Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar,miras bırakanın 723, 863 ve 884 parsel sayılı taşınmazlarını davalıya temlik etiği 19.1 2.2000 tarihinden hukuki ehliyetinin bulunmadığını ve bu durumdan faydalanılarak kandırıldığını , yapılan işlemin şekil, bedel ve içerik bakımından geçersiz olduğunu ileri sürüp, akdin ve tapu kayıtlarının iptali ile mirasçılar adına tescil isteğinde bulunmuşlar.bilahare davacılardan O., muris Y."nın terekesine mümessil olarak atanmıştır.
Davalı, davacıların daha önceden açmış oldukları ve sıfat yokluğundan reddedilen dosyadaki delillerin dikkate alınmaması gerektiğini beyan etmiştir.
Mahkemece, mirasbırakanın çekişme konusu taşınmazların temlik tarihinde hukuki ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, duruşma isteği değerden reddedildi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, ehliyetsizlik başta olmak üzere birçok hukuksal nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; miras bırakan Y. K.’nun 723, 863 ve 884 parsel sayılı taşınmazlarını 19.12.2000 tarihinde ve satış suretiyle davalıya temlik ettiği, Adli Tıp Kurumu 4.İhtisas Kurulu’nun 23.08.2006 tarihli raporuyla “Y.K.’nun akit tarihinde hukuki ehliyete haiz olmadığının kabulünün uygun bulunduğunun” bildirildiği görülmektedir.
Öte yandan, eldeki davanın miras bırakan Y.’nın mirasçılarından bir kısmı tarafından tapu iptali ve tüm mirasçılar adına tescil isteğiyle açıldığı, davacıların tayin ettikleri vekil avukatın davayı takip ettiği, bilahare Sakarya Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 24.09.2009 tarih ve 95-261 sayılı kararıyla, (davacılardan) mirasçı O. K.’nun, muris Y.’nın terekesine temsilci olarak atandığı, ancak O.’ın davayı takip eden avukatına tereke temsilcisi sıfatıyla vekaletname vermediği, başka bir ifadeyle yetkisiz vekil tarafından davanın takip edildiği anlaşılmaktadır.
O halde, tereke temsilcisine tebligat çıkarılarak davanın tereke temsilcisi huzuruyla görülmesi, eğer tereke temsilcisi ya da bu sıfatla tayin etmiş olduğu yetkili vekili duruşmaya gelmezse dosyanın işlemden kaldırılması (1086 Sayılı HUMK.nun 409.maddesi - 6100 Sayılı HMK.nun 150. maddesi) ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yetkisiz vekil huzuruyla dava görülerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Davalının temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 08.12.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.