Esas No: 2011/9871
Karar No: 2011/11646
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/9871 Esas 2011/11646 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : SULTANDAĞI ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/11/2010
NUMARASI : 2004/84-2010/134
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, 5850 ve 5852 kadastral parsellerde kayıt maliki iken taşınmazların bulunduğu çalışma alanında 3194 sayılı Yasanın 18. maddesi uyarınca yapılan imar uygulaması sonucunda 153 ada, 3 ve 4 parsellerde bağımsız mülkiyet, 15 parselde ise paylı mülkiyet tesis edildiğini, imar parsellerinin dayanağını oluşturan idari işlemin iptali için açılan davanın kabulle sonuçlandığını, Danıştay’da temyiz incelemesi aşamasında davalı Belediyenin temyiz isteğinden vazgeçmesi üzerine kararın kesinleştiğini böylelikle çap kaydının dayanağını teşkil eden idari işlemin iptali ile sicilin dayanaksız kaldığını ileri sürerek kadastral parsele ihyasına, kadastral parsellere elatmanın önlenmesine, muhdesatın yıkımına, ağaçların kesilmesinden kaynaklı 1.000,00 TL maddi zararın yasal faizi ile birlikte tazminine karar verilmesini, 25/05/2006 tarihli ıslah dilekçesi ile de imar uygulaması öncesinde bağımsız malik olduğu taşınmazın, 152 ada, 9 parselde belediye ile paylı mülkiyete dönüştürüldüğünü belirterek tapu kaydının iptali ile bağımsız malik olarak adına tescilini istemiştir.
Davalı Belediye, imar uygulamasının iptal edilmediğini, idare mahkemesinin iptale ilişkin kararın temyizi aşamasında davacı ile belediye arasında yapılan protokol üzerine davacının davasından, belediye vekilinin de temyiz isteğinden vazgeçtiğini, böylelikle idari işlemin ayakta olduğunu, davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, diğer davalılar ise; imar uygulamasının halen geçerliliğini koruduğunu, imar uygulaması sonucu verilen parsellerinde iyiniyetle yapılaştıklarını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece; idari yargıdaki dava, “davadan feragat beyanı” nedeniyle dava sonuçlandırıldığından tapu iptal ve tescil davası açabilmenin ön şartının gerçekleşmediği, feragatin geçersizliğinin idari yargıdaki davada ileri sürülmesi gerektiği ya da feragatin feshi ve protokolün geçersizliğinin bağımsız bir davaya konu olabileceğini, idari işlemin iptali yönünde kesinleşmiş bir mahkeme kararı bulunduğundan davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hâkimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava; idari şuyuulandırma işleminin iptali nedeniyle kadastral mülkiyet ve geometrik durumun ihyası ile kadastral parsellere yapılan elatmanın önlenmesi, yıkım ve zararın tazmini isteklerine ilişkindir.
Mahkemece; idari işlemin iptaline yönelik idari yargı yerinde açılan “davadan feragat sebebiyle” davanın reddine karar verilmiştir.
Gerçekten de; 152 ada, 9 parsel sayılı taşınmazla ilgili olarak tebdil ve intaç edip sonuçlanan bir idari yargı kararı bulunmadığından ve imar şuyuulandırma işlemi çekişmeye konu edilen bu parsel bakımından ayakta olduğundan bu parsele ilişkin olarak açılan davanın reddedilmiş olması belirtilen gerekçe ile ve sonucu itibariyle doğrudur. Öyle ise bu yöne değinen davacının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddine,
Ancak çekişmeye konu edilen diğer parseller bakımından şuyuulandırma işleminin iptali konusunda Denizli İdare Mahkemesinde açılan “idari işlemin iptaline” yönelik davanın aynı mahkemece 2002/1092 Esas, 2003/338 Karar, 24/04/2003 tarihinde kabulle sonuçlandığı, kararın davalı belediye tarafından temyiz edildiği ve ne var ki davacı vekilinin açılan davadan davalı belediye vekilinin de temyiz talebinden feragat etmesi üzerine Danıştay 6. Dairesinin 06/10/2003 tarihli, 2003/4944 Esas, 2003/4631 sayılı ilamda “ ….temyiz aşamasında davadan feragat isteminin incelenemeyeceği ve öncelikle temyiz isteminin değerlendirileceği açıktır. Bu durumda, davalı idare vekili tarafından 26.06.2003 gününde İdare mahkemesi Yazı İşleri Kalemine verilen dilekçede, temyiz isteminden vazgeçildiği bildirildiğinden temyiz isteminin incelenmeksizin reddine, dosyanın Denizli İdare Mahkemesine gönderilmesine ” değinilerek karar verildiği ve bunlun üzerine İdare Mahkemesince de “..temyizden feragat edildiği, süresi içinde de karar düzeltme isteğinde bulunulmadığı” gerekçesiyle kararın 22/01/2004 tarihinde kesinleştirildiği, buna bağlı olarak da eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Yukarıda açıklanan olgu karşısında; Denizli İdare Mahkemesinin “imar şuyuulandırma işleminin iptaline” dair verdiği kararın kesinleştirildiği gözetildiğinde eldeki dava bakımından bu kararın esas alınması suretiyle neticeye gidilmesi gerektiği tartışmasızdır. İdare Mahkemesi kararı ile ilgili davadan feragat keyfiyeti idari yargıda gözetilmesi gereken bir husus olup eldeki davada değerlendirilemeyeceği, şeklen dahi olsa kesinleşen idari yargı kararına göre taraf delillerinin toplanarak bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli değildir.
Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü 6100 sayılı HMK’nun geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nu 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.