Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, 7 ve 9 parsel sayılı taşınmazların paydaşı olduklarını, davalılara ait toprak çeken kamyonların taşınmazın bir bölümünü yol olarak kullanmak suretiyle müdahale ettiklerini, taşınmazı kullanılamaz hale getirdiklerini , ayrıca araziye bulaştırdıkları toz ve duman nedeniyle verim kaybina neden olduklarını ileri sürerek elatmanın önlenmesine,ecrimisile, maddi ve marevi tazminata karar verilmesini istemişlerdir.
Bir kısım davalılar vekili, aralarında davacıların da bulunduğu protokol hükümlerine göre taşınmazı kullandıklarını belirterek davanın reddini savunmuşlar, diğer davalılar davaya cevap vermemişlerdir.
Mahkemece, davalılardan .. Tuğla Fabrikası hakkındaki davanın feragat nedeniyle reddine, diğer davalılar yönünden müdahalenin ve zararın keşfen belirlendiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, bir kısım davalılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, çaplı taşınmaza hem doğrudan tecavüz nedeniyle elatmanın önlenmesi ve ecrimisil, hem de davalılara ait araçların çıkardığı toz nedeniyle taşınmazda oluştuğu iddia edilen verim kaybı nedeniyle maddi ve manevi tazminat isteklerine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Çekişme konusu 7 ve 9 parsel sayılı taşınmazlarda davacıların dava dışı kişilerle birlikte paydaş oldukları kayden sabittir. Yapılan keşif sonucunda ibraz edilen bilirkişi rapor ve eki krokide 7 parsel sayılı taşınmaza 790 m2, 9 parsel sayılı taşınmaza da 925 m2 doğrudan tecavüzün yanında, davalı fabrikalarına ait kamyonların yolu kullanmaları sonucunda oluşan toz bulutları nedeniyle davacıların paydaş olduğu taşınmazlarda verim kaybı oluştuğunun belirlenmiş olması karşısında, aleyhine hüküm kurulan davalıların elatmalarının önlenmesine, ecrimisilden ve uğranılan zarardan sorumlu tutulmalarına karar verilmiş olması kural olarak doğrudur.
Ne var ki, davacılardan A. çekişme konusu taşınmazlarda 2005 yılında paydaş olduğu halde, ecrimisil 2003 yılından itibaren hesaplanmış olup, davacı A.’ın paydaş olmadığı ve taşınmazda tasarrufunun bulunmadığı dönemi de kapsar biçimde ecrimisile hükmedilmesi doğru olmadığı gibi, ecrimisil ve araçların çıkardıkları toz nedeniyle taşınmazda verim kaybı yaşanan bölümler bakımından belirlenen tazminatın davacıların payı oranında hüküm altına alınması gerekirken, anılan hususların gözardı edilmiş olması da doğru değildir. Bir kısım davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile ) HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 01.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.