Dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2014/11959 Esas 2016/9127 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2014/11959
Karar No: 2016/9127
Karar Tarihi: 30.11.2016

Dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2014/11959 Esas 2016/9127 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanıklar, kereste almak amacıyla katılana vadeli çekler vermiştir. Ancak kerestelerin teslim edilmemesi üzerine, katılanın ciro yolu ile aldığı çekin diğer sanık tarafından icra takibi başlatılmıştır. Sanıkların birlikte hareket ederek nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediği iddia edilmiştir. Ancak mahkeme, sanıkların hileli bir davranış sergilemediği ve dolandırıcılık suçunun oluşmadığına karar vererek beraat etmelerine hükmetmiştir. Ticari faaliyeti meslek olarak icra eden kişilerin bu suçun işlenmesi, TCK’nın 158/1-h bendinde nitelikli hal kabul edilmiştir. Tacir, kişisel durumları ya da yaptığı işlerin niteliği nedeniyle yahut meslek ve görevleri dolayısıyla kanundan veya bir yargı kararından doğan bir yasağa aykırı bir şekilde ya da başka bir kişinin veya resmi bir makamın iznine gerek olmasına rağmen izin veya onay almadan bir ticari işletmeyi işleten kişi de tacir sayılır. Ticaret şirketleri ise, kollektif, komandit, anonim, limited ve kooperatif şirketlerden oluşur. Bu Kanun'a göre, kollektif ile komandit şirket şahıs, anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirket sermaye şirketi sayılır.
15. Ceza Dairesi         2014/11959 E.  ,  2016/9127 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır ceza Mahkemesi
    SUÇ : Dolandırıcılık
    HÜKÜM : Beraat

    Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanıkların beraatine ilişkin hükümler katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
    Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır. Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği, fiille olan ilişkisi, mağdurun durumu, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmalıdır.
    Ticari faaliyeti meslek olarak icra eden kişilerin, güvenilirliğini sağlamak amacıyla, bu suçun, tacir (kişisel olarak ticaretle uğraşan kimseler) veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında işlenmesi, TCK’nın 158/1-h bendinde nitelikli hal kabul edilmiştir. Bu kavramlar Türk Ticaret Kanununun ilgili hükümlerine göre belirlenecektir. Türk Ticaret Kanunu’nun 14. maddesinde; Tacir, kişisel durumları ya da yaptığı işlerin niteliği nedeniyle yahut meslek ve görevleri dolayısıyla, kanundan veya bir yargı kararından doğan bir yasağa aykırı bir şekilde ya da başka bir kişinin veya resmi bir makamın iznine gerek olmasına rağmen izin veya onay almadan bir ticari işletmeyi işleten kişi de tacir sayılır.“ denilmektedir. Ticaret şirketleri, aynı Kanun’un 124. maddesinde, Ticaret şirketleri; kollektif, komandit, anonim, limited ve kooperatif şirketlerden ibarettir. Bu Kanunda, kollektif ile komandit şirket şahıs; anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirket sermaye şirketi sayılır” şeklinde tanımlanmıştır.
    Katılanın, kereste almak amacıyla sanıklardan ... ile ...’nun işyerine gelerek kereste siparişi konusunda anlaşmaları üzerine ileri vadeli 2 adet çek verdiği, 15 gün beklenmesine rağmen kerestelerin teslim edilmemesi üzerine işyerine geldiğinde; işyerinin boş olduğunu, sanıkların ise daha sonra kaybolduklarını öğrendikten sonra, keşide edilen çeklerden birinin ciro yolu ile diğer sanık ... tarafından katılan ve sanık ... Ayanaoğlu aleyhine icra takibi başlatılması üzerine, sanıkların birlikte hareket ederek nitelikti dolandırıcılık suçunu işledikleri iddia edilen olayda,
    Taraflar arasında kereste satışı yönünde anlaşma sağlandığı anda keşide edilen çekleri sanıkların teslim almalarına karşın kerestelerin tesliminin olanaksız olduğunu bilmelerine rağmen, haksız menfaat temin etmek amacıyla hakaret ettikleri, dolayısıyla dolandırıcılık suçunun yasal unsurlarının oluştuğu gözetilmeyerek, yazılı şekilde hüküm kurulması,
    Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 30.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.











    Hemen Ara