Esas No: 2011/10786
Karar No: 2011/12130
Karar Tarihi: 01.12.2011
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/10786 Esas 2011/12130 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : KÖRFEZ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/01/2010
NUMARASI : 2009/99-2010/15
Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, miras bırakanları M. S."un kayden malik olduğu 3 parsel sayılı taşınmazı 5-6 yıl önce davalının duvar ve tel örgü ile çevirerek işlettiği özel okulun bahçesine katmak suretiyle işgal ettiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve ecrimisile karar verilmesini istemişlerdir.
Davalı, taşınmazın tamamına değil bir kısmına elatıldığını, çekişme konusu yerin imar planında okul olarak göründüğünü, arsa niteliğinde olması sebebi ile gelir getirmesinin mümkün olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuş, yargılama sırasında keşiften sonra tel örgüyü kendi sınırları hizasına çektiklerini bildirmiştir.
Mahkemece, kayden davacıların murisine ait çekişme konusu taşınmaza davalıların haklı ve geçerli neden olmadan elattıkları gerekçesi ile elatma isteğinin kabulüne, ecrimisil isteğinin reddine karar verilmiştir.
Karar, davacılar vekili ile davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 3 parsel sayılı taşınmazın davacıların miras bırakanı M. S. adına kayıtlı olduğu, davacıların, duvar ve tel örgü ile çevirerek kendi taşınmazlarına katmak suretiyle davalıların çekişme konusu taşınmaza tecavüz ettiklerini ileri sürerek, eldeki davayı açtıkları, mahallinde yapılan uygulama neticesinde, davalının dava konusu yeri tel örgü ile çevirmek suretiyle kendisine ait 14 parsel içine katarak işgal ettiği saptanmak suretiyle elatma isteğinin kabulü ile ecrimisil isteğinin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Gerek öğretide, gerekse yargısal uygulamalarda ifade edildiği üzere ecrimisil, diğer bir deyişle işgal tazminatı, hak sahibinin kötü niyetli zilyetten isteyebileceği bir bedeldir.
Somut olayda; çekişmeli 3 parsel sayılı taşınmazın 13.12.1985 tarihinde imara istinaden davacıların murisi M. S.adına kaydedildiği, M. S."un 10.06.1998 tarihinde öldüğü, dava dilekçesi içeriğinden taşınmazın 5-6 yıldır davalı tarafından işgal edildiğinin ileri sürüldüğü görülmekte olup, bu durumda, davacılar tarafından uzun süre taşınmazın kullanımına ses çıkarılmaması ve ihtarname ile taşınmazın terk edilmesinin istenmediği gözetildiğinde, davalının taşınmazı davacı tarafın izni ile kullandığı, kötü niyetli zilyet olmadığı, hatta taraflar arasında Borçlar Kanununun 299. ve takip eden maddelerinde öngörüldüğü üzere şifahi olarak ariyet akdi yapıldığı ve aynı yasanın 304. maddesi gereğince de davacıların dava açmakla muvafakatlerini geri aldıkları, başka bir deyişle feshederek akde son verdikleri kabul edilmelidir.
Bu durumda, ecirimisil isteğinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Davacılar vekilinin bu yöne ilişkin tüm temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.
Tarafların öteki temyiz itirazlarına gelince; keşiften sonra davalı vekili 15.10.2009 tarihli oturumda; davalının tel çiti sökerek kendi mülkiyet alanına çektiğini bildirdiği halde, bu husus üzerinde durulmadan, hüküm kurulması yoluna gidildiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere; davanın devamı sırasında müdahaleye son verilmesi halinde davanın konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yerolmadığına biçiminde hüküm kurulması gerekeceği açıktır.
Öte yandan; dava açılırken elatma isteği yönünden değer gösterilmediği ve yalnızca talep edilen ecrimisil miktarı üzerinden harç yatırıldığı, hükümle birlikte elatmanın harcının tahsiline karar verildiği halde, davası kısmen kabul edilen davacı taraf yararına maktu vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken, keşifte belirlenen ve harcı tamamlanmayan değer üzerinden nispi vekalet ücreti takdir edilmesi de isabetsizdir.
Hal böyle olunca; mahkemece yerinde yeniden keşif yapılarak, işgalin devam edip etmediğinin, yargılama sırasında tecavüzün son bulup bulmadığının araştırılması ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken değinilen husus gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Taraf vekillerinin, temyiz itirazları açıklanan nedenlerden ötürü yerindedir. Kabulüyle, hükmün 12.01.2011 tarihinde kabul edilen ve 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK"nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 Sayılı HUMK."un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 01.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.