Esas No: 2011/12414
Karar No: 2011/11548
Karar Tarihi: 17.11.2011
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/12414 Esas 2011/11548 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : KEŞAN 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/12/2010
NUMARASI : 2009/358-2010/541
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, komşu 626 parsel (ifraz ile 108 ada 1 ve 107 ada 1 parsel olan) sayılı taşınmazın maliki olan davalının, duvar inşa ederek, kayden malik olduğu 624 ve 4736 parsellere tecavüz ettiğini, Keşan Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/71 Değişik İş sayılı dosyasından yapılan tespit sonucu davalının elatmasının saptandığını ileri sürerek, davalının tespit dosyasından alınan bilirkişi raporunda belirtilen kısımlara elatmasının önlenmesine, tecavüzlü yapıların yıkımına, taşınmazın eski hale getirilmesine ve eski hale getirme masrafı olan 9.100.-TL"nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, iddiaların doğru olmadığını, binasını 1995 tarihinde yaptığını, yıkımın fahiş zarar doğuracağını, davacıya ait 4736 parselle ilgili yolsuz tescil sebebi ile dava açtığını, bu davanın beklenmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuş, yine savunma yolu ile taşan kısmın tespiti halinde lehine irtifak hakkı kurulmasını veya temliken tescile karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, çekişme konusu taşınmazlara davalının haklı ve geçerli nedeni olmadan elattığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, her iki taraf vekilleri tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, yıkım, eski hale getirme ve buna bağlı masrafların tahsili isteklerine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Eksiğin tamamlanması için getirtilen kayıtlardan, elatıldığı iddia edilen çekişme konusu 624 ve 4736 parsel numaralı taşınmazların, karardan sonra 26.07.2011 tarihinde Bülent Motuk isimli kişiye satıldığı ve mülkiyetlerinin devredildiği anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere; dava açıldıktan sonrada sınırlayıcı bir neden bulunmadığı takdirde dava konusu malın veya hakkın üçüncü kişilere devredilebilmesi tasarruf serbestisi kuralının bir gereği, hak sahibi veya malik olmanında doğal bir sonucudur. Usul Hukukumuzda da ayrık durumlar dışında dava konusu mal veya hakkın davanın devamı sırasında devredilebileceği kabul edilmiş, 1086 sayılı HUMK."nun l86. ve 6100 sayılı Yasanın 125. maddesinde dava konusunun taraflarca üçüncü kişiye devir ve temliki halinde yapılacak usulü işlemler düzenlenmiştir. 186.madde hükmüne göre iki taraftan biri dava konusunu (müddeabihi) bir başkasına temlik ettiği takdirde diğer taraf seçim hakkını kullanmakta dilerse temlik eden ile olan davasını takipten vazgeçerek davayı devralan kişiye yöneltmekte, dilerse davasına temlik eden kişi hakkında tazminat davası olarak devam edebilmektedir.
Ancak; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Yasasının 125.maddesi, 1086 sayılı Yasanın 186.maddesinden farklı olarak dava konusunun davacı tarafından üçüncü kişiye devredilmesi halinde devralan kişinin hukuk gereği davacı sıfatı ve buna bağlı olarak dava takip yetkisi kazanacağı ve davanın yeni davacı ile süreceği esasını getirmiştir.
Hal böyle olunca, anılan yasal düzenlemeler gözetilerek değerlendirme sonucuna göre işlem yapılması için karar bozulmalıdır.
Tarafların bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesine göre) HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre şimdilik diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 17.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.