Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/12155 Esas 2011/11389 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/12155
Karar No: 2011/11389
Karar Tarihi: 03.11.2011

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/12155 Esas 2011/11389 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2011/12155 E.  ,  2011/11389 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : KAHRAMANMARAŞ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 23/12/2010
    NUMARASI : 2010/147-2010/929

    Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;
    Davacı, kayden maliki bulunduğu kat irtifakı kurulu mesken vasıflı 8 nolu bağımsız bölümü harici sözleşme ile davalıya satarak bir miktar kapora aldığını, geçen süre zarfında satış bedelini ödemediği halde davalının 2-3 aydır oturarak bir kısım tadilatlar yapmak suretiyle taşınmaza zarar verdiğini, işgaline son vermesi konusunda davalıyı uyardığı halde sonuç alamadığını ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve ecrimisile karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, davanın reddini savunmuş, birleşen davasında, çekişme konusu taşınmazı 11.12.2009 tarihinde harici satış sözleşmesi ile aldığını, satışın geçersiz olması sebebi ile davalının aldığı parayı geri vermesi gerektiğini ileri sürerek, 19.000.-TL"nin yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesi isteğinde bulunmuştur.
    Mahkemece, davacı K."in açtığı davanın, iddianın kanıtlanamadığı gerekçesi ile reddine, birleşen davada, davacı P."ın harici satış sebebi ile davalıya 19.000.-TL ödediğinin sabit olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Karar, davacı K.S. vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi .....raporu okundu. Düşüncesi alındı. Dosya incelendi. Gereği görüşülüp, düşünüldü.
    Asıl dava; bağımsız bölüme elatmanın önlenmesi ve ecrimisil, birleşen dava; harici satış bedelinin tahsili isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Asıl davada, dava dilekçesinde sadece ecrimisil isteği yönünden değer bildirildiği, elatmanın önlenmesi isteği yönünden bir değer bildirilmediği, yargılama sırasında da elatma isteği yönünden harç ikmali yapılmadığı görülmektedir.
    Hemen belirtilmelidir ki; iddianın içeriği ve ileri sürülüş biçiminden davanın taşınmaz malın aynına ilişkin olduğu ve konusunu oluşturan hakkın para ile değerlendirilmesinin mümkün bulunduğu açıktır. Bu tür bir davada, HUMK"nun 413. maddesi (6100 Sayılı HMK"nın 120. maddesi) ile 492 Sayılı Harçlar Kanununun 16.maddesi uyarınca dava değerinin elatılan yerin değeri ile talep edilen ecrimisil veya tazminatın toplamından, elatmanın önlenmesi isteğinin yanında yıkım isteği de varsa dava değeri elatılan yerin değeri ile yıkımı istenilen yapı değerinin toplamından (4.3.1953 tarih 10/2 Sayılı İ.B.K.) ibaret olacağı ve belirlenen bu değer üzerinden Harçlar Kanununun 26, 27, 28, 30 ve 32 maddelerinin öngördüğü şekilde işlemlerin yerine getirileceği ve gerekli olan harcın alınacağı tartışmasızdır.
    Bilindiği üzere; harç ikmali sağlanmaksızın davanın devamına ve yargılamanın sürdürülmesine 492 Sayılı Harçlar Yasasının 30 ve 32.maddeleri hükmü gereğince yasal olanak yoktur.
    Hal böyle olunca, elatmanın önlenmesi isteği bakımından da dava değeri belirlenerek harç ikmalinin sağlanması, ondan sonra işin esasına girilmesi gerekirken, bu hususun gözardı edilmesi yerinde değildir.
    Öte yandan somut olayda; çekişme konusu bağımsız bölümün 11.12.2009 tarihli adi yazılı sözleşme ile 99.000.-TL bedelle davalıya satıldığı ve aynı tarihte de peşin olarak 19.000.-TL"nin davacıya ödendiği, kalan kısmın 65.000.-TL"sinin 25.12.2009 tarihinde, 15.000.-TL"sinin 25.01.2010 tarihinde ödeneceğinin kararlaştırıldığı, davacının, geçen süre zarfında kaparo dışında taşınmazın satış bedelinin ödenmediğini ve davalının taşınmazı da boşaltmadığını ileri sürerek elatmanın önlenmesi istekli 26.02.2010 tarihinde asıl davayı açtığı, yargılama sırasında davalının evi tahliye ederek anahtarı davacı tarafa teslim ettiği ve bu hususta dosya arasına ibraz edilen 25.05.2010 tarihli anahtar teslim tutanağının düzenlendiği anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere; TMK"nın 706. maddesi, Borçlar Kanununun 213. maddesi, 2644 Sayılı Yasanın 26. maddesi uyarınca tapulu taşınmazların harici satışının geçersiz olduğu kuşkusuzdur.
    Bu nedenle dava açıldığı tarih itibariyle davacı davasın da haklı ise de, yargılama sırasında taşınmaz boşaltıldığından davanın konusuz kaldığından karar verilmesine yerolmadığına karar verilmesi gerekirken, davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığı gibi, davacı, dava açıldığı tarihte davasında haklı olduğundan, asıl dava bakımından yargılama giderlerinden sorumlu tutulması da doğru değildir.
    Birleşen dosya yönünden kabule göre de; 1940 tarih, 2/77 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince hüküm altına alınan harici satış bedeli üzerinden dava tarihinden itibaren faize hükmedilmiş olması da isabetsizdir.
    Davacı K. S.vekilinin, temyiz itirazları belirtilen sebeplerle yerindedir. Kabulü ile hükmün 12.01.2011 tarihinde kabul edilen ve 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK"nın geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

     

    Hemen Ara