Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, kayden maliki olduğu 12 parsel sayılı taşınmaza, komşu 13 parsel sahibi davalı tarafından emsallere aykırı şekilde duvar yapılarak taşınmazını kullanımının engellendiğini yine komşu 10 parsel maliki davalı tarafından deniz kıyısına giden Kadastro yolunun tel örgü ile kapatıldığını ileri sürüp, elatmanın önlenmesi, duvarın yıkılması ve yolun açılması isteğinde bulunmuştur.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davalı N. B.açısından husumet yokluğundan davanın reddine, davalı Mehmet S. M. açısından komşuluk hukuku bakımından davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı M.S.M. vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, komşuluk hukukuna dayalı elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davalı N. hakkındaki davanın reddine, davalı M. S. hakkındaki davanın kabulüne karar verilmiştir. Hüküm M.S.tarafından temyiz edilmiştir.
Davacının 12 nolu parselin davalı M. S.in ise 13 nolu parselin maliki oldukları davalı M. S.tarafından her iki parselin sınırına 2.50 m yüksekliğinde duvar örüldüğü ve üzerine tel örgü çekildiği hususları dosya içeriği ile sabittir. Davacı tarafından bu duvar nedeni ile taşınmazı üzerinde yer alan Bungalovların hava almasının engellendiği iddiası ile eldeki dava açılmıştır.
Bilindiği üzere; Çağdaş hukuk sistemlerindeki tanımıyla mülkiyet: geniş haklar, buna bağlı yetkiler ile birlikte bazı ödevlerin oluşturduğu bir hukuksal kurumdur. Başka bir söyleyişle mülkiyet, tanıdığı geniş hak ve yetkilerin yanında bazı ödevlerde yükleyen bir ayni haktır. Medeni Kanunun 683. maddesinde "Bir şeye malik olan kimse hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir." hükmü getirilmek suretiyle mülkiyet hakkının kanunla kısıtlanabileceğine işaret olunmuştur. Bu doğrultuda olmak üzere, taşınmaz malikini komşusuna zarar verebilecek her türlü taşkınlıklardan kaçınmakla yükümlü kılan aynı kanunun 737. maddesi, komşuluk ilişkilerinden doğan zorunlu çıkar çatışmalarını düzenlemiş, bir arada yaşamak durumunda olan, komşu taşınmaz maliklerinin ekonomik, sosyal çıkarlarını dengede tutabilmek için onlara katlanma ve kaçınma ödevleri yüklemiştir. O halde, bir toplumda birlikte yaşama olanağı sağlayan insancıl, gerçekçi, zorunlu temel hukuk kuralına göre, hakim; somut olayın özelliğini, taşınmazların konumlarını, kullanma amaçlarını, niteliklerini, yöresel örf ve adetleri, toplumun doğal ihtiyaç ve gerçeklerini gözönünde bulundurarak, komşuların birbirlerine göstermekle yükümlü oldukları olağan katlanma ve hoşgörü sınırını aşan bir taşkınlığın bulunup bulunmadığını saptama, zararı giderici önlemlerden en uygununu bulma, kaçınılmaz müdahaleleri yapmak suretiyle özverileri denkleştirme durumundadır.
Bunun içinde zararın niteliği, kapsamı ve ne surette giderileceği yönünde tarafların tüm delilleri toplandıktan, gerektiğinde yerinde keşif yapıldıktan sonra uzman bilirkişilerden bilim ve tekniğe uygun gerekçeli rapor alınması zorunludur.
Somut olaya gelince; mahkemece, davalı tarafından yapılan duvarın davacıya bir zarar verip vermediği yeterince inclenmemiş olup, hükme yeterli bir araştırma yapıldığını söylemeye olanak yoktur.
Hal böyle olunca, davalı tarafından yapılan duvarın komşuluk hukuku açısından davacıya bir zarar verip vermediğinin yukarıdaki ilkeler uyarınca araştırılması bu yönde yanların bildireceği tüm delillerin toplanması zarar verdiğinin belirlenmesi halinde nasıl giderileceğinin açıklığa kavuşturulması bu yönde bilirkişi yada bilirkişilerden rapor alınması ve varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davalının, temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesine göre) HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 05.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.