Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, mülga 2510 Sayılı Yasa uyarınca tarımsal iskan hakkı tanınan davalıların kendilerine tahsisen verilen taşınmazları kullanmayarak boş bıraktıklarını, bu nedenle İskan Komisyonu kararının iptal edildiğini ileri sürüp, tapu kaydının iptali ile Hazine adına tescilini istemiştir.
Davalılar, taşınmazı verildiği tarihten bugüne kadar aralıksız kullandıklarını bildirip, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davalıların kendilerine tahsis edilen taşınmazları bizzat kullandıklarının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 329 parsel sayılı taşınmazın Hazine adına kayıtlı iken 24.02.2006 tarihinde 2510 sayılı Yasaya göre ve tahsis yoluyla davalılar adına tescil edildiği anlaşılmaktadır.
Davacı Hazine, 2510 Sayılı Yasayı iptal eden 5543 sayılı İskan Yasasının 21/2 maddesine aykırı olarak davalıların kendilerine verilen taşınmazı kullanmayarak boş bıraktıklarını, Mahalli İskan Komisyonunun 29.02.2008 tarih, 22 sayılı kararı ile davalılara tarımsal iskan hakkı tanıyan kararın iptal edildiğini ileri sürerek, eldeki davayı açmıştır.
Ne var ki, eksiğin tamamlanması yoluyla getirtilen belgelerden, Mahalli İskan Komisyonunun 29.2.2008 tarih ve 22 sayılı kararının ve dayanak işlemlerin iptali istemi ile eldeki dosyanın davalısı, o dosyada davacı H.Ş. tarafından Hassa Kaymakamlığı ve Hatay Valiliği aleyhine açılan Hatay İdare Mahkemesinin 2008/1256 esas 2009/845 karar sayılı dava dosyasında davanın reddine karar verildiği ve Danıştay"da temyiz aşamasında olduğu görülmektedir.
Bu durumda, İdare Mahkemesinde verilecek olan kararın eldeki davayı etkileyeceği kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca, Hatay İdare Mahkemesinin 2008/1256 esas 2009/845 karar sayılı dava dosyasındaki kararın kesinleşmesinin (sonucunun) beklenmesi, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Davacının, bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesine göre) 1086 sayılı HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 30.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.