Esas No: 2011/9185
Karar No: 2011/11528
Karar Tarihi: 17.11.2011
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/9185 Esas 2011/11528 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ÜNYE 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/04/2010
NUMARASI : 2009/241-2010/248
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, Ünye İcra Müdürlüğünün 1991/390 esas sayılı takip dosyası üzerinden yapılan satış sonucunda 8 parça taşınmazdaki davalının paylarını satın aldığını, satışa konu paylar iştirak halinde mülkiyete konu olduğundan adına tescilin yapılamadığını ileri sürerek, tapu kayıtlarının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, yargılamaya katılmadığı gibi davaya cevap da vermemiştir.
Mahkemece, çekişme konusu taşınmazların elbirliği mülkiyetine tabi olduğu, iştirak halini sona erdirebilme hakkının iştirakçilere ait bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; davacının, çekişme konusu 8 parça taşınmazdaki davalı H.’nin elbirliği mülkiyeti ile maliki olduğu payları Ünye 1. İcra Müdürlüğünün 1991/ 390 esas sayılı takip dosyası üzerinden yapılan cebri ihale sonucunda satın aldığı, ihalenin itiraz edilmeden kesinleştiği, Ünye İcra ve İflas Müdürlüğünün 27.02.2002 tarihli yazıları ile tescil işlemlerinin yapılması için Ünye Tapu Sicil Müdürlüğüne müzekkerelerin yazıldığı, taşınmazlarda davalı payları elbirliği mülkiyetine tabi olduğundan tescil talebinin reddedildiği, davacının Ünye İcra Tetkik Merciinden iştirak halinde mülkiyetin müşterek mülkiyete çevrilmesi için yetki belgesi verilmesi talebinin de 04.11.2003 tarih, 2003/107 esas, 2003/127 karar sayılı kararı ile reddedildiği anlaşılmaktadır.
Davacı, cebri icra ihalesi ile dava konusu taşınmaz paylarını satın aldığı halde adına tescili yaptıramadığını, tasarruf hakkını kullanamadığını ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.
Yukarıda açıklandığı şekilde somut olayın işleyiş tarzı ele alındığında, davacının Türk Medeni yasasının 705. maddesi hükmü gereğince mülkiyet hakkı sahibi olarak eldeki davayı açmakta hukuki yararı olduğu açıktır.
Davacı, çekişmeli taşınmazlara ilişkin payları zorunlu ihale sonucu edinmiştir. Türk Medeni Yasasının 705. maddesi hükmü gereğince tescilden önce malik haline gelmiştir. Malikin elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesinde Türk Medeni Yasasının 683. maddesinde yer alan mülkiyet hakkının ve tasarruf yetkisinin kullanılması bakımından hukuksal yararının bulunduğu tartışılmayacak derecede açıktır. Türk Medeni yasasının 703. maddesinde bunu sınırlayan bir hükümde yoktur.
O halde, mahkemenin eldeki davada davacıya dava konusu taşınmazların paylı mülkiyete dönüştürülmesi konusunda önceden yetki vermiş olmasında yasaya aykırı bir yön yoktur.
Bu durumda, mahkemenin sözü edilen ara karardan dönerek yazılı gerekçe ile davanın reddi doğru değildir.
Hal böyle olunca; davacının iştirak halinde mülkiyetin müşterek mülkiyete çevrilmesi için açtığını bildirdiği Ünye Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/358 esas sayılı dava dosyasının sonucunun beklenmesi, hasıl olacak sonuç çerçevesinde bir hüküm kurulması gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm tesisi isabetsizdir.
Davacının bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesine göre) HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 17.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.