Hakaret - Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/8958 Esas 2015/12783 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
18. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/8958
Karar No: 2015/12783
Karar Tarihi: 07.12.2015

Hakaret - Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/8958 Esas 2015/12783 Karar Sayılı İlamı

 

 

18. Ceza Dairesi         2015/8958 E.  ,  2015/12783 K.

  •  


"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi



Hakaret suçundan sanığın TCK"nın 125/1-4, 62 ve 52/2. maddeleri uyarınca 2320 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, sanık uzlaşmayı kabul etmediğinden hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına dair, Büyükçekmece 7. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 11/02/2014 tarihli ve 2013/1521 esas, 2014/210 karar sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 05/05/2014 gün ve 147939 sayılı istem yazısıyla, Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.
İstem yazısında; “Dosya kapsamına göre, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının koşullarının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 231/6. maddesinde düzenlendiği ve söz konusu koşullar arasında tarafların aralarında uzlaşmaya varmalarının yer almadığı, aynı Kanun"un 231/5. maddesinde yer alan "...Uzlaşmaya ilişkin hükümler saklıdır..." şeklindeki düzenlemenin, tarafların aralarında uzlaşmaya varmaları halinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı yerine uzlaşma hükümlerinin uygulanmasına yönelik getirilen bir düzenleme olduğu gözetilmeden, sanık aleyhine sonuç doğuracak surette yasal olmayan gerekçeyle sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
I-Olay:
Hakaret suçundan sanık hakkında yapılan yargılama sonucunda, adli para cezası ile cezalandırılmasına, sanık uzlaşmayı kabul etmediğinden hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verildiği hüküm tarihi itibariyle cezanın kesin olduğu anlaşılan bu kararın infazı sırasında, CMK"nın 231. maddesinin talep edilmiş olmasına karşın hatalı gerekçeyle uygulanmadığından, kanun yararına bozma yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına ilişkin mahkeme gerekçesinin hukuka uygun olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
III- Hukuksal Değerlendirme:
5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinde düzenlenen “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesinin uygulanabilmesi için öncelikle,
- Sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünde, hükmolunan cezanın iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezasından ibaret olması,
- Suçun CMK’nın 231. maddesinin 14. fıkrasında yazılı suçlardan olmaması,
- Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması,
- Sanığın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına itirazının bulunmaması,
Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tamamen giderilmesine ilişkin koşulların birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir.
Anılan bu objektif koşulların gerçekleşmesi ile birlikte ayrıca “Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılmasına” ilişkin takdire dayalı subjektif koşulun da gerçekleşmesi halinde “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesinin uygulanması olanağı bulunmaktadır.
Görüldüğü gibi CMK’nın 231. maddesinde düzenlenen “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesinin uygulanabilmesi için gereken şartlar arasında, sanığın daha önce uzlaşmayı kabul edip etmemesinin bir önemi bulunmamaktadır. CMK"nın 231/5. maddesinde geçen “...Uzlaşmaya ilişkin hükümler saklıdır...” ibaresinden anlaşılması gerekenin, uzlaşmaya tabi bir suçta davanın tarafları arasında uzlaşma sağlanmış olması halinde öncelikle uzlaşma hükümlerinin uygulanması zorunluluğudur.
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 16/02/2010 tarih ve 4/253-28 sayılı kararında da belirtildiği üzere, sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünün hukuki bir sonuç doğurmamasını ifade eden ve doğurduğu sonuçlar itibariyle karma bir özelliğe sahip bulunan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, denetim süresi içinde kasten yeni bir suçun işlenmemesi ve yükümlülüklere uygun davranılması halinde, geri bırakılan hükmün ortadan kaldırılarak kamu davasının 5271 sayılı CMK’nın 223. maddesi uyarınca düşürülmesi sonucunu doğurduğundan, bu niteliğiyle sanık ile devlet arasındaki cezai nitelikteki ilişkiyi sona erdiren düşme nedenlerinden birisini oluşturmaktadır. Koşullu bir düşme nedeni oluşturan “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesi, objektif koşulların (mahkûmiyet, suç niteliği ve ceza miktarı, daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmama, sanığın kabulü, zararın giderilmesi) varlığı halinde mahkemece, diğer kişiselleştirme hükümlerinden önce ve re’sen değerlendirilerek, uygulanması yönünde kanaate ulaşıldığı takdirde, hiçbir isteme bağlı olmaksızın öncelikle uygulanmalıdır.
İnceleme konusu somut olayda; sanık hakkında hakaret suçundan adli para cezası verildiği, sanığın adli sicil kaydının bulunmadığı, hakaret suçunun somut zarar suçu olmadığı anlaşılmaktadır. Sanıkda duruşmada CMK"nın 231. maddesinin uygulanmasını talep etmiştir. Bu nedenle hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumunun objektif şartlarının oluşması karşısında, mahkemece subjektif koşul da değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, “sanığın uzlaşmayı kabul etmediği” şeklindeki yasal olmayan gerekçe ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi hukuka aykırıdır.
IV- Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1- Hakaret suçundan sanık ... hakkında, Büyükçekmece 7. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 11/02/2014 tarihli ve 2013/1521 Esas, 2014/210 Karar sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2- Aynı Kanun maddesinin 4-b fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, 07/12/2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.



 

 

 

Hemen Ara