmıştır.
Somut darbe teşebbüsü, 5237 sayılı TCK’nın 309. maddesinde sayılan amaçlara matuf zarar tehlikesi doğuran vahim eylemler vasfını aşarak, Anayasal düzeni doğrudan ortadan kaldırma neticesine yönelmiş, örgütün ülke genelindeki organik bütünlüğünden ve etkinliğinden istifade edilerek planlanıp uygulanmış, neticesi ve başarısı eş zamanlı, senkronize hareketlere bağlı hukuki anlamda tek bir fiil olarak ortaya çıkmıştır. Bu nedenle örgütsel koordinasyon veya iştirak iradesi gereğince ve iş bölümü doğrultusunda bulundukları mahal ve konumlarına uygun, amaca hizmet eden ve katkı sunan icrai harekette bulunanların, icra aşamasına geçerek amaç suç yönünden somutlaştığında ve elverişliliğinde tartışma bulunmayan bu fiil üzerinde müşterek hâkimiyet kurdukları gözetilerek 5237 sayılı TCK’nın 37. maddesi kapsamında “doğrudan fail” olduklarının kabulünde zorunluluk vardır.
Mensup olduğu örgütle kurduğu bağ nedeniyle örgütsel faaliyet kapsamında işlenen Anayasayı ihlal suçuna ilişkin planlama, hazırlık ve icra organizasyonundan haberdar olmak suretiyle darbeye teşebbüs suçunu sevk ve idare edenler tarafından verilen emirleri/görevleri kabullenerek ülke çapındaki icra hareketleriyle illi bir değer taşıyan icra hareketlerini gerçekleştirenlerin ya da görev paylaşımı bağlamında henüz sırası gelmemiş icra hareketleri için gerekli hazırlıkları yapanların bu suç yönünden müşterek fail olarak sorumlu tutulmaları gerekmektedir.
Doğrudan kanuni tanımda öngörülen cebir ve şiddet içeren icrai hareket niteliğinde olmayan, somut zarar tehlikesinin gerçekleşmesini sağlayacak biçimde (faillerle birlikte) fiil üzerinde müşterek hâkimiyet kurmalarını temin edecek fonksiyonel bir mahiyet taşımayan, suç organizasyonu içinde bir iş bölümünün gereği olarak görevlendirilmeleri nedeniyle ika edildiği kanıtlanamayan ancak suçun icrasına başlanmasından sonra katılma iradesini açıkça ortaya koyan, zaman, nitelik ve yakın zarar tehlikesine yaptığı katkı itibariyle bütün olarak darbenin icrasını kolaylaştırmaya yönelen hareketleri gerçekleştiren sanıkların eylemlerinin, 5237 sayılı TCK’nın 309/1 ve 39/2-c maddeleri kapsamında Anayasayı ihlale teşebbüs suçuna yardım etmek suçunu oluşturacağı gözetilmeli, hukuki durumları buna göre tespit edilmelidir.
5237 sayılı TCK’nın 309. maddesinde düzenlenen suç bir somut tehlike suçu olduğundan suçun oluşması için ayrıca bir neticenin gerçekleşmesi aranmamaktadır. Bu itibarla sanığın amaca matuf eylemi ve/veya işlediği elverişli araç suç ile suçun konusu üzerinde meydana gelen somut tehlike arasında illiyet bağının bulunması gerekli ve yeterlidir. Suça teşebbüsün kabulü için aranan elverişli vasıtalarla cebri eylemlere başlanıp başlanmadığı araştırılırken ve vasıtanın elverişliliği takdir edilirken tek tek yapılan eylemlerle amaçlanan hedefler arasında doğrudan doğruya bağ kurmak yoluna gidilemez. Ancak her hâlükârda ülke genelinde gerçekleştirilmek istenen amaca matuf cebri/icrai fiilin, sanığın bulunduğu mahalde/sorumluluk sahasında da doğrudan doğruya ya da araç suçlar yönünden icrasına başlanması aranmalıdır. Sanığın bu icrai fiile yine icrai bir hareketle katılması mümkün olduğu gibi garantörlük yükümlülüğünü ihmal etmek suretiyle de iştirak edebileceği görülmektedir.
Konusu suç teşkil eden emir hiçbir surette yerine getirilemez. Aksi takdirde yerine getiren ile emri veren sorumlu olur (1982 Anayasasının 137/2 ve 5237 sayılı TCK’nın 24/3. maddeleri). Askeri hizmete müteallik hususlarda verilen emir bir suç teşkil ederse bu suçun işlenmesinden emri veren mesuldür. Ancak amirin emrinin adli ve askeri bir suç maksadını ihtiva eden bir fiile müteallik olduğu kendisince malum ise, maduna da faili müşterek cezası verilir (1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu 41/3-B).
İlk derece ve bölge adliye mahkemesince kabul edilen somut olay;
15 Temmuz 2016 tarihinde ülke genelinde meydana gelen darbe girişimi kapsamında, Kars merkezde 14. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı'nda Tugay Komutanı Tuğgeneral ... Avcı başkanlığında darbe teşebbüsüne ilişkin koordine toplantısı yapıldığı, sözde darbe teşebbüsünü nihai amaca ulaştırmak için 14. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı'na bağlı askerler tarafından Tank, GZPT, ZPT, ZTT ve Unimog tipi askeri araçlar ile; il emniyet müdürlüğü, çevik kuvvet şube müdürlüğü, bölge trafik şube müdürlüğü ve valiliğin kuşatılıp işgal edilmek istendiği, il merkezine gelen yollar ve il merkezindeki bir kısım kavşakların ulaşıma kapatıldığı, sivil araç ve yayaların geçişine engel olunduğu, bir kısım kamu görevlisinin derdest edilmek istendiği, belediye binasının kuşatılarak sözde sıkıyönetim ilanına ilişkin anons yapıldığı, darbe girişimine tepki gösteren vatandaşların dağıtılması amacıyla havaya ateş açıldığı bilinmektedir.
Bu bağlamda 1. Tank Taburu Komutan vekili Yüzbaşı ... ve 2. Tank Taburu Komutanı Yarbay ... darbe teşebbüsüne ilişkin olarak aldıkları emirler doğrultusunda, 1. ve 2. Tank Taburu bünyesinde bulunan tankların ve askeri araçların il merkezine gelen yolların ve bir kısım kavşakların ulaşıma kapatılıp sivil araç ve yayaların geçişine engel olunması amacıyla kışla dışına çıkış emri vermişlerdir.
Bu kapsamda;
İl emniyet müdürlüğünün işgal edilmesi amacıyla emniyet müdürlüğündeki askeri unsurlara takviye olarak tank komutanı Astsubay ..., sürücüsü Uzman Çavuş ..., nişancısı Uzman Çavuş ..., doldurucusu Uzman Çavuş ... olan 363325 tankın saat 00:00 civarı kışladan çıkış yaptığı, bu tanka araç komutanı Üstteğmen ..., sürücüsü Uzman Çavuş ... olan 363302 plakalı BMC kamyonun eşlik ettiği, Kars Valiliğinin önünden geçerek Kars il emniyet müdürlüğü önüne geçtikleri esnada "Kars Kaz Evi" isimli işyerinin önüne gelindiğinde karşılarında ellerinde Türk Bayrağı sallayan ve "asker kışlaya" diye bağıran halkı görünce araçları kenara çekerek stop edip araçlardan indikleri ve toplanan kalabalığın "yanlış yapıyorsunuz kışlanıza dönün" diyerek askerleri uyardıkları, bu esnada ceride defterindeki kayıtlardan anlaşılacağı üzere; belediye hoparlöründen saat 01:02 de Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yönetime el koyduğuna ilişkin sıkıyönetim ilanı anonsu yapıldığı, bazı askerlere telefonda görüştükleri kişiler tarafından darbe girişimi olduğu söylendiği, Üsteğmen ...'in kışlaya geri dönmek amacı ile Yüzbaşı ...'yı arayarak emir talebinde bulunmak istediği ancak kendisine ulaşamadığı, polislerin yardımları neticesi tankı çalıştırarak geri geri çıkarak kışlaya dönmek için saat 02:00 civarı yola çıktıkları, kışla nizamiyesinde kışlaya giriş yapmak için geri dönen tankların ve askeri personelin Yarbay ... tarafından içeri alınmadığı, içeri girememeleri üzerine tankı tarım lojmanlarının olduğu yere geri getirerek stop ettikleri ve arıza var diyerek beklemeye başladıkları, hava aydınlanırken polislerin gelerek ...'ı gözaltına almasıyla tank ve BMC askeri araç ile kışlaya girerek araçları garaja park ettikleri,
Kars Devlet Hastanesi/Azat kavşağının kapatılması amacıyla tank komutanı Asteğmen ..., sürücüsü Uzman Çavuş ..., nişancısı Uzman Çavuş ..., doldurucusu Uzman Çavuş ... olan ... plakalı tankın saat 00:15 civarı kışladan çıkış yaptığı, bu tanka araç komutanı Üsteğmen ..., sürücüsü Uzman Çavuş ... olan 363201 plakalı Mercedes Unimog aracın eşlik ettiği, saat 00:30 civarı Kars Devlet Hastanesi/Azat kavşağına gelindiğinde bölük komutanı Üsteğmen ...'nın emri üzerine askerlerin yola dizilerek tank ve mercedes unimog kamyon ile Erzurum yolunu gidiş ve geliş olarak araç ve yaya geçişine kapattıkları, gelen araçları durdukları, sadece hastaneye giden araçlara izin verdikleri, Türk bayraklarıyla beraber halkın toplanarak Üsteğmen ... ile tartıştıkları, vatandaşların "İstanbul'da, Ankara'da askerler vatandaşa ateş ediyorlarmış" dediği, bulundukları yere polis ekiplerinin geldiği, polisin Üsteğmen ...’ya hitaben "benim sorumluluk bölgemde ne işiniz var tankını al personelini topla buradan git" dediği, diğer askerlere de "tanklarınıza binip buradan gidin" dediği, polislerin Uzman Çavuş ...'a "TSK’dan bazı askeri personeller helikopter ile etrafa ateş açtı, Ankara Gölbaşı’nda 17 Polisimizin şehit oldu" dediği, Üsteğmen ...'nın polislere emir aldığını ve komutanlarıyla görüşüp bilgi vereceğini söyleyerek telefonla ...'yı aradığı, ...'nın Üsteğmen ...'ya “1-2 saate kadar çekileceğiz, durum netleşiyor, siz orada bekleyin” şeklinde emir verdiği, Üsteğmen ...'nın aldığı emri görevli polislere anlattığı, polislerin "olmaz araçları çekeceksiniz" dedikleri, bunun üzerine Üsteğmen ...'nın yeniden telefonla ...'yı arayarak durumu anlattığı, ...'nın ...'ya "bekleyin ben geliyorum" dediği, ...'nın aldığı yeni emri görevli polislere anlattığı, polislerin araçların çekilmesi gerektiğini, aksi takdirde gözaltına alacaklarını söyledikleri, ...'nın da cevaben "askeriyenin kuralları çok sert, emre itaatsizlikte ısrar suçuyla suçlanıp ağır cezalar alabilirim" diyerek biraz daha beklemelerini söylediği, ancak görevli polisler bunun olmayacağını söyleyerek ...'yı gözaltına aldıkları, bunun üzerine ...'ın bölük Astsubayını aradığı, bölük astsubayının ...'a "hemen toplanın kışlaya dönün" dediği, yine bölük astsubayının ...'e de kışlaya dönmeleri gerektiğini söylediği, bunun üzerine askerlerin saat 03:30 civarı kışlaya dönüşe geçtiği,
Digor yolu-Bölge Trafik Kavşağının kapatılması amacıyla tank komutanı Teğmen ..., sürücüsü Uzman Çavuş ..., nişancısı Uzman Çavuş ... ve doldurucusu Uzman Çavuş ... olan ... plakalı tankın saat 00:30 civarı kışladan çıkış yaptığı, Digor yolu-bölge trafik kavşağına gelindiğinde Teğmen ... emri altındaki askerlere yoldan geçen araçları durdurarak geri döndürmeleri emrini vererek tankın namlusunu Bölge Trafik Şube Müdürlüğüne çevirdiği, tanık ...'ın askerlere “bölgenin idaresini size vermeyeceğiz, yaptığınız kanunsuz bir eylem, Türkiye Cumhuriyetinin polisi tel örgü arkasında rehine gibi nöbet tutamaz" dedikten sonra bağırarak "asker kışlaya polis asayişe” dediği, Teğmen ...'in de cevaben “buranın kralı benim o sözü söyleyen karşıma gelsin” dediği, tanık ...'in ise askerlere "Türkiye Cumhuriyeti Anayasası içerisinde bu yaptığınız yanlış bir emirdir, Biz dağdaki terörist değiliz, bize silah doğrultuyorsunuz. Tanklar neden bölge trafik şube müdürlüğünü hedef almış" demesi üzerine Teğmen ...'in yanındaki askerlere emir vererek, silahı doldur boşalt yaptırarak, silahı vatandaşın üzerine doğrultturarak üçe kadar saydığı, vatandaşların bunun bir darbe girişimi olduğunu ve kışlaya dönmeleri gerektiğini söyledikleri, Teğmen ...'in Yüzbaşı ...’yı arayarak halkın toplanmaya başladığını belirterek halkın telefonlarından okuduğu darbe girişimine ilişkin haberleri ...'ya anlattığı, Yüzbaşı ...'nın cevaben "bekleyin bende geliyorum" dediği, on dakika sonra ...'nın gelerek halka açıklama yaptığı, Yüzbaşı ...'nın Teğmen ...'e "biraz daha bekleme" emrini verdiği, Teğmen ...'in komutanı olduğu tankın beklemeye devam ettiği ve saat 03:00 civarı kışlaya dönüş için yola çıktıkları,
Digor yolu-Bölge Trafik Kavşağının kapatılması amacıyla tank komutanı Asteğmen ..., sürücüsü Uzman Onbaşı ..., nişancısı Uzman Çavuş ... olan ... plakalı tankın saat 00:45 civarı kışladan çıkış yaptığı, ardından da sürücüsü Uzman Çavuş ... olan 363353 plakalı BMC marka askeri aracın kışladan çıkış yaptığı, Bölge Trafik Kavşağına gelindiğinde tankın yolu kısmen kapatacak şekilde yerleştirildiği, Teğmen ...'in emri ile otogar kavşağının kapatılması amacıyla 363353 plakalı tank ve 363353 plakalı BMC marka askeri aracın bölge trafik kavşağından ayrılarak otogar kavşağına intikal ettiği, bu esnada tank komutanlığına Astsubay ..., BMC marka askeri araç komutanlığına ise Asteğmen ... geçtiği, otogar kavşağına gelindiğinde Astsubay ...'nın emri ile askerlerin yolu trafiğe kapatarak gelen araçları geri çevirdikleri, bu sırada askerlerin telefondan internete girerek darbe girişimine dair haberleri okudukları, rütbeli personellerin telefonlarına tugay karargahından mesaj aracılığı ile “Halkın Can Güvenliğinden biz sorumlu değiliz. Mecbur kaldığınızda silah kullanma yetkiniz var inisiyatif sizde” şeklinde emirler geldiği, Astsubay ... ve Uzman Çavuş ...’nin haber almak için BMC askeri araç ile Digor yolu Bölge Trafik Kavşağına gittiği, ancak ... Bölge Trafik Kavşağında olmadığı için geri geldikleri, Astsubay ...'nın telefonla Yüzbaşı ...’yı aradığı, ...’nın ...'ya "emir komuta sende" demesiyle tank ve BMC askeri aracın saat 03:45 civarı kışlaya doğru yola çıktığı, fakat kışlaya giden yolların tırlar tarafından kapatılması nedeniyle emniyet güçlerinin eskortluğunda kışlaya ulaştıkları,
Digor yolu-Bölge Trafik Kavşağının kapatılması amacıyla tank komutanı Asteğmen ..., sürücüsü Uzman Çavuş ..., nişancısı Uzman Çavuş ..., doldurucusu Uzman Çavuş ... olan 363219 plakalı tankın saat 01:00 sıralarında kışladan çıkış yaptığı, Astsubay ... birliğindeki tankların daha önceden kışla dışına çıkmış olması nedeniyle kışla dışına çıkmak için bu tanka bindiği, saat 01:15 sıralarında Digor yolu Bölge Trafik kavşağına varıldığında tank ile yolu kapatacak şekilde kavşağı araç ve yaya geçişine kapattıkları, sivil polis olan bir vatandaşın darbe girişimi olduğunu Asteğmen ...'a söylediği, vatandaşların ellerinde Türk Bayrağı ile “Kışlanıza dönün asker kışlaya, yavrum yaptığınız olmuyor” dedikleri, saat 03:00 civarı tank komutanı Asteğmen ...’ın emri ile kavşaktan ayrılarak kışlaya dönüşe geçtikleri, kışla girişinde Yarbay ...'ın "emrimi dinlemeden nasıl geri dönersiniz" deyip tankı kışlaya almak istemediği, tank komutanı ...'ın bu emirlere uymayacağını ve tankı garaja çekeceğini söyleyerek tankını kışlaya soktuğu,
Yüzbaşı ..., 1. Tank Tabur Komutanlığı'nda mühimmat dağıtmakla görevli olan Astsubay ...'ya alabileceği kadar mühimmat alarak yanına gelmesi emrini verdiği, araç komutanı Astsubay ... olan ve içerisinde Uzman Çavuş ... bulunan 363282 plakalı Mercedes Unimog araç ile cephaneliğe gidilip tutanak karşılığı G-3 mühimmatı, Uçaksavar ve A4 mühimmatı alınarak kışla nizamiyesine gelindiği, kışla içerisinde hazır olarak bekleyen araç komutanı Astsubay ... olan ... plakalı BMC kamyon ve araç komutanı Astsubay ... olan ... plakalı Mercedes Unimog araç içerisindeki askerlere bu mühimmatların dağıtıldığı, bu esnada kendilerinin taburundan olmayan ve Yarbay ...’ın komutasında bulunan bir kaç tanka da mühimmat verildiği, Yüzbaşı ...’nın, ...'ya kışla dışında bulunan tanklara da mühimmat vermesi emri ile beraber 363282 plakalı mercedes Unimog araç ile mühimmat yüklü vaziyette kışladan çıkış yapıldığı, Digor yolu-bölge trafik kavşağının kapatılması amacıyla kışla dışına çıkan tank komutanı Asteğmen ... olan ... plakalı tanka, tank komutanı Teğmen ... olan ... plakalı tanka ve Kars Devlet Hastanesi/Azat kavşağının kapatılması amacıyla kışla dışına çıkan tank komutanı Asteğmen ... olan ... plakalı tanka ve askerlere mühimmat dağıtıktan sonra kışlaya döndükleri,
Digor yolu Bölge Trafik Kavşağını kapatmak amacıyla kışla dışına çıkan tanklara destek olmak amacıyla araç komutanı Yüzbaşı ... (tabur komutan vekili) olan ... plakalı Land araç, araç komutanı Astsubay ..., sürücüsü Uzman Çavuş ... olan, içerisinde Astsubay ..., Uzman Çavuş ..., Uzman Çavuş ..., Uzman Çavuş ... olan ... plakalı BMC kamyon, araç komutanı Astsubay ..., sürücüsü Uzman Çavuş ... olan, içerisinde Astsubay ..., Astsubay ..., Uzman Çavuş ..., Uzman Çavuş ..., Uzman Çavuş ... olan ... plakalı Mercedes Unimog araç ve araç komutanı Astsubay ... içerisinde Uzman Çavuş ... bulunan 363282 plakalı Mercedes Unimog araç ile konvoy halinde saat 01:30 civarı kışladan çıkış yaptıkları, saat 01:45 civarı Digor yolu Bölge Trafik Kavşağına gelindiğinde askerlerin araçlardan inerek ikişerli saf düzeninde Erzurum Kars anayolunda toplanan vatandaşların önüne dizildikleri, ellerinde Türk bayrağı bulunan vatandaş topluluğunun “En büyük asker bizim asker, şehitler ölmez vatan bölünmez, asker kışlaya, asker bizim askerimiz uymayın bunlara gidin kışlaya” gibi sloganlar attıkları, saat 02:00 sıralarında Yüzbaşı ..., komutası altındaki askerler ile beraber araçlara binerek saat 02:15 sıralarında kışlaya intikal ettikleri ve saat 03:00 sıralarında askerlerin verilen emir üzerine tekrar araçlara binerek, yine Yüzbaşı ...’nın Land aracını takip ederek konvoy halinde yine Bölge Trafik Şube Müdürlüğü Kavşağının bulunduğu bölgeye kışla dışında bulunan tankların durumunu kontrol etmek amacıyla gittikleri akabinde ise burada bulunan tank ile birlikte kışlaya döndükleri,
Şehir merkezindeki tren yolu civarında ... İlköğretim Okulunun önünde konuşlanarak barikat varsa yıkmak amacıyla tank komutanı Asteğmen ..., sürücüsü Uzman Onbaşı ... olan ... plakalı tankın saat 02:30 civarı kışladan çıkış yaptığı, tekbir sesleri eşliğinde ve ellerinde Türk bayrağı olan halkın tankın bulunduğu yere yaklaşması ve kışla dışındaki diğer tankların geri döndüğünün görülmesi üzerine söz konusu tankın saat 03.45 sıralarında kışlaya dönmek üzere harekete geçtiği ve tugay girişinin kapalı olması sebebiyle polislerin yardımı ile kışlaya giriş yaptıkları,
2. Tank Taburu Tabur Komutanı Yarbay ...'ın taburda görevli sanık Üsteğmen ...'e "MİT Başkanını misafir edeceğiz" diyerek emir vermesi üzerine sanık Üsteğmen ... ve komutasındaki sanıklar Astsubay ..., Uzman Çavuş ..., Uzman Çavuş ..., Uzman Çavuş ...’ın hücum yelekleri, silahları ve mühimmatları ile birlikte tam teçhizatlı bir şekilde Land isimli askeri araca binerek kışladan çıkış yaptıkları, MİT binasına yakın bir noktada aracı durdurdukları, sanıklar ..., ...’ın araçta beklediği, sanıklar ..., ... ve ...'in ise saat 01.15 sıralarında yaya olarak Kars il merkezinde bulunan MİT binasına giriş yaptıkları, sanık ...'in binanın giriş kapısında bulunan MİT görevlilerine: "komutanımız başkanınızı çay içmeye davet ediyor" dediği, MİT görevlilerinin ise cevaben: "ne çayı kardeşim, darbe oluyor, sizin haberiniz yok mu? başkanımız gelmeyecek." şeklinde sözler söyledikleri, bunun üzerine sanıklar ..., ... ve ...'in araca döndükleri, bu sırada sanık ...'in cep telefonundan haberlere bakarak darbe girişimine ilişkin açıklamaları gördüğü, sanık ...'in tabur komutanını telefonla aradığı, MİT başkanının gelmek istemediğini söylediği, tabur komutanının cevaben: "tekrar gidin, gerekirse zor kullanın" dediği, bunun üzerine ...'in diğer askerlere: "arkadaşlar tabur komutanı yeniden gitmemizi istiyor" dediği, sanık ...'in gelmek istemediği, bu nedenle sanık ...'in onun yerine sanık ...'ı görevlendirdiği, sanıklar ..., ... ve ...'ın saat 01.40 sıralarında yeniden MİT binasına gittikleri, sanık ...'in MİT görevlilerine: "tabur komutanımız başkanınızı çağırıyor, gerekirse zor kullanılacak" dediği, MİT görevlilerinin ise: "kesinlikle teslim olmayacaklarını, gerekirse kanlarının son damlalarına kadar çatışacaklarını" söylediği, bunun üzerine sanıkların MİT binasından ayrılarak kışla nizamiyesine döndükleri ve burada beklemeye başladıkları,
İçtima alanında beklerken saat 23:00 sıralarında ...'in askerlere hitaben “TSK yönetime el koydu, tankları hazırlayın dışarıya çıkacağız” dediği, daha sonra 2. tank taburuna ait ... plakalı tanka Üsteğmen ...'un emir vermesi üzerine araç komutanı olarak sanık Asteğmen ... ile sanık Astsubay ..., sürücü olarak sanık Uzman Çavuş ...'in bindiği, ... plakalı tanka sanık Teğmen ..., sürücü olarak sanık Uzman Çavuş ..., sanık Uzman Çavuş ...’ın bindiği, her iki tankı sanık ...'nın komuta ettiği, iki tankın tabur komutanı ...'ın emri doğrultusunda birlikte kışladan çıkış yaparak saat 01.00 sıralarında Kars - Digor kara yolu üzerinde bulunan Trafik Denetleme Şubesi önünde bulunan kavşağa intikal ettikleri, sanıklar ... ve ...'in tanklardan indiği, diğer sanıkların tank içerisinde beklediği, sanık ...'nın olay yerine daha önce gelen sanık ...'in yanına gittiği, iki sanığın bir süre konuştukları, bu sırada Trafik Denetleme Şubesi'nde bulunan polislerin mevzilenmiş olduğu, sanıklar ... ve ...'nın emri ile tankların kavşakta yolu kapatacak biçimde konumlandırıldığı ve namlularının yola doğru çevrildiği, sanık ... ve komuta ettiği bir grup askerin silahlı bir şekilde yol üzerinde bekleme yaptıkları, gelen araçları durdurarak geri çevirdikleri, bu sırada sanık ... ve komuta ettiği askerlerin olay yerine gelerek tanklara mühimmat dağıttığı, bir süre sonra camilerden sala okunmaya başladığı ve vatandaşların darbeye karşı direnmek için sokaklara davet edildiği, çevredeki bir grup vatandaşın toplandığı ve sanıklara tepki gösterdikleri, "siz vatan haini misiniz? kışlanıza geri dönün" şeklinde sözler söyledikleri, bunun üzerine sanık ...'in sanık ... ve komutasındaki tankın içerisinde bulunan askerlere halkın darbeye karşı olduğuna dair sözler söylediği, bu sırada sanık ...'nın tabur komutanı ... ile telefonla konuştuğu, ...'ın sanık ...'ya geri dönerek Kazım Karabekir Kışlası'nda bulunan askeri lojmanların önünde güvenlik önlemi almaları emrini verdiği, 02.00 - 02.30 sıralarında sanık ...'nın emri üzerine her iki tankın birlikte hareket ettikleri, tabur komutanın emri doğrultusunda Kazım Karabekir Kışlası'nda bulunan askeri lojmanların bulunduğu yere doğru gittikleri, lojman nizamiyesi önünde durdukları, bu sırada çevrede darbeye karşı tepki göstermek amacıyla toplanmış vatandaşların bulunduğu, vatandaşların sanıklara "siz vatan haini misiniz? darbe mi yapıyorsunuz?" şeklinde bağırdıkları, sanıkların bir süre tankların içerisinde bekledikleri, bir polis ekibinin gelerek sanıkları kışlaya geri dönmeleri yönünde uyardığı, sanık ...'nın emri ile tankların kışlaya dönmek üzere harekete geçtikleri, bu sırada yolların iş makineleri tarafından kapatılmış olduğu, 16 Temmuz 2016 günü 07.00 sıralarında tankların kışla nizamiyesinden giriş yaptıkları,
353158 plakalı tanka sanık Üsteğmen ...'un emir vermesi üzerine tank komutanı olarak sanık Astsubay ..., sürücü olarak sanık Uzman Çavuş ...’ın bindiği, 16 Temmuz günü saat 01.00 sıralarında nizamiyeye intikal ettikleri, nizamiye bölgesinde bulunan kamyonetten tanka 500 adet uçaksavar mermisi ve 500 adet A-4 mermisi yüklendiği, sanıkların 02.40 sıralarına kadar nizamiye bölgesinde tank içerisinde bekledikleri, tabur komutanı ...'ın emri ile kışladan çıkış yaparak Cumhuriyet Caddesi üzerinde ters yönde ilerledikleri, Ordu Caddesi'ne geldiklerinde darbe girişine tepki göstermek amacıyla toplanan vatandaş gurubu ve polis ekipleri ile karşı karşıya geldikleri, vatandaşların askerlere hitaben "yaptığınız kanunsuzdur, kışlanıza dönün" şeklinde sözler söyledikleri, bir vatandaşın sanık ...'a yapılanın kalkışma olduğunu söylediği, bunun üzerine sanık ...'ın sürücüye geri dönme emri verdiği, tankın Kazım Karabekir Kışlası önüne geldiği, bu sırada tabur komutanının emir astsubayının el feneriyle ikazda bulunarak sanık ...'a tabur komutanının vatandaşların üzerine gitmeleri, barikatları kaldırmaları yönünde emir verdiğini söylediği, bunun üzerine sanık ...'ın emriyle tankın yeniden hareket ettiği, cadde üzerinde bir noktada durduğu, bir süre burada bekledikleri, tabur komutanlığı binasından rütbeli bir askerin bağırarak vatandaşları ezmeleri yönünde emir verdiği, sanık ...'ın cevaben tankın arızalandığını söylediği ve tanka arıza flaması astırdığı, bir süre sonra vatandaşların tanka taş atmaya başladıkları, sanık ...'ın emriyle bulundukları yerden hareket ederek tren yolu geçidinin bulunduğu yere gittikleri, 04.30 sıralarına kadar burada bekledikleri, bu bölgede başka tankların da bulunduğu, bir süre sonra tabur komutanının bölgeye geldiği, saat 05.30 sıralarında kışlaya dönüş yaptıkları,
353163 plakalı tanka sanık ...'un emri üzerine tank komutanı olarak sanık Asteğmen ..., sanık Astsubay ..., sanık Uzman Çavuş ...'nın bindiği, sanık ...'un Havalimanı Kavşağı'nı kapatmaları yönünde emir verdiği, sanıkların tank ile birlikte Havalimanı Kavşağı'na intikal ettikleri, tankı kavşaktaki trafik akışını engelleyecek biçimde konuşlandırdıkları, sanık ...'ün cep telefonundan haberlere baktığı, diğer askerlere "darbe oluyor, ben yıllarca okudum bir yerlere gelmek için, bunlar başımızı yakacaklar" şeklinde sözler söylediği, bir süre sonra sanık ...'ün telefon ile sanık ...'i arayarak ne yaptıklarını sorduğu, sanık ...'in cevaben "TSK yönetime el koydu diyerek gelen araçları çeviriyoruz" dediği, bunun üzerine sanıklar ... ve ...'nin gelen sivil araç ve yayaları durdurdukları, TSK'nın yönetime el koyduğunu söyleyerek evlerine gitmeleri yönünde uyarıda bulundukları, bu sırada camilerden sala seslerinin duyulduğu ve yapılan anonslarla vatandaşların darbeye karşı direnmek üzere sokaklara davet edildiği, bunun üzerine bir grup vatandaşın Havalimanı Kavşağı çevresinde toplanmaya başladığı, camide müezzin olan dosya tanığı ...'ın da olay yerine gelerek sanıklar ... ve ... ile konuştuğu, kışlalarına dönmeleri yönünde telkinde bulunduğu, sanıkların emir gelmeden geri dönemeyeceklerini söyledikleri, saat 03.00 sıralarında sanık ...'ün emri üzerine sanıkların tanka bindikleri, bu sırada sanık ...'ün telefonla sanık ...'la görüştüğü, sanık ...'un sanık ...'e beklemeye devam etmelerini söylediği, bunun üzerine sanık ...'nin küfrederek "beklemiyoruz" dediği, sanıkların tankla birlikte kışlaya döndükleri, kışla nizamiyesinde tabur komutanı ...'ın sanık ...'e "neden geri döndünüz, siz vatan haini misiniz?" diyerek tepki gösterdiği, "şehir merkezine gideceksiniz, yolu kapatan araçları ezeceksiniz, gerekirse vatandaşlara ateş edeceksiniz" diyerek bağırdığı, sanık ...'ün tabur komutanına "vatandaşların kendilerine tepki gösterdiğini, polislerin kendilerini gözaltına alabileceklerini" söyleyerek yeniden dışarı çıkmak istemediklerini belirttiği, bunun üzerine tabur komutanının sanık ...'ün isim ve sicilini sorarak bir kağıda yazdığı, sanığa "seni vatana ihanetten tutuklatırım, mühimmat alıp geri döneceksiniz, polisleri ve vatandaşları vuracaksınız, gerekirse herkesi öldüreceksiniz" dediği, sanık ...'nin tabur komutanının emrini yerine getirmemek için hızla tankın yanından uzaklaşarak kışla içerisine girdiği ve dışarı çıkmadığı, sanıklar ..., ...'nın mühimmat alarak yeniden tanka bindikleri ve şehir merkezine doğru harekete geçtikleri, tabur komutanı ...'ın da Land isimli aracına binerek kışladan tankla birlikte çıkış yaptığı, sanıkların içerisinde bulunduğu tankın tren yolu bölgesine geldiğinde yolun sivil araçlar tarafından kapatılmış olduğu, darbe girişimine direnmek amacıyla dışarı çıkan vatandaşlar tarafından tanka taş atıldığı, sanıkların bir süre tankın içerisinde bekledikleri, polislerin gelerek kışlaya dönmeleri konusunda uyarılarda bulunduğu, bunun üzerine sanıkların içerisinde bulundukları tank ile sabah saatlerinde kışlaya döndükleri,
... plakalı tanka sanık Üsteğmen ...'un emri üzerine tank komutanı olarak sanık Astsubay ..., sürücü olarak sanık Uzman Çavuş ..., nişancı olarak sanık Uzman Çavuş ...'in binerek tabur binası önüne intikal ettikleri, saat 01.00 sıralarında sanık ...'in emri üzerine Hafız Hakkı Paşa Kışlası lojman nizamiyesi önüne geldikleri, 02.30 - 03.00 sıralarına kadar burada bekledikleri, bu sırada sanıkların cep telefonlarına darbe girişimine dair mesajlar geldiği, sanık ...'ın cep telefonu ile internete girerek tank içerisindeki diğer askerlere TRT'de yayınlanan darbe bildirisini dinlettiği, akabinde sanık ...'in emir vermesi üzerine bulundukları yerden hareket ederek Cumhuriyet Caddesi üzerinde ters yönde ilerlemeye başladıkları, bu sırada sanık ...'in sanık ...'e telefon ederek Işıklı Camii önünde bulunan engelleri kaldırmaları emrini verdiği, bu sırada darbe girişimine karşı direnmek amacıyla dışarı çıkan çok sayıda vatandaş ve sivil araçlar tarafından yolun kapatılmış olduğu, bu durumun görülmesi üzerine sanık ...'in emir vererek komuta ettiği tankı ara sokaklara yönlendirdiği, bu sırada Land Rover isimli bir aracın tankın önünü kestiği, araçtan inen bir subayın sanık ...'e “tugay komutanının emri olduğunu, geri dönerek sivil araçları ezmesini” söylediği, sanık ...'in ...'in komutasında olduklarını belirterek emri yerine getirmeyeceğini söylediği, bunun üzerine subayın "seni divanı harpte yargılayacağım, astıracağım" diyerek sanık ...'i tehdit ettiği, sanık ... ve komutasındaki tankın ara sokaklardan ilerleyerek kışla nizamiyesine geldiği, tabur komutanı ... tarafından kışla içerisinde sokulmadıkları, bunun üzerine yeniden hareket ederek tren yolunun bulunduğu bölgeye geldikleri, bu sırada yolun Kars Belediyesi'ne ait bir çöp kamyonu ve iki tır dorsesi tarafından kapatılmış olduğu, bir süre burada bekledikleri, bu sırada havanın aydınlanmış olduğu, bir süre sonra tabur komutanı ...'ın bölgeye geldiği, olay yerinde bulunan polisler ile tabur komutanı arasında bir tartışma yaşandığı, tabur komutanı ...'ın sanık ... komutasındaki tanka çöp kamyonunu ezmeleri emrini verdiği, bunun üzerine tank sürücüsü sanık ... tarafından tankın çöp kamyonunun üzerine hareket ettirildiği, tankın çöp kamyonunu itmeye başladığı, bunun neticesinde çöp kamyonun zarar gördüğü, olay yerinde bulunan polis ekibinin tabur komutanını gözaltına aldığı, sabah saatlerinde polislerin yönlendirmesi ile sanık ... komutasındaki tankın kışla içerisinde çekildiği,
353239 plakalı tanka sanık Üsteğmen ...'ın emri ile tank komutanı olarak sanık Astsubay ...’in binerek kışla nizamiyesine intikal ettiği, saat 01.30 sıralarında tabur komutanı ...'ın Fethiye cami önüne giderek orada bulunan askerlere yardımcı olmaları yönünde emir vermesi üzerine sanık ... komutasındaki tank ile birlikte kışladan çıkış yaparak Fethiye Camii önüne geldikleri, bu sırada darbe girişimine direnmek amacıyla toplanan kalabalık bir vatandaş grubu ile karşılaştıkları, aynı zamanda cami hoparlöründen salalar okunduğu ve vatandaşların darbe girişimine karşı direnmek için dışarı çağrıldığı, vatandaşların tankların etrafını sararak slogan attıkları ve askerlere tepki göstermeleri üzerine sanık ...'in kışla istikametine dönmek istediği ancak yolların askeri ve sivil araçlar ile kapatılmış olduğu, bu sırada tabur komutanı ...'ın telsizden sivil araçların ezilmesi emrini verdiği, sanık ...'in bu emri yerine getirmediği, sanık ... ve komutasındaki tankın ara sokaklardan tren yolunun bulunduğu bölgeye geldiği, yolun sivil araçlar tarafından kapatılmış olduğu, polis ekiplerinin gelerek çevredeki askerlere komutanlarının gözaltına alındığını söyleyerek kışlalarına dönmeleri yönünde uyarılarda bulundukları, sanık ... ve komuta ettiği tankın polis yardımıyla saat 04:00 sıralarında kışla içerisine çekildiği,
353235 plakalı tanka sanık Üsteğmen ...'ın emri ile tank komutanı olarak sanık Uzman Çavuş ..., sürücü olarak sanık Uzman Çavuş ...'ın binerek kışla nizamiyesine intikal ettikleri, saat 01.30 sıralarında tabur komutanı ...'ın Fethiye cami önüne giderek orada bulunan askerlere yardımcı olmaları yönünde emir vermesi üzerine sanık ... komutasındaki tank ile birlikte kışladan çıkış yaparak Fethiye Camii önüne geldikleri, bu sırada darbe girişimine direnmek amacıyla toplanan kalabalık bir vatandaş grubu ile karşılaştıkları, aynı zamanda cami hoparlöründen salalar okunduğu ve vatandaşların darbe girişimine karşı direnmek için dışarı çağrıldığı, vatandaşların tankların etrafını sararak slogan attıkları ve askerlere tepki gösterdikleri, olay yerine gelen polis ekiplerinin sanık ...'a vatandaşları tahrik etmemeleri ve kışlaya geri dönmeleri yönünde uyarıda bulunduğu, bunun üzerine sanık ...'ın kışlaya geri dönme emri verdiği, ara sokaklardan ilerleyerek kışla önüne geldikleri, sanık ...'ın sanık ... ve tabur komutanı ...'ın yanına gittiği, ...'ın sanık ...'a hiddetli bir şekilde: "kışlaya dön emrini sana kim verdi?" şeklinde bağırdığı, sanık ...'ın cevaben kendi inisiyatifi ile geri döndüğünü söylediği, bunun üzerine tabur komutanının vur emri olduğunu, geri dönerek vatandaşları ezmesini emrettiği, sanık ...'ın tanka geri dönerek kendisine verilen emirleri sürücü sanık ...'a söylediği, sanık ...'ın sanık ...'a geri dönmek istemediklerini, vatandaşları ezemeyeceklerini söylediği, sanık ...'ın cevaben tabur komutanının emir verdiğini, dönmeleri gerektiğini söylediği, bunun üzerine sanık ...'ın: "tankın arızalı olduğunu söyleyelim" dediği, sanık ...'ın cevaben "ben söyleyemem" dediği, sanık ...'ın tabur komutanının yanına giderek tankın arızalı olduğunu, frenlerin çalışmadığını, sorumluluğun kendisinde olduğunu bu nedenle geri gidemeyeceklerini söylediği, bunun üzerine tabur komutanının "kenara çekin bekleyin o zaman" dediği, sanıkların bir süre bekledikleri, tabur komutanının kışladan ayrılması üzerine tankı garaja soktukları,
... plakalı tanka sanık Üsteğmen ...'ın emri ile tank komutanı olarak sanık Astsubay ..., sanıklar Uzman Çavuş ... ve Uzman Çavuş ...’ın binerek kışla nizamiyesine intikal ettikleri, saat 01.00 sıralarında tabur komutanı ...'ın: "Aslanlı Yol'a giderek bölgenin emniyeti alacaksınız" şeklinde emir vermesi üzerine kışladan çıkış yaparak Aslanlı Yol olarak bilinen cadde üzerine geldikleri, sanık ...'ın emri ile tankı yolu sivil araç ve yayaların geçişine engel olacak biçimde cadde ortasında konumlandırdıkları, bir süre sonra darbe girişimine karşı direnmek amacıyla dışarı çıkan vatandaşların çevrede toplanmaya başladıkları, sanık ...'ın sanık ...'ı arayarak vatandaşların toplandığını, tankların üzerine çıkmaya çalıştıklarını söylediği, sanık ...'ın cevaben: "tabur komutanının emridir, bulunduğunuz yerden ayrılmayın" dediği, bunun üzerine sanık ... ve komuta ettiği tankın beklemeye devam ettiği, çevredeki vatandaşların tankın çevresinde toplanarak tepki gösterdikleri, bu sırada kışla içerisinde sanık ...'un emri üzerine sanık Uzman Çavuş ... ve komutasındaki sanıklar Uzman Onbaşı ..., Uzman Onbaşı ..., Uzman Onbaşı ... ve Uzman Onbaşı ...'ın 352102 plakalı Land araca bindikleri, sanık ...'un sanıklara çarşıda bulunan tankın emniyetini almaları, gerekirse çevredeki vatandaşlara silahlarının dipçikleri ile müdahale etmeleri yönünde emir verdiği, yine sanık ...'un araçta bulunan askerlere silah kullanma yetkisinden söz ettiği, "sivile doğrultmayacaksınız, mühimmatların sarfı yoktur, sivil ile münakaşaya girmeyin, çok zorda kaldığınızda havaya ateş edin ve çıkış yapın tankın aslan heykelinin olduğu yerde güvenliğini sağlayın" şeklinde sözler söylediği, bunun üzerine sanıkların Land araç ile kışladan çıkarak tankın bulunduğu bölgeye gelerek diğer askerlere katıldıkları, bu sırada sanık ...'ın yeniden sanık ...'ı telefonla arayarak vatandaşları zapt edemediklerini söylediği, sanık ...'ın durumu yanındaki tabur komutanına ilettiği, tabur komutanının cevaben havaya ateş açmaları emrini verdiği, sanık ...'ın mühimmatlarının olmadığını söylemesi üzerine tabur komutanının piyadelerin ateş etmesi emrini verdiği, sanık ...'ın tabur komutanı tarafından verilen emirleri sanık ...'a ilettiği, sanık ...'ın da verilen emri yanında bulunan sanık ...'e ilettiği, bunun üzerine sanık ...'in tankın üzerine çıkarak elindeki piyade tüfeği ile birden fazla kez havaya ateş ettiği, bu sırada çevrede TSK'nın yönetime el koyduğuna dair anonslar yapıldığı, vatandaşların tepkisini artırması üzerine sanıkların tank ile birlikte harekete geçtikleri, olay yerine gelen bir polis ekibinin tankın önünü keserek sanık ... ve diğer askerleri gözaltına almak istedikleri, sanık ...'ın yeniden sanık ...'ı aradığı, polislerin kendilerini gözaltına almak istediklerini söylediği, bunun üzerine sanık ...'ın: "tabur komutanı yanımda, gerekirse manevra yap, araçlara çarp geç, ancak kesinlikle teslim olma" dediği, ancak sanık ...'ın emri yerine getirmeyerek polislere teslim olduğu, sanıkların gözaltına alındığı,
353237 plakalı tanka sanık Üsteğmen ...'ın emri ile tank komutanı olarak sanık Uzman Çavuş ...'nın binerek kışla nizamiyesine intikal ettiği, saat 01.00 sıralarında tabur komutanı ...'ın: "At heykelinin bulunduğu yola giderek bölgenin emniyeti alacaksınız" şeklinde emir vermesi üzerine kışladan çıkış yaptıkları, 01.30 sıralarında söz konusu cadde üzerine geldikleri, Atatürk caddesi üzerinden girip bu caddenin sonuna kadar yani ... Harakani Türbesine kadar tank ile gidip geri döndükleri, bir grup vatandaşın gelerek sanık ...'ya bir darbe girişimi olduğunu söyleyerek "ne işiniz var burada kışlaya dönün" diye tepki gösterdiği, bu sırada telsizden tabur komutanının "karşı çıkan ve tepki gösteren olursa ateş edin ve gerekirse ezin" şeklinde emir verdiği, daha sonra sanık ...'nın emir vererek tankı yakınlarda bulunan orduevi önüne çektirdiği, bir süre bekledikleri, akabinde sanık ...'nın emri üzerine yeniden hareket ettikleri, Kazım Karabekir Kışlası önünde kalabalık bir vatandaş grubunun toplanmış olduğu, ara sokaklardan ilerleyerek saat 04:00 sıralarında kışlaya dönüş yaptıkları,
Saat 03.00 sıralarında sanık ...'ın tabur komutanının tank istediğini söylemesi üzerine 353151 plakalı tanka araç komutanı olarak sanık Üsteğmen ... ile birlikte Uzman Çavuş ...'in binerek nizamiye bölgesine geldikleri, tabur komutanı ...'ın sanık ...'ı yanına çağırarak Kars İl Emniyet Müdürlüğüne gitmeleri, komando tugayının kendilerine takviyeye geleceğini söylediği, bunun üzerine sanık ... ve komuta ettiği tankın kışladan çıkış yaparak şehir merkezine doğru ilerlediği, bu sırada diğer tankların kışla istikametine doğru gelmekte olduğu, yolların darbe girişimine direnmek amacıyla dışarı çıkan vatandaşlar ve sivil araçlar tarafından kapatılmış olduğu, sanık ...'ın sanık ...'ı telefonla aradığı, yolun vatandaşlar tarafından kapatılmış olduğunu söylediği, sanık ...'ın cevaben tabur komutanının araçları yarıp geçmeleri emrini verdiğini söylediği, sanık ...'ın emri yerine getirmeyerek tank sürücüsüne yön değiştirmesi emrini verdiği, bu sırada vatandaşların tankın etrafını sardığı, polis ekiplerinin gelerek sanıklara kışlaya dönmeleri aksi halde gözaltına alınacakları yönünde uyarıda bulunduğu, bunun üzerine sanık ...'ın emri ile kışlaya döndükleri,
Suç tarihinde bölük nöbetçi astsubayı olması nedeniyle kışlada bulunduğu sırada bölükte görevli Asteğmen ...'ın tugay komutanı tarafından alarm emri verildiğini söylemesi üzerine sanık ...’in komutasındaki askerleri garaj bölgesinde topladığı, bir süre askerlerin başında beklediği, bu sırada sanığın kendi beyanına göre tatbikat olduğunu düşündüğü, 23.30 sıralarında taburda görevli Üsteğmen ...'in sanığı arayarak kaç tane silahın bulunduğunu sorduğu, sanığın cevaben silahlıkta 15 tane silahın bulunduğunu söylediği, ...'in sanığa silahları toplu olarak bir yerde tutmasını söylediği, bir süre sonra sanığın komutasındaki askerleri gazinoya gönderdiği, başlarına nöbetçi olarak ...'nu bıraktığı, neler olduğuna dair bilgi edinmek için ...'in yanına gittiği, bu çevredeki askerlerden darbe girişimi olduğunu duyduğu, ...'in sanığa güvenlik tedbiri almak üzere nizamiye bölgesine gideceklerini söylediği, sanığa "sen gelmiyor musun?" diye sorduğu, sanığın gelmek istemediğini söylediği, 00.00 sıralarında sanığın televizyondan darbe girişimine dair haberleri takip etmeye başladığı, bir süre sonra gazinoya giderek komutasındaki askerlerden silahlarını ve teçhizatlarını toplattığı ve depoya kilitlettiği, kimsenin dışarıya çıkmaması emrini verdiği, 16 Temmuz sabahı 08.00 sıralarında yeniden içtima aldığı ve askerlerini yatakhaneye gönderdiği, sanığın olay gecesi kışla dışarısına çıkmadığı şeklinde gerçekleşen olayda;
I- Sanık ... hakkında Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs, Türkiye Büyük Millet Meclisini ortadan kaldırmaya teşebbüs, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs suçlarından verilen beraat hükümlerine dair istinaf başvurusunun esastan reddi kararı yönünden yapılan incelemede;
Sanık hakkında, sanığa yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olması gerekçe gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan katılanlar T.C. Cumhurbaşkanlığı ve Türkiye Büyük Millet Meclisi vekilinin sanığın atılı suçlardan cezalandırılması gerektiğine ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle beraate ilişkin hükümlerin ONANMASINA,
Derece mahkemelerince sübutu kabul edilen olayın, Devletin Anayasal düzenini cebir ve şiddet kullanarak değiştirmek amacıyla, FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensuplarınca, işgal ettikleri kamu görevinin verdiği yetkiye istinaden tasarruf etme imkânını haiz bulundukları devlete ait silah ve mühimmatı kullanarak gerçekleştirilen bir silahlı darbe teşebbüsü olduğunda ve bu kalkışmaya iştirak edenlerin eylemlerinin, 5237 sayılı TCK'nın 309, 311 ve 312. maddelerinde düzenlenen suçları oluşturacağında kuşku yoktur. Ancak aynı hukuki değerleri koruyan ve kapsamı itibariyle eylemlerin haksızlık muhtevasını tamamen ortadan kaldıran Anayasayı ihlal suçunun (TCK'nın 309. md.) tüm unsurlarıyla gerçekleştiği somut olayda sanıkların ayrıca, Türk Ceza Kanununun 311. ve 312. maddelerinde düzenlenen suçlardan ve keza aralarında geçitli /müterakki suç ilişkisi nedeniyle aynı Kanunun 314. maddesinde yer alan silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan cezalandırılmaları imkânı bulunmadığından;
II- Sanık ...’un Anayasal Düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs suçundan, sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ...’in Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüse yardım etme suçundan mahkumiyetlerine dair istinaf başvurularının esastan reddi kararları yönünden yapılan incelemede;
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanıklar ..., ..., ..., ... ile sanıklar müdafileri ve katılanlar T.C. Cumhurbaşkanlığı ile Türkiye Büyük Millet Meclisi vekilinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri sair nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle hükümlerin ONANMASINA,
III- Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ...’in Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs suçundan mahkumiyetlerine dair istinaf başvurularının esastan reddi kararları yönünden yapılan incelemede;
1. Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... yönünden;
Oluş, iddia, mahkeme kabulü ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında; somut zarar tehlikesinin gerçekleşmesini sağlayacak biçimde -faillerle birlikte- fiil üzerinde müşterek hâkimiyet kurmalarını temin edecek fonksiyonel bir mahiyet taşımayan, suç organizasyonu içinde bir iş bölümünün gereği olarak görevlendirilmeleri nedeniyle ika edildiği kanıtlanamayan ancak suçun icrasına başlanmasından sonra katılma iradesini açıkça ortaya koyan, zaman, nitelik ve yakın zarar tehlikesine yaptığı katkı itibariyle bütün olarak darbenin icrasını kolaylaştırmaya yönelen hareketleri gerçekleştiren sanıkların eylemlerinin, 5237 sayılı TCK’nın 309/1 ve 39/2-c maddeleri kapsamında Anayasayı ihlale teşebbüs etme suçuna yardım suçunu oluşturacağı ve sanıklar ..., ... ile ...’nın olay yerindeki faaliyetleri gözönüne alındığında üst sınıra yakın bir cezaya hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden suç vasfında düşülen yanılgı sonucu yazılı şekilde karar verilmesi,
2. Sanık ... yönünden;
a) Oluş, iddia, mahkeme kabulü ve tüm dosya kapsamı nazara alındığında; somut zarar tehlikesinin gerçekleşmesini sağlayacak biçimde -faillerle birlikte- fiil üzerinde müşterek hâkimiyet kurmalarını temin edecek fonksiyonel bir mahiyet taşımayan, suç organizasyonu içinde bir iş bölümünün gereği olarak görevlendirilmesi nedeniyle ika edildiği kanıtlanamayan ancak suçun icrasına başlanmasından sonra katılma iradesini açıkça ortaya koyan, zaman, nitelik ve yakın zarar tehlikesine yaptığı katkı itibariyle bütün olarak darbenin icrasını kolaylaştırmaya yönelen hareketleri gerçekleştiren sanığın eylemlerinin, 5237 sayılı TCK’nın 309/1 ve 39/2-c maddeleri kapsamında Anayasayı ihlale teşebbüs etme suçuna yardım suçunu oluşturacağı ve olay yerindeki faaliyetleri gözönüne alındığında üst sınıra yakın bir cezaya hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden suç vasfında düşülen yanılgı sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
b) Kabul ve uygulamaya göre;
Yeniden yapılan yargılama öncesinde sanık hakkında TCK 62 hükmünün tatbik edilmiş olması, aleyhe istinaf talebi olmadan bölge adliye mahkemesince dosyanın bozulması ve yeniden yapılan yargılamada da maddenin uygulanmasına engel olumsuz hali tespit edilemeyen sanık hakkında TCK'nın 62 maddesinin uygulanmaması,
3. Sanık ... yönünden;
Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımın kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla sair temyiz itirazlarının REDDİNE, ancak;
Takdiri indirim nedeni olarak; failin geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışları, cezanın failinin geleceği üzerindeki olası etkileri gibi hususların göz önünde bulundurulması gerektiği gözetilmeden geçmişte hakkında herhangi bir suç kaydı ve sabıkası bulunmayan, dosyaya yansıyan olumsuz bir davranışı tespit edilemeyen sanık hakkında yalnızca yazılı şekilde yeterli olmayan gerekçe ile TCK’nın 62. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Kanuna aykırı, sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... ve eşi, ... ile sanıklar müdafilerinin ve katılanlar T.C. Cumhurbaşkanlığı ve Türkiye Büyük Millet Meclisi vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, bozma nedeni ve tutuklulukta geçirilen süre dikkate alınarak sanıklar ve müdafiilerinin tahliye taleplerinin reddi ile sanıkların tutukluluk hallerinin devamına, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın Kars 2. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 6. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 23.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.