Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, kayden maliki olduğu dava konusu 2074 parselde yer alan 8 nolu bağımsız bölümü, kardeşi olan davalının 1975 tarihinden buyana aralarında akdi bir ilişki olmaksızın işgal ettiğini, 1990 tarihinden buyana kullanımına muvafakatinin olmadığını bildirdiğini, en son noter kanalıyla 24/09/2007 tarihli ihtarname keşide edildiğini ancak sonuç alamadığını ileri sürerek elatmanın önlenmesine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ihtar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 3.000,00.-TL ecrimisile karar verilmesini istemiştir.
Davalı, çekişme konusu konutu 1975 tarihinde davacı ile ½ payla temellük ettiklerini ancak davacı adına tescil edildiğini, 1996 yılında da davacının ½ payını haricen satın aldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; elatmanın önlenmesine, 3.000,00.-TL ecrimisil bedelinin 19/1/2007 tarihinden itibaren yıllık dönem sonu tahakkuk edecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Mahkemece, yapılan araştırma, inceleme ve özellikle uygulama neticesinde davacının kayıt maliki olduğu, davalının mülkiyetten ya da sözleşmeden kaynaklanan bir hakka dayanmaksızın çekişmeli bağımsız bölümü, davacı beyanına göre 1975 tarihinden itibaren tasarruf ettiği belirlendiğine göre elatmanın önlenmesine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalının bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.
Ancak, bizzat davacının beyanından zaman zaman davalıya tasarrufuna son vermesi yönünde isteklerini sözlü olarak bildirmiş ise de, davacı bu iddiasını kanıtlayabilmiş değildir. O halde davalıya 19.10.2007 tarihinde 30 gün sonra taşınmazı boşaltmasını ihtar ettiğine göre ihtarın tebliğine kadar davalının taşınmazdaki kullanımının muvafakata dayandığı ve ihtarın tebliği ile muvafakatın geri alındığı kabul edilmek suretiyle ecrimisilin tahakkuk edeceği dönemin 19.11.2007 tarihi ile davanın açıldığı 25.04.2008 tarihleri arasındaki dönem olduğu gözetilerek buna göre belirlenecek ecrimisilin hüküm altına alınması gerekmektedir.
Hal böyle olunca, dosyanın bilirkişiye tevdii ile ek rapor alınarak yukarıda sözü edilen dönemi kapsayacak şekilde belirlenecek olan ecrimisilin hüküm altına alınması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli değildir.
Davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesine göre) HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 05.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.