Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/9706 Esas 2011/11549 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/9706
Karar No: 2011/11549
Karar Tarihi: 17.11.2011

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/9706 Esas 2011/11549 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2011/9706 E.  ,  2011/11549 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ŞANLIURFA 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 29/01/2010
    NUMARASI : 2008/333-2010/39

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı vekili, kayden Hazineye ait 514 parselin, karakol komutanlığı hizmet binası yapılmak üzere İçişleri Bakanlığı (Jandarma Genel Komutanlığı) adına tahsis edildiğini, daha önce taşınmaza davalı M.in fıstık ağaçları ile bağ omcaları dikerek, bunları diğer davalıya devrettiğini, Şanlıurfa Asliye Hukuk Mahkemesinin 2002/1053 Esas, 2004/1447 Karar sayılı ilamı ile ağaçların O.K. adına tespitine karar verildiğini, ancak O."ın verdiği 15.04.2008 tarihli dilekçe ile taşınmazı, üzerinde bulunan muhdesatlarla birlikte M. T."ye devrettiğini bildirdiğini, bu nedenle çekişme konusu yerin hangi davalının işgali altında olduğunun kesin belli olmadığını ileri sürerek, elatmalarının önlenmesine ve muhdesatların yıkımına karar verilmesini istemiştir.
    Davalı M., yıllardır Hazineden kiraladığı dava konusu yere iyiniyetli olarak ağaç diktiğini, yıkıma karar verilmesi halinde ağaç bedellerinin ödenmesi gerektiğini belirterek, davanın reddini savunmuş, diğer davalı savunma getirmemiştir.
    Mahkemece, kayden davacıya ait çekişme konusu taşınmaza davalı M."in haklı ve geçerli bir nedeni olmadan elattığı gerekçesi ile davalı M. yönünden davanın kabulüne, diğer davalı Osman"ın tecavüzünün bulunmadığı gerekçesi ile onun yönünden davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davalı M.T.vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü. Dava, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Bilindiği üzere; tarafların tüm delilleri toplanıp, tetkik edildikten ve son sözleri dinlenip duruşmanın bittiği bildirildikten sonra hakimin; aynı yasanın 388. (6100 sayılı HMK."nın 297.maddesi) (6100 sayılı HMK."nın 297.maddesi uyarınca kararı gerekçesi ile birlikte (tam olarak) yazması ve hüküm sonucunu 389. maddede (6100 Sayılı HMK"nın 294. ve 298/2. maddeleri) öngörülen biçimde tefhim etmesi asıldır.
    Ne varki, uygulamada söz konusu yasanın 38l. maddesinin son fıkrasının (6100 Sayılı HMK"nın 294/4. maddesi) getirdiği ayrıcalığa dayanılarak bazı zorunlu nedenlerle sadece hükmün sonucu tutanağa geçirilip tefhim edilmekte, gerekçeli karar daha sonra yazılmaktadır.
    İşte bu gibi hallerde yasal düzenlemelere uygun olarak tarafların hak ve yükümlülüklerini açıkca gösteren tefhim ile aleniyet ve hukuki varlık kazanan kısa karara daha sonra yazılan gerekçeli kararın uygun olması zorunludur. Esasen kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak yoktur. Öte yandan, kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olması, yargılamanın aleniyeti, kararların alenen tefhim edilmesine ilişkin Anayasanın l4l. maddesi ile Usul Yasasının yukarıda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır. Ayrıca anılan husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir ödevdir. Aksine düşünce ve uygulama yargı, yargıç ve kararlarının her türlü düşünceden uzak, saygın ve güvenilir olması ilkesi ile de bağdaşmaz.
    Değinilen ilke ve yasa hükümleri gözardı edilerek, kısa kararda yeralmadığı halde Mahkemece, gerekçeli karara "... Taşınmazı devrettiği anlaşılan diğer davalı O.K.yönünden davanın reddine, " şeklinde ilave yapılarak, kısa karara çelişkili olarak gerekçeli karar yazılması doğru değildir.
    Hal böyle olunca, bozma nedenine göre sair hususlar incelenmeksizin hükmün l0.4.l992 gün, l992/7 Esas, l992/4 sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararı çerçevesinde bir karar verilmek üzere 12.01.2011 tarihinde kabul edilen ve 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK"nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 Sayılı HUMK.""nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 17.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

     

    Hemen Ara