Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, kayden paydaşı olduğu 9776 ada 48 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki binanın bir katının davalı tarafından işgal edildiğini ihtarname keşide etmesine rağmen davalının kullanımına devam ettiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerinde bulunmuştur.
Davalı, çekişmeli taşınmazdaki miras payının davacı ablasına 28.7.2003 tarihinde sattığını ve aralarındaki anlaşma gereğince taşınmazda oturmaya devam ettiğini, kullanımına davacının muvafakatinin bulunduğunu belirtip; davanın reddini savunmuş; bilahare davaya kira bedeli ödediğini beyan etmiştir.
Mahkemece, çekişme konusu 48 parsel sayılı taşınmazın davalı tarafından ayni yada kişisel bir hakka dayanılmaksızın kullanıldığı, davalının kira bedeli ödendiğine ilişkin iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle, elatmanın önlenmesine ve ecrimisil isteğinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
“Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillere göre; dava konusu 9776 ada 48 parsel sayılı iki katlı kargir ev vasıflı taşınmazın paylı mülkiyet üzere olup, davacının dava dışı kişilerle birlikte paydaş bulunduğu, davalının haklı ve geçerli bir neden olmaksızın çekişmeli taşınmaza, binanın üst katını kullanmak suretiyle müdahale ettiği belirlenmek ve benimsenmek suretiyle elatmanın önlenmesi davasının kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davalının bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.
Ancak, tarafların kardeş oldukları ve davalının önceden malik olduğu payı 28.07.2003 tarihinde davacıya temlik ettiği, davacının davalıya yönelik “ecrimisil ödemesi, aksi halde taşınmazın 30 gün içerisinde boşaltılarak tarafına teslimi istekli” 14.01.2009 tarihli ihtarname çektiği ve eldeki davanın 30.10.2009 tarihinde açıldığı, davalının temlik öncesinden itibaren çekişmeli taşınmazda tasarrufunun bulunduğu anlaşılmaktadır.
O halde; davacının, kardeşi olan davalının payını temellük ettikten sonra, davalının dava konusu taşınmazda oturmasına uzun süre ses çıkarmamış olması karşısında, davacının ihtarname tarihine kadar davalının kullanımına muvafakatı olduğu kabul edilmelidir.
Hal böyle olunca, davacının keşide ettiği 14.01.2009 tarihli ihtarnamenin davalıya tebliğ tarihinden dava tarihine kadar geçen süre itibariyle ecrimisile hükmedilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Davalının bu yöne değinen temyiz itirazı yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 01.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.