Taraflar arasında görülen davada;
Davacılar, miras bırakanları H. A."ın 38 parsel sayılı taşınmazdaki payının bir bölümünü mirasçıdan mal kaçırmak amacıyla davalı kızı ve damadına satış suretiyle muvazaalı temlik ettiğini ileri sürerek miras payları oranında tapu iptali, tescil veya tenkis isteğinde bulunmuşlardır.
Davalılar, iddiaların yersiz olduğunu, temliki işlemin muvazaalı olmadığını bildirip davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, temliki işlemlerin mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile tapuların iptaline ve tüm mirasçılar adına tesciline karar verilmiştir.
Karar, davalılar vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 25.12.2011 Cuma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz edenler vekili Avukat gelmedi, temyiz edilenler vekili Avukat ..... geldi, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali, tescil veya tenkis isteğine ilişkin olup mahkemece yapılan araştırma ve inceleme sonucunda, miras bırakanın davalılara satış suretiyle yapmış olduğu temliki işlemlerin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu belirlenmek suretiyle tapu iptali ve tescil isteğinin kabulüne karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur. O halde davalılar vekilinin bu yönlere değinen temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine;
Ancak, dava dilekçesinde davacıların miras payları oranında tapu iptali ve tescil isteklerinde bulundukları gözetilerek davacıların veraset ilamındaki payları oranında tapuların iptali ile tesciline karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile istek aşılmak suretiyle taşınmazların tamamının iptali ile tüm mirasçılar adına tesciline karar verilmesi doğru değildir.
Diğer taraftan, davacıların paylarına isabet eden değer üzerinden harç ve avukatlık parasına hükmedilmesi gerekirken taşınmazın tamamının değeri üzerinden harç alınması ve bu değer gözetilerek davacılar yararına fazla avukatlık ücreti takdiri de isabetli değildir.
Davalıların bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlere hasren (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesine göre) HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 25.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.