Esas No: 2011/5373
Karar No: 2011/12152
Karar Tarihi: 01.12.2011
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/5373 Esas 2011/12152 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacılar, tapu kaydının yanlış yapıldığını iddia ederek, 109 ada 22 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının düzeltilmesini talep etmişlerdir. Mahkeme, kadastro mahkemesi kararına aykırı şekilde tescil yapıldığını ve davalı C.'nin payını davalı M.'a sattığını tespit ederek davayı kabul etmiştir. Ancak davalı C.'in temyiz itirazları üzerine davada açıklanan sebeplerden ötürü kararın bozulmasına karar verilmiştir. Kanun maddeleri olarak 6100 sayılı yasanın geçici 3. maddesi ve 1086 sayılı HUMK'nın 428. maddesi gösterilmiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ŞEMDİNLİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/07/2010
NUMARASI : 2010/88-2010/120
Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, 109 ada 22 parsel sayılı taşınmazın kadastro mahkemesi kararı gereğince tescilinin yapılırken, davalı idare tarafından, anılan ilamda belirtilen pay oranlarından farklı olarak ve ilam gereği malik olan bazı kişilerin payları ketmedilerek sicil oluşturulduğunu ileri sürerek, tapu kaydının düzeltilmesi isteğinde bulunmuşlardır.
Davalılardan A., tapu kaydındaki yanlışlığın değiştirilmesini istediğini beyan etmiş, diğer davalılar, davaya yanıt vermemişlerdir.
Mahkemece, kesinleşen kadastro mahkemesi kararına aykırı olarak tescil yapıldığı ve anılan ilamda lehine 1/4 payın tesciline karar verilen M. B.ın payını davalı C."e satış suretiyle temlik ettiğinin anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı C. Ö. vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, duruşma isteği dava değeri yönünden reddedildi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, tapu kaydının düzeltilmesi isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 109 ada 22 parsel sayılı taşınmazın Şemdinli Kadastro Mahkemesi’nin 04.08.1995 tarih ve 1991//30 esas, 1995/33 karar sayılı ilamına dayalı olarak 21.12.1998 tarihinde hükmen tescil edildiği, ancak tescil ilamında belirtilen kişiler ve pay oranlarına aykırı olarak kayıt oluşturulduğu, -280/560 payın K. K. varisleri davacılar ile bazı davalıların murisi A. K. adlarına tescili gerekirken, anılan payın tamamının H. K. adına kaydedildiği, bilahare paydaşlardan M.B.’ın payını 21.12.1998 tarihinde ve satış suretiyle davalı C. Ö.’e temlik ettiği, daha sonra taşınmazın 10 parçaya ifraz edilerek aynı ada 75 ilâ 84 sayılı parsellerin meydana getirildiği ve 75 parsel sayılı taşınmazın A. K., 79,82 ve 84 sayılı parsellerin davalı C., 81 ile 83 sayılı parsellerin davalı A., 76,77 ve 78 parsel sayılı taşınmazların da 1/3’er A. ile davalılar C. ve A. adlarına 19.11.1999 tarihinde ifrazla ve 80 parsel sayılı taşınmazın da davalı C. adına 15.05.2002 tarihinde satış suretiyle kayıtlı bulunduğu anlaşılmaktadır.
Davacılar, anılan ilamın davalı Tapu Sicil Müdürlüğü tarafından hatalı infaz edildiğini ileri sürerek eldeki davayı açmışlardır.
Hemen belirtilmelidir ki, Kadastro Mahkemesi kararında davalı A. ve dava dışı kişilerin paylarında yapılan yanlışlık ve bu payların dahi sicile hatalı yansıtılması dava dışı kişilerin hukuki durumlarını ilgilendirir. Eldeki davada her ne kadar Kadastro Mahkemesi kararı gereğince K. K. mirasçıları adına 2/4 pay tescili gerekirken Tapu Sicil Müdürlüğü tarafından 1/3 pay olarak K. mirasçılarından A. adına sicil oluşturulduğu ileri sürülmüş ise de, gelen kayıt ve belgelerden anılan ilam gereğince 280/560 payın doğru ve fakat davacıların payları gözetilmeksizin sadece H. adına kaydedildiği görülmektedir.
O halde, çözümlenmesi gereken çekişme, davacıların hükmen pay sahibi olmalarına karşın bu paylarının tamamının davalılar M., N., E., S. ve M. K.’nın miras bırakanı olan A. K. adına tescilinden kaynaklanmaktadır.
Öte yandan, dava konusu taşınmaz ifraz görerek sicil kaydı kapatılmıştır. Ne varki, 22 sayılı parselin ifrazıyla oluşan parsellerin tüm paydaşları adlarına tescili gerekirken neden paylaşım şeklinde sicil oluşturulduğu hususu tüm tedavül ve intikalleri gösterir şekilde tapu kayıtları (kütük sayfaları) ve dayanak belgeler getirtilerek tespit edilmemiş, herhangi bir taksim akdi veya temliki bir işlemin söz konusu olup olmadığı belirlenmemiştir.
Hal böyle olunca, yukarıda değinildiği şekilde ifraz parsellerinin tüm tedavül ve intikallerini gösterir kayıt ve dayanak belgeler temin edilerek, ifrazen bir paylaşım söz konusuysa, davacıların Kadastro Mahkemesi ilamı gereğince malik oldukları payların A. adına tescil edilen ifraz parsellerine yansıtılması, A. tarafından temliki bir işlem yapılmışsa iyiniyet hususunun gözetilmesi gerekirken, sicil kaydı kapatılan ve böylece hakkında işlem yapma olanağı kalmayan 22 sayılı parsel üzerinden ve dava dışı kişileri de kapsar şekilde Kadastro Mahkemesi ilamında belirtilen kişiler ve paylar itibariyle tescile karar verilmiş olması doğru değildir.
Davalı C.’in, temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 01.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.