Esas No: 2011/9953
Karar No: 2011/11604
Karar Tarihi: 21.11.2011
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/9953 Esas 2011/11604 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : SAKARYA 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/05/2011
NUMARASI : 2010/144-2011/240
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, davalı oğlunun yaşlılığından ve saflığından istifade ederek maliki bulunduğu 12 parsel sayılı taşınmaza kavak dikeceği, izin için tapuda imza atması gerektiği telkinleriyle kendisini hileye düşürerek tapuda satış işlemini gerçekleştirdiğini, kendisinin 79 yaşında hasta bir kadın olduğunu ve iki kere beyin felci geçirdiğini, davalı oğlu tarafından bakılıyorken tarlasının hile ile elinden alındıktan sonra kapı dışarı edildiğini ileri sürerek tapunun iptali ile adına tescilini istemiştir.
Davalı, dava konusu yeri para karşılığında satın aldığını bildirerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine ilişkin verilen karar Dairece; "....Davanın, ehliyetsizlik ve hile hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olduğu, öncelikle bozma ilamında açıklanan ilkeler ve yasa hükümleri çerçevesinde bir araştırma yapılarak Adli Tıp Kurumundan alınacak raporla birlikte tüm deliller birlikte değerlendirilerek davacının akit tarihi olan 16.1.2001 tarihinde tasarruf ehliyetine sahip olup olmadığının saptanması, ehliyetli olduğunun anlaşılması halinde hile hukuksal nedeni üzerinde durularak bir karar verilmesi gerekirken eksik soruşturmayla yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda kanıtlanamayan davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, ehliyetsizlik ve hile hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemenin önceden kurduğu hükmün bozulmasına dair Dairenin 26.11.2009 tarih-2009/10400 esas-12407 karar sayılı ilamında "Davanın, Ehliyetsizlik ve hile hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olduğu, Medeni Kanununun 15. maddesinde de ifade edildiği üzere, ayırtım gücü bulunmayan kimsenin
geçerli bir iradesinin bulunmaması nedeniyle, kanunda gösterilen ayrık durumlar saklı kalmak üzere, yapacağı işlemlere sonuç bağlanamayacağı, karşı tarafın iyi niyetli olmasının da o işlemi geçerli kılmayacağı, bir kimsenin ehliyetinin tesbitinin şahıs ve mamelek hukuku bakımından doğurduğu sonuçlar itibariyle ne kadar büyük önem taşıdığı, bu durumda, tarafların gösterecekleri, tüm delillerin toplanılması tanıklardan bu yönde açıklayıcı, doyurucu somut bilgiler alınması, varsa ehliyetsiz olduğu iddia edilen kişiye ait doktor raporları, hasta müşahede kağıtları, film grafilerinin eksiksiz getirtilmesinin zorunlu olduğu, bunun yanında, her ne kadar H.U.M.K.’nun 286 maddelerinde belirtildiği gibi bilirkişinin “rey ve mutaalası” hakimi bağlamaz ise de, temyiz kudretinin yokluğu, yaş küçüklüğü, akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk gibi salt biyolojik nedenlere değil, aynı zamanda bilinç, idrak, irade gibi psikolojik unsurlara da bağlı olduğundan, akıl hastalığı, akıl zayıflığı gibi biyolojik ve buna bağlı psikolojik nedenlerin belirlenmesi, çok zaman hakimlik mesleğinin dışında özel ve teknik bilgi gerektirdiği, hele ayırt etme gücünün nisbi bir kavram olması, kişiye eylem ve işleme göre değişmesi bu yönde en yetkili sağlık kurulundan, özellikle Adli Tıp Kurumundan rapor alınmasının da gerekli olduğu, esasen Medeni Kanunun 409/2. maddesi akıl hastalığı veya akıl zayıflığının bilirkişi raporu ile belirleneceğinin öngörüldüğü açıklanmak suretiyle bozma ilamında bildirildiği şekilde bir araştırma yapılmasına işaret edilmiştir. Bozma ilamına uyulmasına karşın gerekleri yerine getirilmemiştir. Yargıtay bozma ilamlarına uyulmakla ilamda işaret edilen hususlar yönünden davanın tarafları bakımından kazanılmış hak oluşturacağı ve orada belirtilen eksikliklerin yerine getirilmesinin zorunlu olacağı kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca, öncelikle önceki bozma ilamında açıklanan ilkeler ve yasa hükümleri çerçevesinde bir araştırma yapılarak Adli Tıp Kurumundan alınacak raporla birlikte tüm delillerin birlikte değerlendirilerek davacının akit tarihi olan 16.1.2001 tarihinde tasarruf ehliyetine sahip olup olmadığının saptanması, ehliyetli olduğunun anlaşılması halinde hile hukuksal nedeni üzerinde durularak bir karar verilmesi gerekirken eksik soruşturmayla yetinilerek yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru doğru değildir.
Davacıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün yukarıda açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesine göre) HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.