Esas No: 2011/9486
Karar No: 2011/11943
Karar Tarihi: 29.11.2011
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/9486 Esas 2011/11943 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : SAMSUN 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/05/2011
NUMARASI : 2010/130-2011/250
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, boşanmanın mali neticelerini değiştirmek için davalı eski eşi ve yakınlarının baskı ve tehditlerine maruz kaldığını, ikrah ve hile ile hataya düşürülerek maliki olduğu 17 nolu bağımsız bölümü bedelsiz olarak temlik ettiğini savcılık soruşturması ile öğrendiğini, aynı zamanda akit tablosundaki imza ve parmak izinin kendisine ait olmadığını ileri sürerek tapu iptal ve tescil isteğinde bulunmuş, yargılama sırasında ıslah dilekçesi vererek davalının soruşturma dosyasında taşınmazın bedelsiz devredildiğini kabul ettiğini belirtip temlikin aynı zamanda muvazaalı olduğunu ileri sürmüştür.
Davalı, iddiaların yerinde olmadığını belirtip davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, bilirkişiden alınan raporun hüküm kurmaya yeterli olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 29.11.2011 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat .... geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen vekili Avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; davacının, maliki olduğu çekişme konusu 17 nolu bağımsız bölümü 26.2.2010 tarihli akitle davalıya satış suretiyle temlik ettiği anlaşılmaktadır.
Davacı, anılan temlikin davalı ve yakınlarının hilesi, baskı ve tehditleri ile gerçekleştirildiğini ileri sürerek, eldeki davayı açmış, yargılama sırasında ibraz ettiği dilekçe ile dava sebebi olarak ayrıca taraf muvazaasınada dayandığını belirtmiştir.
Ne varki; mahkemece yazılan kararda, dosyaya toplanan belgeler ve delillerin açıklanması ötesinde kararın gerekçe içerdiğini söyleyebilme olanağı yoktur.
Anayasanın 141. maddesi ve 1086 sayılı H.U.M.K."nın 388.maddesi (6100 sayılı H.M.K."nın 297. maddesi) hükümleri gereği bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması zorunludur. Tarafların tüm delilleri toplanıp; son sözleri dinlenip duruşmanın bittiği bildirildikten sonra hakimin; 1086 sayılı H.U.M.K."nın 388. (6100 sayılı H.M.K."nın 298.maddesi) uyarınca kararı gerekçesi ile birlikte tam olarak yazması ve hüküm sonucunu 1086 sayılı H.M.U.K."nın 389. maddesinde (6100 sayılı H.M.K."nın 297/2.maddesinde) öngörülen biçimde tefhim etmesi gerekir.
Hükmün sonuç bölümünde de istek sonuçlarından her biri hakkında taraflara yüklenen borç ve hakların birer birer açıkça şüphe ve tereddüt uyandırmayacak biçimde yazılması zorunludur.
Mahkemece, ileri sürülen iddiaların hangisine dayanıldığı gerekçede belirtilip tartışılmaksızın kurulan hükmün, Anayasa ve Usul Yasasının değinilen hükümlerine uygun düştüğü söylenemez.
Hal böyle olunca, davalının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle 6100 sayılı yasanın geçici 3 maddesi delaleti ile 1086 sayılı HUMK.nun 428 maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre şimdilik öteki hususların incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.12.2010 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 825.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, 29.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.