Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2014/7687 Esas 2016/8801 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Ceza Dairesi
Esas No: 2014/7687
Karar No: 2016/8801
Karar Tarihi: 21.11.2016

Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2014/7687 Esas 2016/8801 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Sanık hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan mahkum edilmiştir. Olayda, şikayetçinin teslim ettiği konservelerin sanık tarafından belirtilen yere değil, başka bir depoya bırakıldığı iddia edilmiştir. Ancak, maddi gerçeğin ortaya çıkarılması için tanıkların yüzleştirilmesi veya fotoğrafları gösterilerek teşhis edilmeleri gerekmektedir. Ayrıca sahte kimlik veya plaka kullanıldığına dair şüphe olması durumunda dolandırıcılık suçu da değerlendirilmelidir. Hapis cezası adli para cezasına çevrilirken yeterli gerekçe gösterilmeden fazla ceza tayin edilmiş ve tekerrüre esas mahkumiyeti olan sanığın infaz rejimi uygulanmamıştır. Bu nedenlerle karar bozulmuştur. Kanun maddeleri ise şöyledir: Türk Ceza Kanunu'nun 155. maddesi (Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçu), 62. maddesi (Hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi), 52. ve 53. maddeleri (Mükerrirlere özgü infaz rejimi).
15. Ceza Dairesi         2014/7687 E.  ,  2016/8801 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma
    HÜKÜM : TCK’nın 155/2, 62, 52 ve 53. maddeleri uyarınca mahkumiyet

    Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü.
    Sanığın, temyiz dışı sanık ... ile birlikte nakletmeleri için şikayetçi ... tarafından teslim edilen konserveleri götürmeleri gereken yere teslim etmeyerek bunları ...’da bulunan bir depoya koymak suretiyle hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda;
    Katılan ...’ın aşamalardaki beyanlarında,...’e götürülmek üzere ... plakalı araca konserve malzemesi yüklediklerini, sonrasında malzemelerin belirtilen yere ulaşmadıklarını öğrendiklerini belirtmesi, trafik kayıtlarında plaka sahibi olarak görünen ...’ün de aracın hacizli olduğunu, kesinlikle olayda kullanılmadığını ve kullanılan plakanın sahte olduğunu ifade etmesi, yine tanık ...’un öncesinde kaybettiği kimliğini başkalarının kullandığını beyan etmesi karşısında; maddi gerçeğin hiçbir kuşkuya yer vermeksizin ortaya çıkarılması açısından, öncelikle katılan ile tanıklar ... ve ... ile sanıklar ... ve ..."nun mümkünse yüzleştirilmesi, değilse teşhise elverişli önden ve yandan çekilmiş fotoğrafları katılana gösterilerek olay günü kendisinden yükü alan kişilerin bu kişiler olup olmadığı, yükü alırken kimlik ve ruhsat ibraz edip etmediklerinin sorulması, yine suç tarihinde tanık ...’ün aracının hacizli bir şekilde bağlı tutulup tutulmadığı veya çalıntı kaydının bulunup bulunmadığının araştırılması, aynı şekilde ...’un nüfus cüzdanı için kayıp ilanı verip vermediği, yeni kimlik alıp almadığının nüfus müdürlüğünden sorulup, tanıkların alınan yükle bir ilgilerinin bulunmadığının belirlenmesi halinde sanık ...’nun bu yükü ne şekilde ele geçirdiğinin araştırılması sonucunda sahte kimlik veya plaka kullanıldığının anlaşılması halinde kamu kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağına dair yargılama görev ve yetkisinin ağır ceza mahkemesine ait olacağı da dikkate alınarak görevsizlik kararı verilmesi, aksi durumda belirtilen eksikliklerin tamamlanarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri yerine, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi,
    Kabule göre de;
    1-Hapis cezasının alt sınırdan tayin edilmesine rağmen, adli para cezasının belirlenmesi sırasında, yeterli ve yasal gerekçe gösterilmeksizin, aynı gerekçeye dayanılarak tam gün sayısının asgari hadden uzaklaşılması suretiyle sanık hakkında fazla ceza tayin edilmesi,
    2-Tekerrüre esas mahkumiyeti bulunan sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 58/6. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına karar verilmemesi,
    Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, aynı kanunun 326/son maddesi gereğince sonuç ceza miktarı yönünden sanığın kazanılmış haklarının gözetilmesine, 21.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.