Esas No: 2011/12258
Karar No: 2011/11553
Karar Tarihi: 17.11.2011
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/12258 Esas 2011/11553 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, paydaşı olduğu taşınmazın diğer paydaşları tarafından kullanıldığını ve ihtar göndermesine rağmen sonuç alamadığını ileri sürerek elatmanın önlenmesini ve ecrimisil kararı istemiştir. Mahkeme elatma isteğini reddetmiş ve ecrimisil isteğini kısmen kabul etmiştir. Ancak, dosyada yeterli araştırma yapılmadığı ve karar verilmesi için gerekli bilgilerin bulunmadığı tespit edilmiştir. Bu nedenle, temyiz itirazları kabul edilerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Kararda geçen kanun maddeleri: Medeni Kanunun 706. maddesi, Borçlar Kanununun 213. maddesi ve Tapu Kanununun 26. maddesi. Ayrıca, müşterek mülkiyet hükümleri ve iyi niyet kuralı da vurgulanmıştır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : SALİHLİ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/10/2008
NUMARASI : 2003/8-2008/538
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, kayden paydaş olduğu 412 parsel sayılı taşınmazı, hissedarlar arasında yeralan davalıların bir kısmını ekerek bir kısmını da kiraya vererek kullandıklarını, payına isabet eden kısmın teslimi hususunda Salihli 2. Noterliği aracılığı ile davalılara ihtar gönderdiği halde sonuç alamadığını ileri sürerek, davalıların payına vaki elatmalarının önlenmesi ile ecrimisile karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında elatma isteği yönünden davasından vazgeçtiğini bildirmiştir.
Davalılar, davacının satın aldığı paylarla ilgili önalım davası açtıklarını ve sonucunun beklenmesi gerektiğini belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davacının feragati sebebi ile elatma isteği yönünden davanın reddine, ecrimisil isteği yönünden ise davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, elatma isteğinin feragat sebebi ile reddine, ecrimisil isteğinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişme konusu 412 parselde kayıtlı tarla vasıflı taşınmazın paylı mülkiyet üzere kayıtlı olduğu, tarafların ve dava dışı kişilerin taşınmazda paydaş bulundukları, davacının; payından yararlanamadığını, bu hususta karşı tarafa Salihli 2. Noterliği kanalı ile ihtar çektiği halde sonuç alamadığını ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istekli eldeki davayı açtığı, yargılama sırasında elatma isteği yönünden davasından feragat ettiği, davalıların çekişme konusu yapılan paylarla ilgili önalım davası açtıklarını savundukları anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere ecrimisil, kötüniyetli zilyedin malike ödediği bir bedeldir.
Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan payına vaki elatmanın önlenilmesini her zaman istiyebilir. Hatta elbirliği mülkiyetinde dahi paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine elatmanın önlenilmesi davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı elatmanın önlenilmesi davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu elatmanın önlenilmesi davası ile değil, kesin sonuç getiren taksim veya şuyun satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.
Öte yandan, yurdumuzda sosyal ekonomik nedenlerle kırsal kesimlerden kentlere aşırı akım, nüfus çoğalması, büyük mesken ve işyeri ihtiyacı nedeniyle hızlı yapılaşma karşısında görevli mercilerin aciz kalmaları veya çeşitli nedenlerle göz yummaları sonucu, izinsiz, ruhsatsız, resmi kayıtlara bağlanmayan büyük yerleşim alanları oluştuğu, bu arada paylı taşınmazların tapuda resmi ifrazları yapılmadan paydaşlar arasında haricen veya fiilen taksim edilip üzerlerine büyük mahalleler hatta beldeler yapıldığı bir gerçektir. Bilindiği üzere Medeni Kanunun 706., Borçlar Kanununun 2l3., Tapu Kanununun 26. maddeleri hilafına tapulu taşınmazlarda harici veya fiili taksim ile payların mülkiyeti ana taşınmazdan ayrılamaz. Ne var ki, taşınmazın kullanma biçimi tüm paydaşlar arasında varılan bir anlaşma ile belirlenmiş yada fiili bir kullanma biçimi oluşmuş, uzun süre paydaşlar bu durumu benimsemişlerse kayıtta paylı, eylemsel olarak (fiilen) bağımsız bu oluşumun tapuda yapılacak resmi taksime veya şuyun satış suretiyle giderilmesine yahut o yerde bir imar uygulaması yapılmasına kadar korunması, "ahde vefa" kuralının yanında Medeni Kanunun 2. maddesinde düzenlenen iyi niyet kuralının da bir gereğidir. Aksi halde, pek çok kimse zarar görecek toplum düzeni ve barışı bozulacaktır.
O halde, paydaşlar arasındaki elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planın olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulmalı, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiği saptanılmalı, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlık yukarıda değinildiği gibi, M.K.nun müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmelidir.
Somut olaya gelince; yukarıdaki açıklamalara uygun şekilde araştırma ve inceleme yapılmış değildir.
Hal böyle olunca değinilen ilkeler doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılarak sonucuna göre ecrimisilin hüküm altına alınması gerekirken noksan soruşturma ile yetinilerek karar verilmiş olması doğru değildir.
Davalılar vekilinin temyiz itirazları belirtilen sebeplerle yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesine göre) HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 17.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.