Esas No: 2015/10440
Karar No: 2015/12791
Karar Tarihi: 07.12.2015
Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/10440 Esas 2015/12791 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
Hakaret suçundan sanık ...’nin, Türk Ceza Kanunu’nun 125/3-a, 43/2 ve 62. maddeleri uyarınca 12 ay 15 gün hapis cezası cezalandırılmasına, TCK"nın 51. maddesi gereğince hapis cezasının ertelenmesine dair, Adapazarı 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 18/05/2006 tarihli ve 2005/899 (E), 2006/374 (K) sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 03/09/2014 tarih ve 291891 sayılı istem yazısıyla, Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.
İstem yazısında; “Mahkemelerce karar verilirken gerekçe gösterilmiş ise gösterilen gerekçenin yerinde olup olmadığı olağan yasa yolu ile denetlenebilir ise de, olağanüstü bir kanun yolu olan kanun yararına bozma yoluyla denetlenemeyeceği, ancak mahkemece hiç gerekçe gösterilmemiş ise bu durumun kanun yararına bozma konusu yapılabileceğine dair Yargıtay Ceza Dairelerinin kararları karşısında, somut olayda sanık hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 125/1-3-a maddesinde düzenlenen kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret suçunun hapis cezası yanında seçenek olarak adli para cezasını da içermesi ve mahkemece hiçbir gerekçe gösterilmeden hapis cezası tercih edilerek mahkumiyet hükmü kurulmak suretiyle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 34/1 ve 230. maddelerine ayrı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
I-Olay:
Sanık hakkında yapılan yargılama sonucunda, hakaret suçundan erteli hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın temyiz edilmeksizin kesinleşmesi sonrası, sanığın denetim süresi içerisinde yeniden kasıtlı suçtan mahkum edilmesi üzerine, erteli cezanın aynen infazına karar verildiği, hükmün infazı aşamasında Kanun yararına bozma yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
TCK"nın 125/3-a maddesinde düzenlenen kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret suçunun seçimlik ceza öngörmesine karşın, gerekçe belirtilmeksizin adli para cezası yerine hapis cezası tercihinin hukuka uygun olup olmadığına ilişkindir.
III- Hukuksal Değerlendirme:
Öğretide “olağanüstü temyiz” olarak adlandırılan kanun yararına bozma olağanüstü yasa yolunun koşulları ve sonuçları, “kanun yararına bozma” adı ile 5271 sayılı CMK’nın 309 ve 310. maddelerinde düzenlenmiştir.
5271 sayılı Kanun’un 309. maddesi uyarınca, hâkim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde, maddî hukuka veya yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtayca bozulması istemini yasal nedenlerini açıklayarak, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirecektir. Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da hükmün veya kararın bozulması istemini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazarak Yargıtay ceza dairesine verecek, ileri sürülen nedenlerin Yargıtayca yerinde görülmesi halinde karar veya hüküm yasa yararına bozulacak, yerinde görülmezse istem reddedilecektir.
Böylece ülke sathında uygulama birliğine ulaşılacak, hâkim ve mahkemelerce verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıklar ile uygulamadaki esaslı yanlışlar ve esasa etkili usul yanılgılarının, toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi sağlanacaktır.
Kanun yararına bozma yasa yoluna, istinaf ve temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmiş hüküm ve kararlara karşı gidilmesi nedeniyle kesin hükmün otoritesinin bütünüyle zedelenmemesi amacıyla bu yola başvurabilmek için hukuka aykırılık halinin ciddi boyutlara ulaşması gerekmektedir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 14.11.1977 gün ve 3-2 sayılı kararında da açıkça vurgulandığı üzere, bu yasa yolunun olağanüstü bir yasa yolu olması nedeniyle, her türlü hukuka aykırılık iddiası, yasa yararına bozma konusu yapılamayacak, bu kapsamda hâkimlerin takdir hakkı alanına giren ve suç işleyenler için bir hak teşkil etmeyen hususlar ile mahkemenin takdirine bağlı istekler ve uygulamadaki takdir yanılgıları veya takdirin yerinde olup olmadığının denetlenmesine ilişkin başvurular, temyiz yasa yolundan farklı olarak yasa yararına bozma konusu yapılamayacağından, bu yolla denetlenemeyecektir.( Ceza Genel Kurulunun 23/03/2010 tarih ve 2/29-56 sayılı kararı da bu doğrultudadır.)
Kanun yararına bozma istemine konu edilen TCK’nın 125/1. maddesinde: “Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden ... veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.” hükmüne, 125/3-a maddesinde ise: “Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı,...İşlenmesi hâlinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz.” düzenlemesine yer verilmiştir.
İnceleme konusu somut olayda; sanık hakkında hakaret suçundan hüküm kurulurken TCK"nın 125/3-a maddesi uyarınca takdiren denilmek suretiyle, hapis cezasının tercih edildiği anlaşılmıştır.
Kanun koyucu hakaret suçunda, cezanın adli para cezası yahut hapis cezası olarak belirlenmesi bakımından hakime takdir hakkı tanımıştır. Yerel Mahkemenin hapis cezası tercihinde kullandığı gerekçenin yerinde veya yeterli olup olmadığı temyiz incelemesinde değerlendirilebilecekken, takdire müteallik konuların inceleme dışı bırakıldığı olağanüstü kanun yolu olan, Kanun yararına bozma yoluyla denetlenmesi mümkün değildir.
IV- Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce, kanun yararına bozma isteminin takdire ilişkin olması nedeniyle yerinde görülmediğinden, CMK"nın 309. maddesi koşullarını taşımayan KANUN YARARINA BOZMA İSTEĞİNİN REDDİNE, 07.12.2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.