Esas No: 2014/11309
Karar No: 2016/9215
Karar Tarihi: 05.12.2016
Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma - özel belgede sahtecilik - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2014/11309 Esas 2016/9215 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma, özel belgede sahtecilik
HÜKÜM : 1-Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan; TCK’nın 155/2, 43, 62, 52/2-4 ve 53. maddeleri uyarınca mahkumiyet
2-Özel belgede sahtecilik suçundan; 207/1, 43, 62 ve 53. maddeleri uyarınca mahkumiyet
Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma ve özel belgede sahtecilik suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü.
Katılan vekilinin 14.12.2013 havale tarihli dilekçesiyle temyizden feragat ettiği anlaşılmakla, sanık müdafinin temyiz itirazlarıyla sınırlı olarak yapılan incelemede;
Sanığın şoför olarak çalıştığı katılan şirkette kendisine dağıtmak üzere teslim edilen yumurtalara ilişkin sevk irsaliyelerinde tahrifat yaparak 01.01.2010-31.12.2010 tarihleri arasında 369.798 adet, 01.01.2011-27.01.2011 günleri aralığında ise 23.082 adet yumurtayı şirkete teslim etmediği gibi karşılığı olan 41.704 TL"yi de şirketin hesabına geçirmeyerek hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma ve özel belgede sahtecilik suçlarını işlendiğinin iddia edildiği olayda;
1-Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan kurulan hükme yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Katılan ile tanık anlatımları ve bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde, sanığın eyleminin güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğuna dair mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, suçun sabit olmadığına ve eksik incelemeyle karar verildiğine ilişkin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
5237 sayılı Kanun"un 53. maddesinin 1. fıkrasının “c” bendinde yer alan haklardan, sadece kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun, aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, altsoyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c. maddesi gereğince güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanun’un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususta, aynı kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, anılan maddenin verdiği yetkiye istinaden sanık hakkında kurulan hüküm fıkrasından, 5237 sayılı Kanun"un 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün tamamen çıkarılıp yerine, "5237 sayılı TCK"nın 53. maddenin 3. fıkrası uyarınca, 1. fıkranın “c” bendinde yer alan, kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık haklarından koşullu salıverilme tarihine kadar, 1. fıkrada yazılı diğer haklardan cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına" denilmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2-Özel belgede sahtecilik suçundan kurulan hükme yönelik yapılan temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Biçimsel olarak gerçek olmasına rağmen içeriği gerçeğe aykırı olarak düzenlenen belgeler açısından da sahtecilik suçunun oluşacağı; ancak dosya kapsamından ne şekilde sahtecilik yapıldığının anlaşılamadığı ve bu suçlarda aldatma yeteneğinin takdir ve tayininin hakime ait olduğu dikkate alınarak, suça konu belgelerin duruşmaya getirtilip incelenmesi, özelliklerinin tutanağa geçirilmesi suretiyle gözlemde bulunulup, bu belgelerin içerik olarak mı yoksa tahrifat yapılarak mı sahte düzenlediği ile aldatma yeteneğinin ne şekilde oluştuğu hususlarının karar yerinde açıklanıp tartışılması ve denetime olanak verecek şekilde belge asıllarının dosya içerisine konulması, sonucuna göre sanığın hukuki durumun tayin ve takdirinin gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
5237 sayılı Kanun"un 53. maddesinin 1. fıkrasının “c” bendinde yer alan haklardan, sadece kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmetten bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun, aynı maddenin 3. fıkrasına göre koşullu salıverilme tarihinden itibaren uygulanmayacağı gözetilmeden, altsoyu dışındaki kişileri de kapsayacak şekilde 53/1-c. maddesi gereğince güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 05.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.