Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/9395 Esas 2011/11972 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/9395
Karar No: 2011/11972

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/9395 Esas 2011/11972 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2011/9395 E.  ,  2011/11972 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ÇUBUK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 30/07/2010
    NUMARASI : 2007/648-2010/405

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacılar, hile hukuksal  nedenine  dayanarak  eldeki  davayı  açmışlardır.
    Davalılar, davanın  reddini  savunmuşlardır.
    Davanın  kabulüne   ilişkin  olarak  verilen  karar, davalı S."ın  tavzih  isteği  üzerine   mahkemece  tavzih  edilmiştir.
    Tavzih  kararı  davacılar  ve  davalı  S. tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
    Dava, tavzih isteğine ilişkindir.
    Dosya içeriğinden, davacıların, miras bırakanlarının kandırılarak çekişmeli taşınmazlardaki paylarının devrinin sağlandığı iddiasıyla davalılar aleyhine açtıkları iptal-tescil istekli davanın kısmen kabulüne karar verildiği ve temyiz edilmeksizin 08.12.2010 tarihinde kesinleştiği, 26.01.2011 tarihinde de tapuda infaz edildiği görülmektedir.
    Anılan davanın davalılarından S., 22.02.2011 tarihli tavzih dilekçesi vererek; kendisinin çekişmeli taşınmazlarda muris Mülkiye dışındaki kişilerden de pay satın aldığını, bunun hükümde gözetilmediğini ileri sürmüş ve hükümdeki iptal kararının “Muris Mülkiye"den satın alınan payların iptaliyle...” şeklinde düzeltilerek tavzih edilmesini istemiştir.
    Mahkemece, tavzih isteğinin kabulüne karar verilmiştir.
    Bilindiği üzere, tavzih; 1086 Sayılı HUMK."nun 455 ila 458. maddelerinde ve 6100 Sayılı HMK."nun 305 ile 306. maddelerinde düzenlenmiştir.
    Belirtilen Yasa maddeleri incelendiğinde, tavzihin; hükmün yeterince açıklık taşımaması veya icrasında tereddüte yol açması ya da birbirine çelişkili fıkralar içermesi hallerinde mümkün olabileceği ve  özellikle hükmün infazına kadar istenebileceği açıktır.Somut olayda, değinilen Yasa maddeleri gözetildiğinde, hükümdeki pay miktarlarının yanlış hesaplandığı yolundaki isteğin tavzih koşullarını barındırmadığı ve tavzih konusu yapılamıyacağı  açıktır. Kaldı ki, tavzihi istenilen ilamın infaz edildiği de sabittir.
    Hal böyle olunca, tavzih isteğinin reddedilmesi yerine kabul edilmesi isabetsizdir. Tarafların temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir. Kabulüyle, (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollamasıyla) HUMK."nun 428.maddesi gereğince yerel mahkemenin 04.03.2011 tarihli tavzih kararının ortadan kaldırılması suretiyle BOZULMASINA,  alınan  peşin  harcın  temyiz  edene  geri  verilmesine, 30.11.2011  tarihinde  oybirliğiyle  karar  verildi. 

     

    Hemen Ara