Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/9697 Esas 2011/12323 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/9697
Karar No: 2011/12323
Karar Tarihi: 06.12.2011

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/9697 Esas 2011/12323 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2011/9697 E.  ,  2011/12323 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ALANYA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 24/05/2011
    NUMARASI : 2009/52-2011/724

    Taraflar arasında görülen davada:
    Davacı, maliki olduğu 1 parsel sayılı taşınmazdaki 6 nolu bağımsız bölümün davalı tarafından duygusal yönde yakınlık gösterilerek hileli yollarla iradesine aykırı biçimde satış suretiyle bedelsiz devrinin sağlandığını, işlemin iradi olmadığını hukuken geçersiz olduğunu ileri sürerek tapu iptali tescil veya tazminat ile alacak isteklerinde bulunmuştur.
    Davalı, iddiaların yersiz olduğunu, bedeli karşılığı taşınmazı satın aldığını davacının kötü niyetli olduğunu icra inkar tazminatı ödemesi gerektiğini bildirip davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddianın kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 06.12.2011 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat ....ile temyiz edilen vekili Avukat... geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
    Dava, hile hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriğinden toplanan delillerden, davacının maliki olduğu 228 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki 6 nolu bağımsız bölümü 05.01.2009 tarihli akitle davalıya satış suretiyle temlik ettiği, davacının kendisine duygusal yönde yaklaşım göstererek güvenini kazanan davalının hileli yollarla iradesini yanıltıp taşınmazı satış suretiyle üzerine geçirdiğini ileri sürerek eldeki davayı açtığı, mahkemece taraf muvazaası olarak değerlendirme yapılarak sonuca gidildiği anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere; Hile, genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya, özellikle sözleşme yapmaya sevk etmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak, veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma hilede yanıltma söz konusudur. B.K"nun 28/l maddesinde açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse hata esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable Şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.
    Öte yandan, hile her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Hilenin öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.
    Somut olaya gelince; hile olgusunun tespiti yönünden taraf delilleri değerlendirilmeden, davacı iddialarının yazılı delil ile kanıtlanamadığı, gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verildiği görülmektedir. Bu durumda hükme yeterli bir inceleme ve araştırma yapıldığını söyleye bilme olanağı bulunmamaktadır.
    Hal böyle olunca, hile iddiası yönünden taraf delillerinin eksiksiz toplanması, toplanacak ve toplanan deliller bir arada değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
    Davacının, bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.12.2010 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 825.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, 06.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

     

    Hemen Ara