Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;
Davacılar (birleşen dosya davalıları) tarafların kayden iştirak halinde malik oldukları 1384 parsel sayılı taşınmaza, davalının kendilerinden izin almaksızın ve kaçak olarak inşaat yapımına başlamak ve kullanımlarına engel olmak suretiyle müdahale ettiğini ileri sürüp, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğinde bulunmuşlar; birleşen dava bakımından ise, ortaklığın giderilmesi davası mevcut olmadığından hukuki yarar ve hukuki dayanak yokluğu nedeniyle birleşen davanın reddini savunmuşlardır.
Davalı (birleşen dosya davacısı) 1384 parsel sayılı ortak miras bırakanlarından intikal eden taşınmazda, dava dışı mirasçı payını da temellük ettiğini ve davacılarında sözlerine güvenerek, iyiniyetle taşınmaz üzerine bina yaptığını belirterek, binanın kendisine ait olduğunu ve ekonomik değerinin tespitini istemiştir.
Mahkemce, davalının davacılarla iştirak halinde mülkiyet olarak kullandığı 1384 parsel sayılı taşınmaza, davacıların muvafakatı dışında su basman seviyesine kadar betonarme ev inşaatı yapmak ve taşınmazın tamamını kullanmaya başlamak suretiyle müdahale ettiği gerekçesiyle; paya vaki elatmanın önlenmesine, yıkım talebinin reddine inşaatın M. T. tarafından yapıldığının tespitine karar verilmiştir.
Karar, taraflarca süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Asıl dava, paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi ve yıkım; birleşen dava ise, muhdesatın aidiyetinin tespiti isteğine ilişkindir.
Mahkemece, asıl davada paya vaki elatmanın önlenmesine, yıkım isteminin reddine; birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillere göre; dava konusu 1384 parsel sayılı taşınmazın davacılar ile davalı adlarına verasette iştirak halinde kayıtlı olup, bilahare yenileme ile 123 ada 1 sayılı parsel olduğu, davalının taşınmazın 70.97 m2lik kısmına subasman koduna kadar inşaat yapmak suretiyle müdahale ettiği belirlenmek ve benimsenmek suretiyle paya vaki elatmanın önlenmesine karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur.
Ne var ki, çekişmeli taşınmazın yenileme ile 123 ada 1 parsel olduğu gözetilmeksizin eski parsel numarası üzerinden karar verilmiş olması doğru olmadığı gibi, dosyada mevcut mirasçılık belgelerine göre davacıların miras payları toplamı 58/84 olduğu ve bu oranda elatmanın önlenmesine karar verilmesi gerektiği halde, yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması da isabetsizdir.
Öte yandan; yıkım ile muhdesatın aidiyetinin ve ekonomik değerinin tespiti isteklerine konu olan muhdesatın özellikleri ve nitelikleri itibariyle; İmar Yasasının 5. maddesi anlamında yapı niteliği taşımayan basit ve su basmanı seviyesinde kalan, sonuç itibariyle ekonomik değeri de bulunmayan bir mahiyette olduğu anlaşılmaktadır.
O halde, sözü edilen muhdesatın yıkımı isteğinin kabulüne ve birleşen muhdesatın aidiyetinin tespiti davasının reddine karar verilmesi gerekirken, aksi yönde hüküm kurulması doğru değildir.
Tarafların bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 Sayılı HMK.nun geçici 3. maddesi yollaması ile ) 1086 Sayılı HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA,…” alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,01.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.