Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/9706 Esas 2015/12780 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
18. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/9706
Karar No: 2015/12780
Karar Tarihi: 07.12.2015

Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2015/9706 Esas 2015/12780 Karar Sayılı İlamı

18. Ceza Dairesi         2015/9706 E.  ,  2015/12780 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi


    Hakaret ve görevi ihmal suçlarından şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonucunda, Bursa Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 15/10/2012 tarihli ve 2012/59043 soruşturma, 2012/30545 karar sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik yapılan itirazın reddine ilişkin, mercii Yalova Ağır Ceza Mahkemesinin 11/01/2013 tarihli ve 2012/2852 değişik iş sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 12/05/2014 gün ve 154033 sayılı istem yazısıyla dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:
    İstem yazısında; “Dosya kapsamına göre, Nilüfer Polis Merkezi Amirliğinde görevli polis memuru şüphelinin müştekilere hakaret ettiğine ve adli görevi ihmal ettiğine dair yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilemediğinden bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 160. maddesinde yer alan "Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar. Cumhuriyet savcısı, maddî gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adlî kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür." şeklindeki düzenleme karşısında, Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmak zorunda olduğu, Cumhuriyet savcısının şüphelinin polis merkezinde görevli olması nedeniyle müştekiler ve dosya kapsamında bulunan tanık beyanlarını bizzat alması, teşhis işleminide bizzat kendisi tarafından yaptırılması veya bahse konu ifade, teşhis işlemleri ile başkaca soruşturma işlemlerinin emrindeki diğer kolluk kuvvetlerine yaptırması gerekirken, polis memuru olan şüphelinin olay esnasında görevli diğer meslektaşları tarafından hazırlanan soruşturma evrakı üzerinden karar verilmesi hususları gözetildiğinde, ortada kanuna uygun objektif bir soruşturmanın bulunmadığı bir durumda, anılan Kanun"un 160. maddesi ve diğer maddeleri uyarınca soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın kabulüne karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
    I-Olay:
    Hakaret ve görevi ihmal suçlarından şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma sonucunda, delil yetersizliği gerekçesiyle takipsizlik kararı verildiği, müştekilerin karara süresinde itirazı üzerine, mercii Yalova Ağır Ceza Mahkemesinin kararı ile itirazın reddine karar verildiği, kesin olan bu karara karşı kanun yararına bozma talebinde bulunulduğu anlaşılmıştır.
    II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:
    Kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı itiraz üzerine inceleyerek, reddeden merci kararının hukuka uygun olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.

    III- Hukuksal Değerlendirme:
    Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 160. maddesinin 1. fıkrasında, "Cumhuriyet savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar." 2. fıkrasında, "Cumhuriyet savcısı, maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adli kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür." 170. maddesinin 2. fıkrasında, “Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet Savcısı, bir iddianame düzenler." 172. maddesinin 1. fıkrasında, “Cumhuriyet savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir.” hükümleri düzenlenmiştir.
    Yukarıda yer verilen düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere, Ceza Muhakemesi Kanununun “soruşturma” başlıklı 2. kitabında, Cumhuriyet savcısının suç soruşturmasına ilişkin süreci nasıl yürüteceği ve kovuşturmaya yer olmadığına karar verilmesi durumunda, itirazı incelemekle görevli mahkemenin görevleri açık bir şekilde düzenlenmiş bulunmaktadır.
    Bu çerçevede, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı itiraz üzerine inceleyen mahkeme, kamu davası açılması için yeterli delil bulunmaması durumunda itirazın reddine, yeterli delil bulunması durumunda itirazın kabulüne veya eksik soruşturma nedeniyle soruşturmanın genişletilmesine karar verebilecektir.
    CMK’nın 170/2. maddesine göre kamu davası açılabilmesi için soruşturma aşamasında toplanan delillere göre suçun işlendiğine dair yeterli şüphe bulunması gerekir. Suç ihbar veya şikayeti yoluyla soruşturma yaparak maddi gerçeğe ulaşma yükümlülüğü ve yetkisi bulunan Cumhuriyet savcısı, soruşturma sonucunda elde edilen delilleri değerlendirerek kamu davası açmayı gerektirir nitelikte yeterli şüphe olup olmadığını takdir edecektir. Bu durum delil değerlendirmesini gerektirir. Diğer bir deyişle Cumhuriyet savcısı elde edilen delillerin kamu davası açılması için yeterli olduğu kanaatine varırsa dava açacak, aksi durumda takipsizlik kararı verecektir. Bu nedenle savcının delilleri değerlendirme yetkisi vardır. Aksi durumun kabulü her ihbar veya şikayet üzerine Cumhuriyet savcısının kamu davası açmasını, delil takdirinin ise mahkemeye bırakılmasını gerektirir ki bu kabul lekelenmeme hakkıyla bağdaşmayacak ve kanunun ruhuna uygun düşmeyecektir.
    İnceleme konusu somut olayda; şüpheli ..."nun hakaret ve görevi ihmal suçlarını işlediğine dair müştekilerin somut fiil isnadı içermeyen, iddia edilen suçların işlendiğini göstermeye elverişli yeterlilikte olmayan beyanları dışında kamu davası açmayı gerektirir nitelikte delil bulunmadığı, her ne kadar polis memuru olan şüpheli hakkında yapılan şikayette yine polis memuru olan kolluk tarafından ifade alma işlemi yapılmış ve buna istinaden Cumhuriyet Savcılığı tarafından takipsizlik kararı verilmişse de, müştekilerin bizzat Cumhuriyet savcılığına verdikleri şikayet dilekçesi içeriğinin de aynı hususları içerdiği, kolluk tarafından yaptırılan teşhis tutanağının usule uygun olduğu ve müştekilerin bir itirazının olmadığı, dosya kapsamı itibariyle adil yargılanma hakkını ihlal eder boyutta bir soruşturma yapıldığına ilişkin iddia ve delil de bulunmadığı anlaşıldığından, itirazın reddine dair merci kararı yerinde görülmekle kanun yararına bozma isteminin reddine karar verilmiştir.
    IV- Sonuç ve Karar: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden, CMK"nın 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZMA İSTEĞİNİN REDDİNE, 07.12.2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.




    Hemen Ara