Esas No: 2014/5761
Karar No: 2016/9102
Karar Tarihi: 30.11.2016
Nitelikli dolandırıcılık - resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2014/5761 Esas 2016/9102 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : 1-TCK"nın 204/1, 62, 53/1-2-3 ve 51/1-3-7-8.maddeleri gereğince mahkumiyet
2- TCK"nın 158/1-f-son, 62, 53/1-2-3 ve 52/4.maddeleri gereğince mahkumiyet
Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanığın, katılan şirketten satın aldığı bilgisayarlar karşılığında, keşidecisi .... Ltd. Şti. olarak görünen, keşide yeri ..., keşide tarihi 14/08/2009 olan, 18.000 TL bedelli sahte çeki ciro ederek verdiği, 18/08/2009 tarihinde çekin bankaya ibrazında sahteliğinin anlaşıldığı, sanığın bu şekilde atılı suçları işlediği iddia edilen olayda;
A-Nitelikli dolandırıcılık suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
5237 sayılı TCK"nın 158. maddesinin 1. fıkrasının (e), (f), (i) ve (k) bentlerinde sayılan hallerde adli para cezasının tayininde tespit olunacak temel gün, suçtan elde olunan haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde asgari ve bu miktara yükseltilerek belirlenecek gün sayısı üzerinden arttırma ve eksiltmeler yapıldıktan sonra ortaya çıkacak sonuç gün sayısı ile bir gün karşılığı aynı kanunun 52. maddesi uyarınca, 20-100 TL arasında takdir olunacak miktarın çarpılması neticesinde sonuç adli para cezasının belirlenmesi gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde 5275 sayılı Kanun"un 106. maddesinde öngörülen adli para cezası yerine çektirilecek hapis cezası süresinin belirlenmesi açısından infazda tereddüt oluşturacak şekilde doğrudan haksız elde olunan yararın iki katı esas alınıp indirimlerin bu miktar üzerinden yapılması suretiyle ceza tayini sonuca etkili olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın, atılı suçu işlediğine dair mahkumiyetine yeterli kesin delil bulunmadığına ve eksik inceleme ve araştırma ile karar verildiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA,
B-Resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın, sair temyiz itirazlarının reddine; ancak,
1- Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03.02.2009 tarih ve 2008/ 11-250 Esas ve 2009/13 Karar sayılı kararında da kabul edildiği gibi, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesinde mahkemece kanaat verici basit bir araştırma ile belirlenecek maddi zararların esas alınması, manevi zararların bu kapsama dahil edilmemesi gerektiği, olayda mağdurun tazminat talebi olmadığı gibi, dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinde sanığa yüklenen sahtecilik suçundan doğan herhangi bir maddi zararının bulunmadığı da gözetilerek, suç tarihinden önce sabıkasız olan ve cezası bu nedenle ertelenen sanık hakkında 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinin 6. fıkrasının (b) bendinde belirtilen “sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması” koşulunun oluşup oluşmadığı hususunun karar yerinde değerlendirilerek, sonucuna göre hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, zararın giderilmediği şeklindeki yasal olmayan gerekçe ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
2- TCK"nın 51/3.maddesinde yer alan “cezası ertelenen hükümlü hakkında, bir yıldan az, üç yıldan fazla olmamak üzere, bir denetim süresi belirlenir. Bu sürenin alt sınırı, mahkûm olunan ceza süresinden az olamaz.” hükmüne aykırı olarak denetim süresinin sanığa verilen ceza süresinden daha az olacak şekilde 1 yıl olarak belirlenmesi,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 30/11/2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.