Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/9888 Esas 2011/12478 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/9888
Karar No: 2011/12478
Karar Tarihi: 08.12.2011

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/9888 Esas 2011/12478 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Bu dava, tapu iptali ve tescili isteğine ilişkindir. Davacı Hazine vekili, kadastro sırasında Hazine adına tespit edilen taşınmazın, itiraz üzerine komisyonca Hazine adına yapılan tespitinin iptal edilerek davalı H. P.adına tespitine karar verildiğini ve bu şekilde kesinleştiğini, taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olup, çalılık ve fundalık vasfında olduğunu ileri sürerek tapu iptal ve Hazine adına tescil istekli eldeki davayı açmıştır. Yargılama sonucunda mahkeme, davanın esastan reddine karar vermiştir. Ancak, davacı vekili tarafından karar düzeltme istenilmiştir. Kararda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun “Tarafta iradi değişiklik” başlığını taşıyan 124. madde hükmü ile HUMK'un 440. maddesi gereğince bozulması gerektiği belirtilmektedir. Kararda geçen kanun maddeleri: 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 124. maddesi, HUMK'un 440. maddesi.
1. Hukuk Dairesi         2011/9888 E.  ,  2011/12478 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : SİVAS 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 11/06/2009
    NUMARASI : 2007/183-2009/162

    Taraflar arasındaki davadan dolayı Sivas 2. Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 11.06.2009 gün ve 2007/183-2009/162 sayılı hükmün Onanmasına ilişkin olan 14.12.2010 gün ve 7923-13381 sayılı kararın düzeltilmesi süresinde davacı vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:
    Dava, tapu iptali ve tescili isteğine ilişkindir.
    Dava dilekçesi içeriğinden; davacı Hazine vekilinin, kadastro sırasında Hazine adına tespit edilen 941 parsel sayılı taşınmazın, itiraz üzerine komisyonca Hazine adına yapılan tespitinin iptal edilerek davalı H. P.adına tespitine karar verildiğini ve bu şekilde kesinleştiğini, taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olup, çalılık ve fundalık vasfında olduğunu, tarım arazisi özelliği taşımadığını ve zilyetlikle iktisap şartlarının gerçekleşmediğini, davalının kısa bir süre için zilyet olup, zilyetliğinin kesintiye uğradığını ileri sürerek tapu iptal ve Hazine adına tescil istekli eldeki davayı açtığı, getirtilen kayıtlardan çekişme konusu 941 parselin komisyon kararına istinaden tescil edildiği, dava açıldıktan sonra anılan parselin 01.11.2005 tarihinde ifraz edilerek 2924 ve 2925 parsellerin oluştuğu, 2925 parselin 23.12.2002 tarihinde kamulaştırmaya istinaden Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü adına, 2924 parselin ise davalılar adına tescil edildiği anlaşılmaktadır.
    Mahkemece, davanın esastan reddine dair verilen karar Dairece; “ ... gerçek kişinin ölümüyle medeni haklardan yararlanma ehliyeti ve buna bağlı olarak da taraf ehliyetinin sona ereceğinin Medeni Kanununun 28. maddesinin buyurucu nitelikteki hükmüyle açıklandığı, dava tarihinden önce ölüm nedeniyle şahsiyeti son bulan kişinin taraf ehliyetini yitireceği, nitekim 4.5.1978 tarih 1978/4-5 Sayılı İçtihatları Birleştirme kararında da dava tarihinden önce ölen kişinin taraf ehliyetini yitireceği, aleyhine dava açılamayacağı, dava tarihinde şahsiyeti sona ermiş olan kimsenin mirasçılarına ardıllık (halefiyet) kuralı uygulanamayacağından tebligat yapılmak veya dava ıslah edilmek suretiyle davaya devam edilemeyeceğinin vurgulandığı ve içtihatların bu doğrultuda kararlılık kazandığı, somut olayda da davalı H. P."in dava tarihinden önce 8.5.1995 tarihinde ölmüş olduğu, davanın 09.09.2005 tarihinde açıldığı, bu sebeple dava şartının bulunmadığı ve bu hususun HUMK"un 188/2 maddesi hükmü uyarınca kamu düzeni ile ilgili olup re"sen gözetilmesi gerektiği, bir başka ifadeyle dava şartının bulunmaması sebebiyle ölü kişi hakkında açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davalı H."in mirasçılarının ve çekişme konusu taşınmazın hakkında dava açılmayan diğer pay sahiplerinin dahili dava yoluyla davaya dahil edilmeleri suretiyle yargılamaya devam edilerek işin esasın incelenerek, esastan karara bağlanmış olmasının doğru olmadığı, davanın reddine dair hükmün açıklanan gerekçeyle ve sonucu itibariyle doğru olduğu ” gerekçesi ile karar onanmış olup, davacı Hazine vekili karar düzeltme isteğinde bulunmuştur.
    Bilindiği üzere; 1 Ekim 2011 tarihinde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu yürürlüğe girmiş olup, kamu düzeni ile ilgili yeni usul hükümlerinin tamamlanmamış olaylarda da uygulanacağı kuşkusuzdur. (6100 Sayılı Yasanın 448.maddesi)
    Dairenin onama gerekçesi verildiği tarih itibariyle doğru ise de, 6100 sayılı HMK"nın “ Tarafta iradi değişiklik ” başlığını taşıyan 124. madde hükmü 1086 Sayılı Yasadan ayrılarak yeni düzenlemeler getirmiştir. Bu durumda eldeki davaya konu edilen istek yönünden 6100 Sayılı Yasanın 124. maddesi hükmünün tatbik edilip edilmeyeceğinin değerlendirilip gerekçelendirilerek bir karar verilmesi gerekeceği açıktır.
    Değinilen bu hususlar karar düzeltme istemi üzerine bu kez yapılan inceleme ile anlaşıldığından, davacı vekilinin karar düzeltme isteğinin 12.01.2011 tarihinde kabul edilen ve 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK"nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 Sayılı HUMK’un 440. maddesi gereğince kabulüne, Dairenin 14.12.2010 tarih, 2010/7923 Esas, 2010/13381 Karar sayılı onama kararının Ortadan Kaldırılmasına, yerel mahkemenin 11.06.2009 tarih, 2007/183 Esas, 2009/162 Karar sayılı kararının açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK"nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 Sayılı HUMK’un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 08.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

    Hemen Ara