Dolandırıcılık - resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2015/1493 Esas 2015/1699 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/1493
Karar No: 2015/1699
Karar Tarihi: 04.06.2015

Dolandırıcılık - resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2015/1493 Esas 2015/1699 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanık, dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından mahkumiyet hükmü almıştır. Ancak, zincirleme suça ilişkin hükümlerin uygulanması olanağı bulunmadığından sadece resmi belgede sahtecilik suçundan ceza verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Sanığa yüklenen dolandırıcılık suçu için ise, suç tarihinde yürürlükte olan ve sanık lehine olan 765 sayılı TCK'nun ceza sürelerinin dolduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle dolandırıcılık suçu için verilen ceza bozulmuş ve sanık hakkındaki kamu davası zamanaşımı nedeniyle düşürülmüştür.
Kanun Maddeleri:
- 5237 sayılı TCK'nun 43. maddesi
- 765 sayılı TCK'nun 80, 342/1 ve 59. maddeleri
- 5237 sayılı TCK'nun 204/1 ve 62. maddeleri
- 5252 sayılı TCK'nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddesi
- 765 sayılı TCK'nun 102/4 ve 104/2. maddeleri
- 5271 sayılı CMK'nun 223/8. maddesi
- 1412 sayılı CMUK'un 321. ve 322. maddeleri.
21. Ceza Dairesi         2015/1493 E.  ,  2015/1699 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Dolandırıcılık, resmi belgede sahtecilik
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    I- Sanık ve müdafiinin “resmi belgede sahtecilik” suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelen temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    5237 sayılı TCK’nun 43. maddesinde, suç tarihinde yürürlükte olan 765 sayılı TCK’nun 80. maddesinden farklı olarak "değişik zamanlarda" denilmesi nedeniyle; aynı anda gerçekleşen fiillerde zincirleme suça ilişkin hükümlerin uygulanma olanağı bulunmadığı cihetle; somut olayda suça konu çeklerin şikayetçiye aynı anda verildiğinin anlaşılması karşısında; 5237 sayılı TCK’nun 43. maddesinin uygulama koşulunun oluşmamasına karşın, 765 sayılı TCK’nun 80. maddesinin koşullarının bulunduğu gözetilerek, 765 sayılı TCK"nun 342/1, 80 ve 59. maddeleri ile tayin olunacak ceza ve sonuçları ile 5237 sayılı TCK"nun 204/1, 62. maddeleri karşılaştırılarak lehe yasanın belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
    Bozma üzerine, toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığın suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin, cezayı azaltıcı sebebin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, hükmün açıklanmasının geri bırakılmama nedenleri gösterilmiş ve incelenen dosyaya göre verilen hükümde eleştiri dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan sanık ve müdafiinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA,
    II- Sanık ve müdafiinin “dolandırıcılık” suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelen temyiz itirazlarına gelince;
    5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddeleri hükmü karşısında; sanığa yüklenen “dolandırıcılık"" suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte olan ve sanık lehine olan 765 sayılı TCK"nun 102/4, 104/2. maddelerinde öngörülen 7 yıl 6 aylık olağanüstü dava zamanaşımının, suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış, sanık ve müdafinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, aynı Yasanın 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 765 sayılı TCK"nun 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK’nun 223/8. maddeleri gereğince istem gibi DÜŞÜRÜLMESİNE, 04.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara