Taraflar arasında birleştirilerek görülen davalarda:
Davacılar, miras bırakanları E. A.ın 5 ve 7 parsel sayılı taşınmazlardaki paylarını mirasçıdan mal kaçırmak amacıyla davalı kızı Z. M.’e satış suretiyle muvazaalı temlik ettiğini, Z. M. tarafından 5 parseldeki payın bir bölümünün diğer davalı ile trampa edildiğini ileri sürerek miras payları oranında tapu iptali tescil veya tenkis isteğinde bulunmuşlar yargılama aşamasında ıslah suretiyle trampaya konu payın bedelinin tahsilini istemişlerdir.
Davalı Z. M., iddiaların yanlış olduğunu bedeli karşılığı taşınmazları satın aldığını bildirip davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalı O.K. yönünden davanın feragat nedeniyle reddine, davalı Z. M.yönünden tapu iptali ve tescil isetğinin kabulüne, bedel isteği yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Karar, davacılar ve davalı Z. vekilleri tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 25.11.2011 Cuma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz edenler vekili Avukat ... ile yine diğer temyiz eden davalı Z.M. O. vekili Avukat M... S... geldiler, davetiye tebliğine rağmen diğer temyiz edilen davalı vekili Avukat gelmedi, yokluğunda duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı pay oranında tapu iptali, tescil veya tenkis isteğine ilişkin olup mahkemece, davalı Z. adına kayıtlı bulunan 7 parseldeki pay ile 187 parsel yönünden temlik işlemin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu belirlenerek davanın kabulüne karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır Davalı Z.’nin tüm temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine, hükmün anılan taşınmazlar yönünden ONANMASINA;
Davacının temyiz itirazlarına gelince, dava dilekçesinde 5 parsel sayılı taşınmaz ile ilgili olarak tapu iptali ve tescil istenilmiş ise de taşınmazdaki bir kısım davalı payının trampaya tabi tutulduğunun anlaşılması üzerine davacının 24.11.2009 tarihli dilekçe ile tavzih ve trampa ile dava dışı kişiye giden pay yönünden tazminat isteğinde bulunarak kısmi ıslahta bulunduğu anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere; 04.02.1948 tarih 10/3 sayılı İ.B.K.’nda açıklandığı gibi dava açıldıktan sonra sebebinde ve diğer hususlarda usule ilişkin işlemler ıslah ile düzeltilmesi mümkün olduğu gibi davanın konusunda da ıslah mümkündür. Öte yandan gerek 1086 sayılı HUMK 185/2 maddesinde gerekse 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK.’nun 141/2. maddesinde davacının karşı tarafın rızası aranmaksızın ıslah yoluyla davanın mahiyetini değiştirebileceği kabul edilmiştir. O halde, tapu iptali ve tescil isteğinin tazminat yönündeki ıslahında yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır. Diğer taraftan somut olayda tapu iptal ve tescil davası yerine tazminat istenilmekle hukuksal kapsam itibariyle daha dar ve düşük nitelikte olan tazminat isteği davanın ıslahı değil isteğin azaltılması anlamını da taşımaktadır.
Hal böyle olunca, öncelikle davacının tazminat isteğinin miktar olarak açıklandırılması ve taraf delilleri doğrultusunda tazminat isteği yönünden de işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu gerekçelerle karar verilmesine yer olmadığı yönünde hüküm kurulması doğru değildir.
Davacının bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı HMK’nun geçici 3. maddesi yollamasıyla) 1086 sayılı HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA; alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 3.12.2010 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden taraf vekillerinden davacılar vekili için 825.00.-TL. duruşma avukatlık parasının diğer temyiz edenden alınmasına 25.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.