Esas No: 2011/13520
Karar No: 2011/12477
Karar Tarihi: 8.12.2011
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/13520 Esas 2011/12477 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Dava, tapu iptali ve tescil, mümkün olmadığı takdirde tazminat isteğiyle açılmıştır. Çekişme konusu taşınmazda kat mülkiyeti kurulduğu ve davalılara bir kısım bağımsız bölümler intikal ettiği belirlenmiştir. Ancak, mahkemece doğru inceleme ve araştırma yapılmadan, sadece muris R.'den intikal eden 7/100 payın karşılığının belirlenmesine karar verilmiştir. Davacıların tazminat istekleri de göz önüne alınarak, tüm payların tespiti yapılarak karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Kararda, 6100 sayılı HMK’ya yollama yapılarak, 1086 Sayılı HUMK’un 440. maddesi gereğince karar bozulmuştur.
Kanun Maddeleri:
- HUMK'un 428. maddesi
- 6100 sayılı HMK'un geçici 3. maddesi
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : AKSARAY 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/06/2010
NUMARASI : 2010/90-2010/243
Taraflar arasındaki davadan dolayı Aksaray 1.Asliye Hukuk Hakimliğinden verilen 08.06.2010 gün ve 2010/90 esas 2010/243 karar sayılı hükmün ONANMASINA ilişkin olan 22.02.2011 gün ve 11405-1919 sayılı kararın düzeltilmesi süresinde davalı vekili tarafından istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava ve birleşen dava, tapu iptali ve tescil, mümkün olmadığı takdirde tazminat isteğine ilişkindir.
Mahkemece; asıl ve birleşen davada terditli birinci istek olan tapu iptali ve tescil isteğinin kabulüne, dava konusu taşınmazdaki muris R. O."a ait 7/100 paydan davacıların payına isabet eden oran dahilinde tapunun iptali ile davacıların hissesi oranında davacılar adına kayıt ve tesciline dair verilen son karar, Dairece; “ hükmüne uyulan bozma ilamında belirtildiği şekilde işlem yapılarak, murisin temlike konu 541 ada 6 parsel sayılı taşınmazdaki 7/100 payın taşınmaz üzerindeki binada kurulan kat mülkiyeti sonucu bu paya karşılık olmak üzere davalılardan A. O.üzerindeki kat mülkiyetli 10,11 ve 14 nolu bağımsız bölümler üzerinden davacıların miras payı oranında iptal ve tescile karar verilmesinin doğru olduğu ”gerekçesi ile karar onanmış olup, davalılar A. O.ile N. G. vekilleri karar düzeltme isteğinde bulunmuştur.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 6 parsel sayılı taşınmazın maliki olan A.M."nun 12.10.1968 tarihinde, 65/100 payı üzerinde bırakıp, 11/100 payı davalı A. O., 11/100 payı davalı S. O., 6/100 payı dava dışı eşi L. M., çekişme konusu olan 7/100 payı ise tarafların miras bırakanı olan R. O."a hibe ettiği, R."nin ölümü ile hissesinin mirasçılarına intikal ettiği, davalı vekil A.O."un davacılardan aldığı vekalette bulunan tevkil yetkisine istinaden vekil olarak atadığı dava dışı Ç. T.eliyle R." den intikal eden 7/100 hissenin 27.04.1992 tarihinde davalılar S. ve A. O."a satış suretiyle temlik edildiği ve anılan payın eşit oranda daha önceden de payı bulunan sözkonusu davalılar adına tescil edildiği, taşınmazda 14.10.1992 tarihinde kat irtifakı kurularak, 9 nolu bölümün davalı S., 14 nolu bölümün davalı A., 10 ve 11 nolu bölümlerin davalı Neşe, 1 ve 5 nolu bölümlerin her üç davalı adına kaydedildiği, S."nin 9 nolu bölümünü dava açılmadan önce 22.07.1993 tarihinde dava dışı şahsa, davalı N."nin 10 ve 11 nolu bölümlerini 29.05.2001 tarihinde davalı A."e, A. ile S."nin de 1 ve 5 nolu bölümlerdeki paylarını davalı N."ye temlik ettikleri anlaşılmaktadır.
Davacılar; davalılar A., S.ve A."nin çekişme konusu yeri kiraya verebilmek için vekalete ihtiyaç olduğunu söylemeleri üzerine, 13.10.1974 tarihli vekaletname ile A.yi vekil tayin ettiklerini, ancak anılan vekalette mirasçılardan L.M."ya ait olduğu iddia edilen parmak izinin sahte olup, başkası tarafından basıldığını, öte yandan yine vekalet verenlerden K. M."nun 1978 tarihinde ölmüş olduğu ve vekil A. tarafından bu durumda bilindiği halde tevkil yetkisine istinaden 20.12.1991 tarihli vekaletname ile dava dışı Ç. T."ü vekil tayin ederek, onun aracılığı ile miras bırakanları R."den intikal eden 7/100 payın, kötüniyetli olan davalılar A. ve S."ye devredildiğini, kat mülkiyeti kurulması ile anılan davalılara isabet eden bir kısım bağımsız bölümlerin de anlaşma ve dayanışma içinde bulunan ve bu yolsuzlukları bilen davalı N.ye temlik edildiğini ileri sürerek, tapu iptali ve tescil, mümkün olmadığı takdirde tazminat istekli eldeki davayı açtıkları anlaşılmaktadır.
Dairenin 10.11.2009 tarih, 2009/7684 Esas, 2009/1680 karar sayılı bozma ilamında açıkça; “ Çekişme konusu temliklerin yolsuz nitelikli olduğu belirlenerek davaların kabul edilmiş olmasında kural olarak isabetsizlik bulunmadığı, ancak davada miras bırakandan intikal eden 7/100 paydan davacıların payına isabet eden oran dahilinde iptal ve tescile karar verilmesi gerekirken miras bırakandan intikal etmeyen ve temlike konu olmayan davalılar N. ve A."in temlikten öncede üzerlerinde bulunan diğer paylarının da kabul kapsamına alınmak suretiyle hüküm kurulmuş olmasının doğru olmadığı ” gerekçesi ile karar bozulduğu halde, mahkemece bu doğrultuda araştırma ve inceleme yapılmadan, uzman bilirkişiden rapor alınmadan hüküm kurulması yoluna gidilmiştir.
Oysa mahkemece, çekişme konusu miras bırakan R."den intikal eden 7/100 payın temlikinden sonra, taşınmazda kat mülkiyeti kurulduğu ve davalılara bir kısım bağımsız bölümler intikal ettiği, davalıların bu bağımsız bölümlerden bir kısmını dava açılmadan önce elden çıkardıkları da dikkate alınarak, kurulan kat mülkiyeti gereğince davalılara bırakılan bağımsız bölümlerden - davalıların miras bırakandan intikal etmeyen ve dava konusu yapılmayan paylarının da bulunduğu gözden kaçırılmadan - yalnızca muris R."den intikalen gelen 7/100 payın karşılığının ne olduğunun tespit edilmesi ve davacıların terditli olarak tazminat isteklerinin de bulunduğu gözetilerek, hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği halde, eksik inceleme ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması isabetsizdir.
Değinilen bu hususlar karar düzeltme istemi üzerine bu kez yapılan inceleme ile anlaşıldığından, davalılar A. ve N. vekillerinin karar düzeltme isteklerinin 12.01.2011 tarihinde kabul edilen ve 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK"nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 Sayılı HUMK’un 440. maddesi gereğince kabulüne, dairenin 22.02.2011 tarih, 2010/11405 Esas, 2011/1919 Karar sayılı onama kararının Ortadan Kaldırılmasına, yerel mahkemenin 08.06.2010 tarih, 2010/90 Esas, 2010/243 Karar sayılı kararının açıklanan nedenlerle, HUMK."un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 8.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.