Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/7746 Esas 2011/11580 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/7746
Karar No: 2011/11580
Karar Tarihi: 18.11.2011

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/7746 Esas 2011/11580 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2011/7746 E.  ,  2011/11580 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : GAZİANTEP 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 21/04/2011
    NUMARASI : 2009/462-2011/240

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacılar, miras bırakanları babanneleri H. D."nin 244 parseldeki 8 numaralı bağımsız bölümdeki payını ve 4 parseldeki 17 numaralı bağımsız bölümü davalı kızları T. ve F."e satış suretiyle temlik ettiği, temlikin davacılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile muris adına tesciline karar verilmisini istemişlerdir.
    Davalılar, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davalı . yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle, davalı T. yönünden tapu iptal davasının yasal şartları oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacılar tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 18.11.2011 Cuma günü saat 9.45 de daireye gelmeleri için taraf vekillerine tebligat yapıldığı halde gelmedikleri anlaşıldı, incelemenin dosya üzerinde yapılmasına, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve muris adına tescil isteğine ilişkindir.
    Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
    Dava dilekçesi içeriği ve iddianın ileri sürülüş biçimine göre, davada elbirliği halinde mülkiyetin bulunduğu açıktır.
    Bilindiği üzere elbirliği (İştirak) halinde mülkiyet, yasa veya yasada belirtilen sözleşmeler uyarınca aralarında ortaklık bağı bulunan kişilerin, bu ortaklık nedeniyle bir mala veya hakka birlikte malik olma durumudur.
    M.K.nun 701-703 maddelerinde düzenlenen bu tür mülkiyetin ( ortaklığın ) tüzel kişiliği olmadığı gibi eşya üzerinde ortaklardan herbirinin doğrudan doğruya bir hakkı da yoktur. Mülkiyet bir bütün olarak ortaklardan tümüne aittir. Başka bir anlatımla ortaklık tasfiye oluncaya kadar ortaklardan birinin ayrı mal veya hak sahipliği bulunmayıp, hak sahibi ortaklıktır. Değinilen mülkiyet türünde malikler mülkiyet payları ayrılmadığından paydaş değil, ortaktır. Bu kural, M.K.nun 701 maddesinde (... Kanun ve kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti, elbirliği mülkiyetidir.Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkı, ortaklığa giren malların tamamına yaygındır.) biçiminde açıklanmıştır. Elbirliği (İştirak) halinde mülkiyetin bu özelliği itibariyle ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Şayet yasa veya elbirliği (iştirak) halinde mülkiyeti oluşturan anlaşmada ortaklık adına hareket etme yetkisinin kime ait olacağı belirtilmemişse, ortaklığın tasfiyesini isteme hakkı dışındaki tüm işlemlerde ortakların (iştirakçilerin) oybirliği ile karar almaları ve birlikte hareket etmeleri zorunluluğu vardır.
    M.K.nun 702/2 maddesi bu yönde açık hüküm getirmiştir. Ancak, açıklanan kural yargısal uygulamada kısmen yumuşatılmış bir ortağın tek başına dava açabileceği, ne var ki, davaya devam edebilmesi için öteki ortakların olurlarının alınması veya miras şirketine atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerektiği kabul edilmiştir. (ll.l0.982 tarih l982/3-2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı) Nitekim bu görüş bilimsel alanda da aynen benimsenmiştir.
    Somut olayda, elbirliği ( iştirak) halinde mülkiyet söz konusu olup, dava dışı ortak bulunmaktadır. Hal böyle olunca, davaya katılmayan ortak H.İ.’in olurunun alınması yada miras şirketine M.K.nun 640. mad. uyarınca atanacak temsilci aracılığı ile davanın sürdürülmesi gerekirken, davanın görülebilirlik koşulu gözardı edilerek yazılı olduğu üzere davanın esası hakkında hüküm kurulması doğru değildir.
    Davacıların temyiz itirazının kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesine göre) HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine şimdilik yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 18.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

    Hemen Ara