Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/12090 Esas 2011/11628 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/12090
Karar No: 2011/11628
Karar Tarihi: 21.11.2011

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/12090 Esas 2011/11628 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2011/12090 E.  ,  2011/11628 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ŞEREFLİKOÇHİSAR 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 10/03/2011
    NUMARASI : 2011/36-2011/155

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, 168 ada 3 parsel sayılı taşınmazda veraseten iştirak halinde malik olduğunu, davalının taşınmazdaki evi haksız olarak kullandığını, taşınmaza garaj inşa ettiğini ileri sürerek, el atmanın önlenmesi ve yıkım  isteminde bulunmuştur.
    Davalı,  davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, müdahale olgusunun sabit olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik  Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
    Dava, imar parseline el atmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu 168 ada 3 nolu imar parselinin  923/1200 payında davacı ile dava dışı mirasçıların  iştirak halinde malik olduğu, 554/2400 payın ise dava dışı Kaçarlı Belediyesi adına kayıtlı bulunduğu, öncesinde 168 ada 1 nolu kadastral parselde imar uygulaması yapılarak 168 ada 2 nolu parselin davalının murisi E. S., 168 ada 3 nolu parselinde davacının murisi Durali Süslü ve dava dışı Belediye adına paylı olarak tescil edildiği, bu durumda olayda 3194 Sayılı Yasanın 18. maddesinin uygulanması gerekeceği  anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere; yasal ayrıcalıkların dışında ayrılmaz parçanın (mütemmim cüz"ün) mülkiyeti ve buna bağlı olarak tasarruf hakkı üzerinde bulunduğu arza bağlıdır. Bu husus M.K.nun 684. maddesinde açıkca vurgulanmıştır. Ne varki, yürürlükten kalkmış olan 6785 sayılı yasanın l605 sayılı yasa ile değişik 42/c ve halen yürürlükte bulunan 3l94 sayılı imar yasasının l8. maddelerinde özel hükümler getirilmek suretiyle ayrılmaz parça (mütemmim cüz) olan yapı ile arz arasındaki hukuki ilişki kesilmiş bazı durumlarda yapı,  üzerinde bulunduğu yerin malikinden başkasına bırakılarak imar parsellerinin oluşturulabileceği öngörülmüştür. Böylece yapıların bedelleri ilgili parsel sahiplerince yapı sahibine ödenmediği veya aralarında bu yönde bir anlaşma yapılmadığı yada ortaklığın giderilmesi davası açılmadığı sürece bu yapıların ömürlerini dolduruncaya kadar eski sahiplerine kullanma imkanı  sağlanmıştır.
    Öte yandan, zeminin maliki olan kişinin taşınmazı bizzat kullanma yetkisi sınırlanmış, ayrılmaz parça (mütemmim cüz) durumunda olan yapı üzerinde tasarruf etme gücü özel yasa ile kısıtlanmıştır. 
    298l sayılı yasanın 3290 sayılı yasa ile değişik l0/c maddesi de aynı doğrultuda hüküm getirmiştir. Gerçekten, bir kimse kendisine veya yasanın himaye ettiği bir hakka dayanarak üçüncü bir şahsa ait bir taşınmaz üzerine ayrılmaz parça (mütemmim cüz) niteliğinde yapı inşaa etmiş imar uygulaması sonucu bu yer davacıya ait imar parseli içerisinde kalmış ise, kendi arzu ve iradesi dışında idari kararla oluşan bir durum söz konusu olduğundan kusurlu sayılamaz. İşte bu nedenle yukarıda değinildiği gibi yasa koyucu imar parseli malikine karşı yapı sahibini koruma zorunluluğunu duymuştur. 
    Somut olaya gelince; tanık beyanları ve dosyadaki delillerden 3 nolu imar parselindeki evin davalının miras bırakanı E. tarafından yapıldığı, E."in davalı dışında mirasçıları bulunduğu, öte yandan 3194 Sayılı Yasanın 18. maddesinin uygulanması ve kaim bedelin saptanarak davalı tarafa ödenmesi söz konusu olduğuna göre, 168 ada 3 nolu imar paselinde davacı dışında paydaş bulunan Belediyenin  de davada taraf olması gerekeceği,  davanın paydaş olan Belediyeyi de doğrudan ilgilendireceği açıktır. Keza tanık anlatımlarına göre yıkımı istenilen garajın davalı tarafından inşa edildiği belirtilmiş ise de,  garajın imar uygulaması öncesi mi yoksa imar uygulaması sonrasında mı yapıldığı da mahkemece tespit edilmiş değildir.
    Hal böyle olunca, 168 ada 2 nolu parseldeki tüm mirasçılar ile 168 ada 3 nolu perseldeki paydaş olan Belediyenin de davaya dahil edilerek yukarıdaki ilkeler çerçevesinde inceleme ve araştırma yapılarak hasıl olacak sonuca göre biri karar verilmesi gerekirken, eksik taraf teşkili ve yanılgılı değerlendirme ile  yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
    Davalının,  temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesine göre) 1086 sayılı HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


     

    Hemen Ara