Esas No: 2011/9494
Karar No: 2011/11390
Karar Tarihi: 03.11.2011
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/9494 Esas 2011/11390 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : AYANCIK ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/04/2011
NUMARASI : 2008/192-2011/71
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, çekişme konusu 7 parça taşınmazın miras bırakan babası Y. Y."a aitken, kardeşi olan davalı Y. ile onun oğlu olan diğer davalının kandırması neticesinde mirastan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak adlarına devrini sağladıklarını, saklı payının ihlal edildiğini ileri sürerek, tapu iptal ve payı oranında tescile karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında, murisin devir tarihinde ehliyetsiz olduğunu belirterek tüm mirasçılar adına tescil isteğinde bulunmuş, aşamalarda da 138 ada 11 parsel yönünden davasından vazgeçtiğini beyan etmiştir.
Davalılar, iddiaların doğru olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuşlar, yargılama sırasında davalı Y.; .. ada . parsel, 130 ada 8 parsel ve 203 ada 1 parsel yönünden davayı kabul ettiğini bildirmiştir.
Mahkemece, davalının kabul beyanına konu taşınmazlar yönünden tüm mirasçıların payları oranında davanın kabulüne, 138 ada 11 parsel yönünden açılan davanın feragat sebebi ile, diğer parseller yönünden açılan davanın ise, iddiaların sabit olmadığı gerekçesi ile reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı ile davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Davacı, dava dilekçesinde; miras bırakan babasına ait çekişme konusu taşınmazları davalıların murisi kandırarak edindiklerini, murisin başkaca malvarlığının olmadığını, saklı payının ihlal edildiğini, taşınmazların davalılara bağışlanmasının mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, payı oranında tapu iptal ve tescil isteğinde bulunmuş, yargılama sırasında çekişme konusu 138 ada 11 parsel yönünden davasından feragat etmiştir.
Davalılar; davanın reddini savunmuşlar, yargılama sırasında davalı M. 29.11.2010 tarihli celsede; çekişme konusu 126 ada 1, 130 ada 8 ve 203 ada 1 parsel yönünden davayı kabul ettiğini bildirmiştir.
Mahkemece, 138 ada 11 parsel yönünden feragat sebebi ile davanın reddine, 128 ada, 16 ve 18 parsel ile 129 ada 4 parsel yönünden esastan reddine, 203 ada 1 parsel, 126 ada 1 parsel ve 130 ada 8 parsel yönünden ise davanın kabulüne karar verilmiştir.
İddianın içeriğinden ve ileri sürülüş biçiminden; davada muris muvazaası hukuksal nedenine dayanıldığı, ortada ehliyetsizlik hukuksal nedenine dayalı bir dava olmadığı sonucuna varılmaktadır.
Toplanan delillerden ve tüm dosya içeriğinden; miras bırakan Y. Y.ın tapusuz olan çekişme konusu taşınmazlarından 128 ada 18 parsel sayılı taşınmazını kadastrodan önce 15.02.2007 tarihinde adi yazılı bağış senedi ile davalı torunu Y."e bağışladığı ve kadastro tespiti sırasında taşınmazın senetsizden davalı Y. adına tespit ve tescil edildiği, murisin çekişme konusu 129 ada 4 parsel, 203 ada 1 parsel, 128 ada 16 parsel, 126 ada 1 parsel, 138 ada 11 sayılı taşınmazlarını 03.09.2007 tarihli adi yazılı bağış senedi ile 130 ada 8 parseli ise 1980 yılında davalı oğlu M."e bağışladığı kadastro tespiti sırasında taşınmazların senetsizden M. adına tespit ve tescil edildiği, miras bırakanın 18.07.2008 tarihinde öldüğü ve mirasçı olarak geride davacı kızı, davalı oğlu M., dava dışı eşi F., çocukları S., Y.ile torunları G. ve E."ın kaldıkları anlaşılmaktadır.
Bilindiği ve yargısal uygulamada kararlılıkla ifade edildiği üzere, tapusuz taşınmazlar üzerindeki zilyetligin devrinden ibaret olan sozleşmeler hiç bir şekil şartı aranmaksızın geçerli olduklarından, bu şekilde devredilen hak ya da haklar bakımından 01.04.1974 tarih gün 1/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararı"nın uygulama yeri yoktur. Değişik ifadeyle, tapusuz taşınmazların mülkiyeti zilyetliğin devri suretiyle geçtiğinden, bu tür temliklerin muris muvazaasına konu yapılmaları mümkün değildir. Koşullarının varlığı halinde ancak tenkise tabi tutulabilirler.
Somut olayda da; çekişmeli tüm taşınmazların tapusuz iken miras bırakanın bağışı suretiyle davalılar adına kadastro suretiyle tespit ve tescil edildiği sabittir. Bu nedenle eldeki davada da anılan Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının uygulama yeri bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca; 128 ada, 16 ve 18 parsel ile 129 ada 4 parsel yönünden davanın reddedilmiş olması doğrudur. Davacının tüm temyiz itirazları ile davalı M.in bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine.
Davalı M. Y."ın öteki temyiz itirazlarına gelince; davacı, dava dilekçesinde pay oranında istekte bulunmuş, taşınmazların terekeye iadesi hususunda usulüne uygun bir ıslah yapmamıştır.
203 ada 1 parsel, 126 ada 1 parsel ve 130 ada 8 parsellerin davalı M."in davayı kabulü nedeniyle iptal ve tesciline karar verilmiş olması doğru ise de; davacının payı oranın da iptal ve tescile karar verilmesi gerekirken dava dışı mirasçıları da kapsar biçimde iptal ve tescile karar verilmesi isabetsizdir.
Davalı M. Y.vekilinin temyiz itirazları belirtilen sebeplerle yerindedir. Kabulü ile hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesine göre) HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.