Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, dava konusu 2835 parsel sayılı taşınmazın tapuda intikal işlemleri yapılırken R. A.’nın veraset ilamı yerine sehven N. A.’nın veraset ilamı esas alınarak R.’in mirasçısı davalı S.’e pay verilmediğini, taşınmazın aynı tarihte davalı M.’a satıldığını, Tapu Tüzüğünün 85. addesine göre S.’in de mirasçı olarak yazılmak suretiyle tapu kütüğünün düzeltilmesini istemiştir.
Davalı S., davanın kabulünü istemiş, davalı M. taşınmazı iyiniyetle edindiğini ve iyiniyetinin korunması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davanın kabulüne ilişkin olarak verilen son hüküm, Dairece; bozma ilamına uyulmakla ilgilisi lehine usuli kazanılmış hak oluştuğu halde bozma ilamı uyarınca işlem yapılmadığı ve infazda kuşku yaratacak şekilde hüküm kurulduğu gerekçeleriyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmüne uyulan önceki bozma ilamında mahkemece verilen kararın son kayıt maliki M."un TMK"nun 1023. maddesi yönünden hükme yeterli araştırma yapılmadığı, bu hususun kendiliğinden nazara alınması gerektiği belirtilerek hükme yeterli bir araştırma yapılması gereğine değinilerek bozulduğu, bu bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda verilen davanın kabulüne ilişkin karar bu kez , Dairenin 23.09.2010 tarihli ilamı ile son kayıt maliki bakımından TMK"nun 1023 maddesi yönünden hükme yeterli araştırma yapılmadığına ilişkin bozma ilamına uyulmasına rağmen, bozma uyarınca işlem yapılmayarak usulü kazanılmış hakla ilgili temel kuralın gözardı edildiği ve infazda tereddüt yaratacak şekilde hüküm oluşturulmuş olduğu gerekçesiyle bozulmuş, bu kez mahkemece son bozma ilamına da uyularak davanın reddine karar verilmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki, bozma ilamına uyulmakla taraflar lehine kazanılmış hak oluşur. Bu hususa önceki bozma ilamında da değinilmesine ve mahkemece, bozma ilamına uyulmasına rağmen son kayıt malikinin TMK"nun 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanıp yararlanmayacağı hususunda herhangi bir araştırma ve inceleme yapılmaksızın mevcut delillere göre sonuca gidildiği, böylece bozma ilamının gereği yerine getirilmediği anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca, Dairenin son bozma kararı uyarınca son kayıt malikinin TMK"nun 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanıp yararlanamayacağı ve iktisabının iyiniyetli olup olmadığı hususunda Dairenin 16.6.2008 tarihli ilamında belirtilen ilkeleri kapsar şekilde araştırma ve inceleme yapılması, gerektiğinde tanık veya tanıkların ayrıntılı bilgisine başvurulması, ondan sonra karar verilmesi gerekirken anılan hususun gözardı edilmiş olması doğru değildir.
Davacının temyiz itirazının kabulü ile , hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 08.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.