Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/10671 Esas 2011/12175 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/10671
Karar No: 2011/12175
Karar Tarihi: 05.12.2011

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/10671 Esas 2011/12175 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Dava, Hazine ve davalı arasında kıyı kenar çizgisi içinde kalan taşınmazın tapu kaydının iptali üzerine açılmıştır. Mahkeme, davanın reddine karar vermiş, ancak bu karar Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararı nedeniyle hatalı olduğu belirtilmiştir. İşin esası bakımından karar bozulmuş ve tarafların iddiaları doğrultusunda gerekli araştırma ve inceleme yapılması gerektiği belirtilmiştir. Kanun maddeleri olarak, 5841 Sayılı Yasa'nın hak düşürücü süreyle ilgili hükmü Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir. 3402 Sayılı Kadastro Kanunu'nun 12. maddesine eklenen 3. fıkra ve geçici 10. madde ise 10 yıllık hak düşürücü süreyi düzenlemektedir. 6099 Sayılı Yasa'nın 36. maddesi ve bazı ilave düzenlemeleri ise yargılama giderleri ve avukatlık ücreti konusunda davalı tarafı korumaktadır.
1. Hukuk Dairesi         2011/10671 E.  ,  2011/12175 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ZONGULDAK 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 21/09/2010
    NUMARASI : 2010/153-2010/293

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı Hazine, davalının kayden malik olduğu çekişmeli 473 parsel sayılı taşınmazın bir bölümünün kıyı kenar çizgisi içinde kaldığını, devletin hüküm ve tasarrufu altında kalan yerlerin özel mülkiyete konu olamayacağını ileri sürerek kıyı kenar çizgisi içinde kalan kısmın tapu kaydının iptali ile terkinine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, davanın reddini savunmuştur.
    Davanın kısmen kabulüne ilişkin olarak önceden verilen karar Dairece; “…..14.03.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 sayılı yasa ile değişik 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12. maddesine eklenen 3. fıkra 2 ve 3. cümle ve geçici 10. maddedeki düzenlemeler karşısında 10 yıllık hak düşürücü sürenin hazine yönünden dolduğu gözetilerek davanın reddine, harç, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinden davalının sorumlu tutulmasına karar verilmesi ” gereğine değinilerek bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın reddine, harç, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinden davalının sorumlu tutulmasına karar verilmiştir.
    Karar, davacı hazine ve davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hâkimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
    Mahkemece; hükmüne uyulan bozma ilamı uyarınca işlem yapılarak 14.03.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5841 sayılı Yasa hükmü gereğince hak düşürücü süreden davanın reddine karar verilmiş olması karar tarihi itibariyle doğru ise de anılan Yasanın Anayasa Mahkemesinin 12.05.2011 tarih, 2009/31 Esas, 2011/77 Esas sayılı kararı ile iptal edildiği ve 23.7.2011 tarihinde resmi gazetede yayımlanarak iptal hükmünün yürürlüğe girdiği anlaşılmaktadır.
    Öyle ise, kesin hüküm halini almamış ve usuli kazanılmış hakkın istisnasını teşkil eden bu durum karşısında 5841 Sayılı Yasa hükümleri uyarınca davanın reddine ilişkin olarak kurulan hükmün, verildiği tarih itibarıyla doğru olduğu düşünülse de, 10.3.1969 tarih ve 1/3 sayılı İ.B.K."nın gerekçesinde de belirtildiği üzere Anayasa Mahkemesinin anılan kararı karşısında mahkemece işin esası ile ilgili olarak 28.11.1997 tarih 5/3 Sayılı İnançları Birleştirme Kararı doğrultusunda inceleme yapılması zorunlu hale gelmiştir.
    Diğer taraftan işin esası bakımından kabul kararı verilmesi halinde 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren ve eldeki davalara da uygulanması gereken 3402 Sayılı Yasanın 36.maddesi ve bazı ilave düzenlemeler getiren 6099 Sayılı Yasa hükümleri uyarınca (36/A md.) yargılama giderlerinden ve bu giderlerden sayılan avukatlık ücretinden davalı tarafın sorumlu tutulamayacağının gözetilmesi gerekeceği kuşkusuzdur.
    Hal böyle olunca; işin esasının 28.11.1997 tarih 5/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına göre değerlendirilmesi, taraf iddiaları doğrultusunda gerekli araştırma ve inceleme yapılmak suretiyle uyuşmazlığın çözüme kavuşturulması bakımından karar bozulmalıdır.
    Davacının, temyiz itirazları belirtilen nedenlerle yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesine göre) HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 05.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

     

    Hemen Ara