Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, 367 ada 1 parsel sayılı .... Camii Şerefine imam olanlara .....Hanife Hatun Vakfından icareli taşınmazın 1/2 payının F., 1/2 payınında D. kızı E. B.adına kayıtlı olup, adı geçenlerin gaip olması nedeniyle davalı İstanbul Defterdarının kayyım olarak atandığını, 58.02 m2 lik kısmının hükmen yola terkedildiğini kalan 26 m2 lik kısmının 5737 Sayılı Yasanın 17.maddesi uyarınca vakıf adına tescili gerektiğini ileri sürerek gaiplik kararı verilmek suretiyle vakfı adına tescil isteğinde bulunmuştur.
Davalı, davanın öncelikle husumet yönünden reddi gerektiğini, esasen de dava konusu taşınmazın vakfın gayri sahih vakıflardan olması nedeniyle mahlulen vakfına rucu etmeyeceğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kayyıma yöneltilmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle açılan davanın pasif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
“Dava, gaiplik kararı verilmek suretiyle tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın pasif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; Sarıyer Sulh Hukuk Mahkemesinin 08.10.2004 tarih ve 898-990 sayılı kararıyla, çekişme konusu 367 ada 1 parsel sayılı taşınmazın paydaşları olan D. kızı E. B. ile F.’nın sağ veya ölü olduklarına dair belge bulunamadığı gerekçesiyle, 3561 Sayılı Yasanın 2.maddesi uyarınca Türk Medeni Kanununun 427.madde hükmüne göre en büyük mal memuru İstanbul Defterdarının kayyım olarak tayinine karar verildiği anlaşılmaktadır. Bilindiği gibi; kayyımın kayıt maliki yerine geçip onu temsil etme yetkisine haiz olduğu, onun aleyhine açılan davanın da görülebilir olduğu kuşkusuzdur.
Öyle ise, işin esasına girilip, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 Sayılı HMK.nun geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 Sayılı HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA,…”alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 08.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.