Esas No: 2011/8383
Karar No: 2011/11677
Karar Tarihi: 22.11.2011
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/8383 Esas 2011/11677 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, kök miras bırakanın mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak torunlarına temlik ettiği ve sonrasında kat irtifakı tesis edilerek bağımsız bölümlere yansıtılan taşınmazlarda bazı davalıların üçüncü kişilere devrettiği payların tespiti için açılan davada, muris muvazaası sabit görülerek 3 ve 10 nolu bağımsız bölümlere ilişkin davalı M. aleyhindeki iptal ve tescil davasının kabul edilmesine, diğer davalılar hakkındaki iptal-tescil isteminin reddine, tazminat talebinin kabulüne, ecrimisil davasının kısmen kabulüne karar vermiştir. Ancak, davalı M. olmayan bağımsız bölümlerle ilgili olarak davalıların tazminat taleplerinin reddedilmesi, ecrimisil taleplerinin ise reddedilmesi gerektiği belirtilmiştir. Kararda, Muris Muvazaası Hukuksal Nedenine Dayalı Tapu İptali ve Tescil davası açıldığı için Türk Medeni Kanunu'nun 549. maddesi uyarınca davanın taraflarından harç alınmayacağı belirtilmiştir. Ayrıca avukatlık ücretleri de Avukatlık Ücret Tarifesi'nin 14. maddesi gereğince belirlenmiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/04/2011
NUMARASI : 2009/10-2011/145
Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;
Davacılar, asıl davada, kök miras bırakan H.ın 645 ada 14 parsel sayılı taşınmazdaki payını kız çocuklarından mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak 18.05.1979 tarihinde ve satış suretiyle davalı torunlarına temlik ettiğini,bilahare taşınmazda kat irtifakı tesis edilerek anılan payın 1,3,6,9 ve 10 nolu bağımsız bölümlere yansıtıldığını; daha önceden başka mirasçının davalılar aleyhinde açmış olduğu muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve pay oranında tescil davasının kabulle sonuçlandığını, ancak davalıların 1,6 ve 9. Nolu daireleri üçüncü kişiye devrettiklerini ileri sürerek; 3ve 10 nolu bağımsız bölümler yönünden tapu iptali ve miras payları oranında tescil, 1,6, ve 9 nolu bağımsız bölümlere ilişkin olarak da tazminat isteğinde bulunmuşlar, bilahare ıslah suretiyle tazminat talep miktarını arttırmışlar; birleşen davada ise ecrimisil istemişlerdir.
Davalılar, davacıların mirasbırakanı Ü."ün başka mirasçının açtığı dava dilekçesinde belirtilen davada tanık olarak dinlendiğini ve muris babası H. yapmış olduğu işlemin satış olduğunu beyan ettiğini , bu beyanın mahkeme huzurunda ikrar olup, davacıların dava açma haklarının bulunmadığını, anılan kararın da kesin hüküm oluşturmayacağını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, muris muvazaası sabit görülerek dava konusu 3 ve 10 nolu bağımsız bölümlere ilişkin davalı M. aleyhindeki iptal ve tescil davasının kabulüne , diğer davalılar hakkındaki iptal -tescil isteminin reddine, tazminat talebinin kabulüne, birleşen ecrimisil davasının da kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalılar vekilleri tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 22.11.2011 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz edenler vekili Avukat .... ile temyiz edilen davacılardan M. D. ve vekili Avukat .... geldiler, duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
Asıl dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil ile tazminat; birleşen dava ise, ecrimisil isteklerine ilişkindir.
Mahkemece, asıl ve birleşen davaların kısmen kabullerine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; kök miras bırakan H. K.’nun 645 ada 14 parsel sayılı taşınmazdaki ¼ payını 18.05.1979 tarihinde ve satış suretiyle torunları olan davalılara temlik ettiği, bilahare taşınmazda kat irtifakı tesis edilerek 3 ve 10 nolu bağımsız bölümlerde 1/5’er payın davalı M.; 1, 6 ve 9 nolu bağımsız bölümlerde 1/7’er payın diğer davalılar adlarına tescil edildiği, dava dışı mirasçı A.T.tarafından davalılar aleyhine 03.03.1999 tarihinde açılan muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davası sonucunda verilen “davanın kabulü ile tapu iptali ve miras payı oranında tescile” ilişkin Bakırköy 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 13.07.2005 tarih ve 53-184 sayılı kararının deracattan geçmek suretiyle 21.01.2006 tarihinde kesinleştiği, bu arada 1, 6 ve 9 nolu bağımsız bölümlerin 22.12.2003 tarihinde 3. kişiye devredildiği anlaşılmaktadır.
Davacılar asıl davada, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak 3 ve 10 nolu bağımsız bölümler yönünden tapu iptali ve miras payları oranında tescil; 1, 6 ve 9 nolu bağımsız bölümler bakımından tazminat; birleşen davada ise, ecrimisil isteklerinde bulunmuşlardır.
Hemen belirtilmelidir ki, miras bırakan H.’ın davalılara yapmış olduğu temlikin mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunun yukarıda açıklanan başka mirasçı tarafından açılan dava sonucunda belirlendiği ve bu olgunun kesinleştiği gözetilerek 3 ve 10 nolu bağımsız bölümler yönünden tapu iptali ve tescil davasının; 1, 6 ve 9 nolu bağımsız bölümler bakımından da tazminat davasının kabul edilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Davalıların bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.
Ancak; 1, 6 ve 9 nolu bağımsız bölümlerde davalı M.’nın hiç malik olmadığı, başka bir ifadeyle anılan bağımsız bölümlerde diğer davalılar paydaş iken ahara devredildiği gözetilmeksizin hükmedilen tazminat miktarından ve buna bağlı olarak harç ve vekalet ücretinden davalı M.’nın da sorumlu tutulması doğru olmadığı gibi; dava dilekçesinde istenilen tazminat miktarına dava tarihinden ve ıslahla arttırılan miktara ise ıslah tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesi gerekirken, ıslah edilen miktarı da kapsar şekilde hükmedilen tazminatın tamamının dava tarihinden itibaren yasal faiziyle tahsiline karar verilmiş olması da isabetsizdir.
Öte yandan, davacılar tarafından 30.11.2005 tarihinden itibaren ecrimisil istenmiş olup; 1, 6 ve 9 nolu bağımsız bölümler bu tarihten önce 3. kişiye devredildiğine göre, anılan bağımsız bölümler bakımından haksız işgal tazminatı olan ecrimisilin söz konusu olamayacağı kuşkusuzdur. Mahkemece yapılan uygulama sonucu bilirkişi heyeti tarafından da 3 ve 10 nolu bağımsız bölümlerde sadece davalı M.’nın paydaş olduğu gözetilerek ve davacıların miras payları itibariyle hesaplanan ecrimisile hükmedildiği halde, anılan ecrimisilden ve buna bağlı olarak harç ve vekalet ücretinden davalı M.dışındaki davalıların da sorumlu tutulmaları doğru değildir.
Diğer taraftan, 3 ve 10 nolu bağımsız bölümlerde davalılardan sadece Mustafa’nın paydaş olduğu dikkate alınarak diğer davalılar bakımından iptal ve tescil isteği reddedilmesine rağmen, hükmün B bendinde davalı M. aleyhine açılan davanın kabulüne karar verilip, devamında “davalılar adına olan tapu kayıtlarının tarafların murisi H.K.’nun veraset ilamındaki payı oranında iptali ile davacılar adına tesciline, kalan payların ise davalılar üzerinde bırakılmasına” şeklinde hüküm kurulmasının yerinde olduğu söylenemeyeceği gibi, iptal ve tescil isteği bakımından yargılama sırasında yatırılan tamamlama harcının, alınması gereken harçtan mahsup edilmemiş olmasının da isabetli bulunmadığı açıktır.
Hal böyle olunca; 3 ve 10 nolu bağımsız bölümler bakımından davalı M. hakkında davacıların miras payları gözetilerek tapu iptali ve tescil davasının kabulüne, diğer davalılar hakkında anılan bağımsız bölümler bakımından iptal ve tescil isteğinin ve ayrıca bu davalılar aleyhindeki ecrimisil davasının husumet nedeniyle retlerine; 1, 6 ve 9 nolu bağımsız bölümlerle ilgili tazminat davası yönünden davalı M. hakkındaki davanın husumet yokluğu sebebiyle reddine ve diğer davalılar hakkındaki tazminat talebinin ise yukarıda değinilen tarihler itibariyle yasal faiz hususu gözetilerek kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması isabetli değildir.
Davalıların bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesine göre) HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.12.2010 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 825.00.-TL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına, 22.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.