Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2018/1368 Esas 2019/237 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/1368
Karar No: 2019/237
Karar Tarihi: 17.01.2019

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2018/1368 Esas 2019/237 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, davalı tarafından açılan icra takibinde kredi sözleşmesindeki imzanın kendisine ait olmadığını, kimliğinin çalındığını ve sözleşmeden dolayı borçlu olmadığını belirterek borcu olunmadığının tespiti ve icra dosyasına ödenen tutarın tahsilini talep etmiştir. Davalı ise genel kredi sözleşmesindeki imzaların davacıya ait olmadığını, imzanın sahte olduğunu iddia etmiştir. Mahkeme davacının imzaya itirazının bulunduğunu, davalının ise ispat külfetini yerine getiremediğini belirterek davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Kanun Maddeleri: Bankalar Kanunu (5411)
19. Hukuk Dairesi         2018/1368 E.  ,  2019/237 K.

    "İçtihat Metni"



    Taraflar arasındaki menfi tespit ve istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü

    - KARAR -

    Davacı vekili, davalı tarafından davacı aleyhine başlatılan icra takibine konu kredi sözleşmesindeki imzanın davacıya ait olmadığını, icra takibine itiraz edildiğini, ancak davalının Bankalar Kanunu"ndaki özel düzenlemelere tabii olması nedeniyle takibin durmadığını, 14.11.1995 yılında kimliği çalınan davacının kimliğini kullanarak davalı ile sözleşme imzalayan kişiler hakkında açtığı ....Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2000/1044 esas sayılı davanın zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırıldığını, icra takibine dayanak kredi sözleşmesindeki imzanın davacıya ait olmadığını ve davalıya borçlu olmadığını belirterek sözleşmeden dolayı borçlu olunmadığının tespiti ile icra dosyasına ödenen 1.986,96 TL nin davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davacının aleyhine başlatılan takipte borca itirazının 5411 Yasa hükümlerine tabii davalı yönünden kabul görmediğinden satış hariç takibin devam ettiğini, davacının genel kredi sözleşmesindeki imzaların kendisine ait olmadığını ve imzanın sahte olduğunu kanıtlaması gerektiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, davacı hakkında 06/08/1998 tarihli kredi sözleşmesine dayalı olarak icra takibi yapıldığı, davacının sözleşmedeki imzaya itirazının bulunduğu, davacının 14/11/1995 tarihinde kimliğinin çalındığını beyan ettiği, bu olayla ilgili başkaca ceza ve soruşturma dosyalarının da bulunduğu, ispat yükünün sözleşmedeki imzanın davacıya ait olduğunu iddia eden davalı da bulunduğu, davalının imzanın davacıya ait olduğunu ispat edebilmesi için sözleşme aslını sunması gerektiği, ancak davalı tarafın verilen kesin süreye rağmen sözleşme aslını sunmadığı ve bu kapsamda ispat külfetini yerine getiremediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

    Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 17/01/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Hemen Ara