Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/10589 Esas 2011/12202 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/10589
Karar No: 2011/12202

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/10589 Esas 2011/12202 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, mirasçıdan mal kaçırmak amacıyla davalıya muvazaalı olarak satış suretiyle temlik edilen taşınmazın payının iptali ve tescili için dava açtı. Davalı, davanın kabulünü kabul etti. Mahkeme, davayı kabul etti ve karar kısa şekilde tefhim edildi, ancak gerekçeli karar daha sonra yazıldı. Gerekçeli kararda dava konusu taşınmaz yönünden hüküm kurulmayarak, kısa karara çelişki yaratıldı. Bu durum, Anayasa ve hukuk kurallarına aykırı olduğu gerekçesiyle davacının temyiz itirazları yerinde görüldü ve mahkeme kararı bozuldu. Kanun maddeleri; 1086 sayılı HUMY'nın 388, 389 ve 381. maddeleri ile 6100 sayılı HMK'nın 294 ve 298. maddeleridir.
1. Hukuk Dairesi         2011/10589 E.  ,  2011/12202 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ÇEŞME ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 05/05/2011
    NUMARASI : 2011/38-2011/154

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı,  ortak miras bırakan R.Y."ın çekişme konusu taşınmazlardaki payını davalıya mirasçıdan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak satış suretiyle temlik ettiğini ileri sürerek, payı oranında iptal ve tescil isteminde bulunmuştur.
    Davalı, davayı kabul etmiştir.
    Mahkemece, kabul sebebiyle davanın kabulüne  karar verilmiştir.
    Karar, davacı  vekili  tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik  Hakimi   raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
    Dava, tapu iptali, ve tescil isteğine  ilişkindir.
    Mahkemece,  davanın kabulüne karar  verilmiştir.
    Bilindiği üzere; tarafların tüm delilleri toplanıp, tetkik edildikten, son sözleri dinlenip duruşmanın bittiği bildirildikten sonra hakimin, 1086 sayılı HUMY"nın 388, 6100 sayılı HMK"nın 298. maddesi uyarınca kararı gerekçesi ile birlikte (tam olarak) yazması ve hüküm sonucunu 1086 sayılı HUMY"nın 389., yine 6100 sayılı HMK."nın 298. maddesinde öngörülen biçimde tefhim etmesi asıldır.
    Ne varki, uygulamada 1086 sayılı HUMY"nın 381.maddesinin son fıkrasının 6100 sayılı HMK."nın 294.maddesinin getirdiği ayrıcalığa dayanılarak bazı zorunlu nedenlerle sadece hükmün sonucu tutanağı geçirilip tefhim edilmekte, gerekçeli karar  daha sonra yazılmaktadır.
    İşte bu gibi hallerde, tarafların hak ve yükümlülüklerini açıkca gösteren tefhim ile aleniyet ve hukuki varlık kazanan kısa karara daha sonra yazılan gerekçeli kararın uygun olması zorunludur. Esasen kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak yoktur. Öte yandan, kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olması, yargılamanın aleniyeti, kararların alenen tefhim edilmesine ilişkin Anayasanın l4l. maddesi ile HUMK.nun yukarıda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır. Ayrıca anılan husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir ödevdir. Aksine düşünce ve uygulama yargı, yargıç ve kararlarının her türlü düşünceden uzak, saygın ve güvenilir olması ilkesi ile de bağdaşmaz.
    Somut olayda, değinilen ilke ve yasa hükümleri gözardı edilerek; kısa kararda davanın kabulüne  karar verildiği halde; gerekçeli kararda dava konusu 1548 nolu parsel yönünden hüküm kurulmayarak  kısa karara çelişkili olarak gerekçeli karar yazılması doğru değildir, davacının  temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün l0.4.l992 gün, l992/7 Esas, l992/4 sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararı çerçevesinde bir karar verilmek üzere  (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesine göre) HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,   5.12.2011  tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara