Esas No: 2017/28500
Karar No: 2020/4873
Karar Tarihi: 11.03.2020
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2017/28500 Esas 2020/4873 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının davalı İzsu Genel Müdürlüğünün servis ihalesi kapsamında diğer davalı şirket bünyesinde şoför olarak 01.11.2009 - 31.03.2015 tarihleri arasında aralıksız çalıştığını, iş sözleşmesinin davalı şirketin yeni servis ihalesini kazanamaması üzerine haksız feshedildiğini, işyerinde haftalık çalışma saatlerinin 55 saati aştığını, hafta sonları çalışmasına devam ettiğini, yıllık izinlerinin kullandırılmadığını ileri sürerek kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla çalışma ücreti ile birlikte bir kısım işçilik alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekilleri davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz Başvurusu:
Kararı, davalılar vekilleri temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalıların aşağıdaki bendlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Taraflar arasında davacının iş sözleşmesinin devam edip etmediği ve buna bağlı olarak feshe bağlı alacaklar olan kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin alacağı taleplerinin yerinde olup olmadığı anlaşmazlık konusudur.
Davalı taraf davacının ihale bitimi sonrasında ihaleyi alan yeni firmada ara vermeksizin çalışmaya devam ettiğini ve bu durumda davalının iş yeri devri hükümleri gereğince iş sözleşmesi devam edeceğinden feshe bağlı alacak talebinde bulunamayacağını belirtmiştir. Dosya içerisine alınan kurum kayıtlarından ise davacınının ihaleyi alan yeni şirkette çalışmaya devam edip etmediği anlaşılamamaktadır. Bu durumda yapılması gereken davacının iş sözleşmesinin bitiminden sonraya ilişkin Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtları istenerek davacının ara vermeksizin yeni iş yerinde çalışmaya başılayıp başlamadığı ve başlamış olması halinde de yeni iş verenin davalı İzsu Genel Müdürlüğü’nün alt iş vereni olup olmadığı tespit edilerek iş yeri devri hükümlerine göre davacının feshe bağlı alacaklar olan kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin alacağı taleplerinin yerinde olup olmadığı hususunda karar vermektir. Bu husus gözetilmeden karar verilmesi de hatalı olup bozma sebebidir.
3-Davacı işçinin fazla çalışma ücretine hak kazanıp kazanmadığı hususu taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada gözönüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Somut uyuşmazlıkta Mahkemece tanık anlatımları doğrultusunda davacının 24 saat fiili çalışma ve 48 dinlenme şeklinde çalıştığı kabul edilerek hesaplanan fazla çalışma ücreti hüküm altına alınmıştır. Dosyada çeşitli yıllara ait kiralık araçların devam cetveli ve ayrıca yaptıkları kilometreler ile ilgili çizelgeler sunulmuş olup bu kayıtlarda, araçların sabah çıkış kilometresi, akşam dönüş kilometresi, yapılan kilometre, günlük sabit 8 saat çalışma süresi, isim bilgisi olmamakla birlikte personel imzası ile araç şoförünün imzası yer almaktadır. Bu kayıtlarda fazla mesai sütunu bulunmakta ise de, günlük çalışma süresinin 8 saat olarak kayda girdiği tespit edilmektedir.Ayrıca bir kısım davalı ... ise davacının 3’lü vardiya sistemine göre çalıştığı hususunda beyanda bulunmuştur. Mahkemece bu kayıtlara itibar edilmeyerek davacı tanık anlatımlarına göre hüküm kurulmuş ise de, somut olayda öncelikle mahkemece 8 saat üzerinden düzenlenen kayıtlara neden itibar edilmediğinin açıklanmaması hatalıdır. Diğer taraftan Dairemizce temyiz incelemesi yapılan ve davacı ile aynı dönemde servis şoförü olarak çalışan işçilere ait dosyalarda (Dairemizin 2017/20830 E. ve 2017/26498 E. sayılı) 01/01/2014 tarihinden önce 3lü vardiya sisteminde çalışıldığı bu sebeple bu tarihten önce fazla çalışma yapılmadığı kabul edilmiştir. Hal böyle iken, Mahkemece davalılar arasındaki teknik şartnameler de celbedilerek, gerek davalı tanıklarının anlatımı ile dosya kapsamındaki (8 saat üzerinden düzenlenen) çizelgeler, gerekse emsal dosyalar birlikte değerlendirilerek, davacının çalışma düzeni açıklığa kavuşturulmalı, davacının tüm çalışma süresinde aynı çalışma düzeninde çalışıp çalışmadığı belirlenmeli ve sonucuna göre davacının fazla çalışma ücretine hak kazanıp kazanmadığı noktasında bir karar verilmelidir. Mahkemece yazılı gerekçe ile fazla çalışma ücreti alacağının hüküm altına alınması hatalı olup kararın bu sebeple bozulması gerekmiştir.
4-Taraflar arasında davacının talep ettiği asgari geçim indirimi ücretlerinin ödenip ödenmediği hususu da anlaşmazlık konusudur.
Davalı Akkoyun Seyahat Taşımacılık San ve Tic. Ltd. Şti. vekili tarafından temyiz dilekçesinin ekinde davacının çalıştığı döneme ilişkin bir kısım imzalı ücret bodrosunun sunulduğu, imzalı ücret bodrolarının tümünde asgari geçim indirimi tahakkularının yapıldığı anlaşılmakta olup bodrolar ihtirazi kayıt içermemektedir. Ödeme belgesinin hakkı ortadan kaldıran özelliği nedeni ile yargılamanın her aşamasında dikkate alınması gereklidir. Bu durumda imzalı ücret bordrosu gereğince tahakkuk bulunan aylara ilişkin asgari geçim indirimi miktarlarının ödendiğinin kabulü gerekmekte olup bu husus bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan hükmün yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 11.03.2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.