Esas No: 2011/9616
Karar No: 2011/11464
Karar Tarihi: 14.11.2011
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/9616 Esas 2011/11464 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : MİLAS 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/03/2011
NUMARASI : 2010/243-2011/203
Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;
Davacılar, ortak miras bırakan dedeleri M.A. Ö.’in kayden malik olduğu 670 ve 722 parsel sayılı taşınmazları birlikte yaşadığı davalı N. S.’na tapuda satış göstermek suretiyle temlik ettiğini, gerçekte bağış yaptığını, mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı Işlem olduğunu ileri sürerek tapu kaydının miras payları oranında iptal ve adlarına tesciline, birleşen davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir
Davalı, davacıların murisi M.Ö.’in Milas “ Noterliğinde düzenlenen 08/08/1989 tarih ve 10913 yevmiye nolu düzenleme şeklindeki miras taksim sözleşmesi ve 10914 yevmiye nolu feragat sözleşmesinin tarafı olduğunu, kök murisleri M.A.Ö.’den intikal eden taşınmazların taksimi sırasında 670 ve 722 sayılı parsellerin davalıya intikaline onay verdiklerini, murisleri tarafından yapılan tasarrufun halefi durumundaki davacıları da bağlayacağını belirterek davanın reddini savunmuş, birleşen dava ile elatmanın önlenmesi, muhdesatın yıkımı ve ecrimisil isteğini bildirmiştir.
Mahkemece; asıl dava bakımından davacıların dava açmakta hukuki yararları bulunmadığı gerekçesiyle reddine, birleşen dava bakımından ise davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, asıl davanın davacısı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hâkimi .... raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
Asıl dava; muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil, birleşen dava ise çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, ecrimisil ve yıkım isteklerine ilişkindir.
Mahkemece; muris muvazaasına dayalı tapu iptal tescil davası açmakta davacıların hukuki yararı bulunmadığından davanın reddine, birleşen davada ise 670 parsel sayılı taşınmaz bakımından elatmanın önlenmesine, 722 parsel bakımından ise hapis hakkı tanınmak suretiyle elatmanın önlenmesine, yıkım ve ecrimisil isteklerinin kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacılar-birleşen davanın davalıları tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mirasbırakan M.A. Ö.’in 05/06/1988 tarihinde öldüğü, geride mirasçı olarak yedi kız ve kendisinden sona ölen oğlu M.’in eşi G. ve çocukları N. ile A.’yi bıraktığı, davacıların murisin gelini G. ile torunu A., davalının ise murisin nikahsız birlikte yaşadığı N. S. olduğu, murisin kayden malik olduğu 670 ve 722 parsel sayılı taşınmazlarını Milas 1. Noterliğinde düzenlenen 19/06/1975 tarih, ve 7338 yevmiye nolu vasiyetname ile davalı Nergis’e vasiyet ettiği, daha sonra da 21/10/1982 tarihli
resmi akitle 670 sayılı parseli, 06/02/1986 tarihli resmi akitle de 722 parseli satış yoluyla temlik ettiği, murisin ölümünden sonra da tüm mirasçıların katılımı ile Milas 2. Noterliğinde düzenlenen 08/08/1989 tarih, 10913 yevmiye nolu miras taksim sözleşmesinde 670 ve 722 parsellerin 1975 tarihli vasiyetname ile davalıya temlikine muvafakat ettiklerini ve taksim dışı bırakılmasını kararlaştırdıkları, takip eden 10914 yevmiyeli “feragat sözleşmesi olarak düzenledikleri “ belgede de anılan taşınmazlar bakımından her türlü hak ve alacaklarından feragat ettikleri böylelikle dava konusu taşınmazların kök murisleri tarafından vasiyet edilmesini benimsedikleri, davacıların murisinin de anılan sözleşmelere katıldığı dosya kapsamı ile sabittir.
O halde davacıların muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil davalarının dinlenme olanağı bulunmadığı saptanarak davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davacılar- birleşen davanın davalılarının öteki temyiz itirazları yerinde değildir Reddine, usul ve yasaya uygun olan hükmün bu bölümününONANMASINA,
Davacılar- birleşen davanın davalılarının, birleşen davaya yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Kayden N. S.’na ait 670 ve 722 parsel sayılı taşınmazlara, davalıların haklı ve geçerli bir neden olmaksızın ikamet etmek ve bahçe olarak kullanmak suretiyle müdahale ettikleri, birleşen davanın davalılarının murisleri M.’in ölümüne kadar kullanımlarına muvafakat ettiği, ihtarnamenin tebliği ile muvakafatin geri alındığı, 670 parselin ev –bahçe vasfında, 722 parselin ise narenciye ve zeytin ağaçlarının bulunduğu bir kısmının da tarla olarak kullanıldığı, 670 parseldeki evin kök murisleri M. A. tarafından yaptırıldığı ancak 722 parseldeki ağaçların mirasbırakan M. ve eşi olan davalı G. tarafından dikildiği anlaşılmaktadır.
O halde 670 ve 722 parseldeki ağaçların dava tarihindeki değerinin miras payına isabet eden değeri üzerinden davalı G. lehine hapis hakkı tanınmak suretiyle elatmanın önlenmesine, ihtarnamenin tebliğinden itibaren işleyen 7. günün bitimi ile dava tarihi arası için haksız kullanım karşılığı, uzman bilirkişiler tarafından hazırlanan denetime elverişli bilirkişi raporu gözetilerek belirlenen ecrimisile, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte hükmedilmesinde temyiz edenin sıfatına göre kural olarak bir isabetsizlik yoktur.
Öte yandan; davacı N. S.’nun ecrimisil isteği kısmen kabul edildiğine ve davalı yan da vekille temsil edildiğine göre, reddedilen ecrimisil talebi yönünden birleşen davanın davalıları yararına A.A.Ü.T.‘nin 12. maddesi uyarınca belirlenecek avukatlık parasına hükmedilmemesi doğru olmadığı gibi reddedilen iptal tescil davasında (2010/243 Esas) yapılan keşfin 470,00.-TL giderinin, davacı tarafından karşılandığı ve dava reddedilmekle yargılama giderlerinin de üzerinde bırakılmasına karar verildiği halde kabulle sonuçlanan elatmanın önlenmesi, ecrimisil ve yıkım istekli (2009/309 Esas )davada belirlenen yargılama giderlerinin tahsili ile yetinilmesi gerekirken 2010/243 Esas sayılı dava dosyasının keşif giderlerinin de yargılama giderlerine dâhil edilerek mükerrer tahsile yol açılmasının da isabetli olduğu söylenemez.
Birleşen davanın davalılarının, bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 14.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.