Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, miras bırakanının paydaşı olduğu 3 parsel sayılı taşınmazda, davalı kardeşi M. ile birlikte yaptıkları binanın altında bulunan ve dükkan olarak kullanılan bölümlerin, davalı M. tarafından diğer davalıya kiraya verilmek suretiyle müdahale edildiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesine ve ecrimisile karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuştur.
Davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, Dairece; “Somut olayda; davalı M. ile yapılan kira sözleşmesinde pay ve paydaş çoğunluğunun sağlandığı kanıtlanmış değildir. Tüm bu somut olaylar yukarıda açıklanan ilkelerle birlikte değerlendirildiğinde, davalı K.’in geçerli bir kira sözleşmesine göre taşınmazı kullandığını söyleyebilme olanağı yoktur. Hal böyle olunca; davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyulurak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı Kadir tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü. Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, hükmüne uyulan bozma ilamı doğrultusunda davalı K. geçerli bir kira sözleşmesine dayanmaksızın taşınmazı kullandığı benimsenmek suretiyle elatmanın önlenmesine ve ecrimisile karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Davalı K. bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir,Reddine.
Ne var ki, davacının miras payı gözetilerek ecrimisilin hüküm altına alınması gerekirken,yazılı şekilde fazla ecrimisile hükmedilmiş olması doğru değildir.
Davalı K. temyiz itirazının kabulü ile hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesine göre) HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 8.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.