Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, miras bırakanın maliki olduğu 478 parsel sayılı taşınmazını satış suretiyle davalıya temlik ettiğini, yapılan işlemlerin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek miras payı oranında tapu iptal ve tescile karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, sulh nedeniyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davacılar vekilince süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hakimi raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, sulh nedeniyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; miras bırakanın maliki olduğu 478 parsel sayılı taşınmazını 7.10.1999 tarihinde satış suretiyle davalıya temlik ettiği anlaşılmaktadır.
Davacılar, miras bırakanın yaptığı temlikin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açmışlar; mahkemece tarafların sulh anlaşması doğrultusunda krokide (A) ile gösterilen 602.06 m2 lik bölümün ifrazı ile davacı mirasçılar adına tesciline karar verilmiştir.
Ne varki; dosyadaki belgelerden taşınmazın 1/1000 ölçekli imar planı dahilinde kaldığı ancak tapuda henüz tarla niteliği ile kayıtlı olduğu görülmektedir. Öte yandan imar mevzuatı açısından ifrazın mümkün olup olmadığı kamusal nitelik taşır.Bu durumda öncelikle 1/1000 ölçekli imar planının uygulamaya konulup konulmadığının açıklığa kavuşturulması, imar planı uygulamaya konulmuş ise 3194 sayılı yasanın 15. ve 16. maddeleri hükümleri çerçevesinde belediye encümeninin kararına dayalı olarak ifrazının mümkün olup olmadığının belirlenmesi gerekir. Aksi halde 5403 sayılı yasanın 31.1.2007 tarih 5578 sayılı yasa ile değişik 8. maddesinin 1. fıkrasına göre tarım arazilerinin; doğal özellikleri ve ülke tarımındaki önemine göre, nitelikleri Bakanlık tarafından belirlenen mutlak tarım arazileri, özel ürün arazileri, dikili tarım arazileri ve marjinal tarım arazileri olarak sınıflandırıldığı, ayrıca Bakanlığın tarım arazilerinin korunması, geliştirilmesi ve kullanımı ile ilgili farklı sınıflandırmalar yapabileceği öngörüldüğüne ve keza bu düzenlemelerinde kamu düzenine ilişkin bulunduğundan çekişmeli taşınmazın nitelik ve özellikleri itibari ile anılan yasanın 8. maddesinin 3. fıkrasında yazılı sınırlamalara tabi olup olmadığı ve bunun sonucu olarak anılan düzenlemeler kapsamında ifrazının mümkün olup olmadığı saptanmalıdır.Hal böyle olunca, mahkemece yukarıda anılan yasal düzenlemeler gözardı edilerek ve tartışılmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davacıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesine göre) HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 7.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.