Esas No: 2011/11845
Karar No: 2011/11302
Karar Tarihi: 03.11.2011
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/11845 Esas 2011/11302 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSKENDERUN 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/12/2008
NUMARASI : 2007/106-2008/454
Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;
Davacılar, asıl ve birleşen davalarda, miras bırakan C."nin 68, 769 ve 796 parsel sayılı taşınmazlardaki paylarını diğer mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak davalı oğlu M.e satış suretiyle temlik ettiğini, davalı M."in de 769 sayılı parseldeki bu payı oğulları olan diğer davalılara devrettiğini ileri sürerek, tapu iptali ve miras payları oranında tescil isteğinde bulunmuşlardır.
Davalılar, iddiaların doğru olmadığını, işlemlerin gerçek satış olup, muvazaadan söz edilemeyeceğini belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, muvazaa olgusu sabit görülerek asıl ve birleşen davaların kabullerine karar verilmiştir.
Karar, davalılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Asıl ve birleşen davalar, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, asıl ve birleşen davaların kabullerine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillere göre; miras bırakan C.’nin, dava konusu 796 parsel sayılı taşınmazdaki ¼ payını 31.12.1984 tarihinde, 68 ve 769 sayılı parsellerdeki 4/16’er paylarını 25.09.1985 tarihinde ve satış suretiyle davalı oğlu Mehmet’e temlik ettiği, davalı M.’in de 769 sayılı parseldeki 7/16 payından 5/96 payını 18.01.1988 tarihinde davalı oğlu S.’a aynı şekilde devrettiği, 15.11.1996 tarihinde de 10/96 payını davalı oğlu Z.’ye bağışladığı, yine davalı M.’in kalan 27/96 payından 4/96 payını davalı Z.’ye ve 9/96 payını ise davalı S.a 03.09.1996 tarihinde, 14/96 payını da davalı oğlu M.a 05.09.1996 tarihinde satış şeklinde temlik ederek 769 parselde payının kalmadığı; miras bırakanın yapmış olduğu temliklerin diğer mirasçılardan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu, 769 sayılı parseldeki miras bırakandan gelen payları edinen davalı torunlarının da bu durumu bilen ya da bilmesi gereken kişi konumunda bulundukları belirlenmek ve benimsenmek suretiyle asıl ve birleşen davaların kabullerine karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Davalıların bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir, reddine.
Ancak, asıl davada mirasçı davacılar V.A. ve Z.U.’ın davalılar M., M., S.ve Z.’ye yönelik; birleşen İskenderun 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 12.11.2007 tarih ve 873-1238 sayılı dosyasında miras bırakanın kendisinden önce ölen oğlu İ.’in mirasçıları tarafından davalılar S. ve Z.’ye karşı, birleşen İskenderun Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 12.09.2007 tarih ve 150-134 sayılı dosyasında ise adı geçen İbrahim mirasçılarından Z. K.ve Hediye (her ne kadar H. dava dilekçesinde kendine asaleten şeklinde yazılmış ise de, bu kısmın üzerinin sonradan çizilmiş olması nedeniyle) dışındakilerin davalılar M. ve M.aleyhlerinde dava açtıkları; davalı M.’in 769 sayılı parselde miras bırakanın temlikinden önce de paydaş olduğu ve tüm paylarını davalı oğullarına aktardığı, yine davalı M.’in çekişmeli 68 ve 796 sayılı parsellerde de miras bırakandan gelmeyen kendisine ait payların bulunduğu anlaşılmaktadır.
Ne varki, mahkemece asıl ve birleşen davalarda, miras bırakanın temlik ettiği pay oranları gözetilmeksizin davalıların miras bırakandan gelmeyen paylarını da kapsar şekilde davalılar adına kayıtlı payların tümünün iptal ve davacıların miras payları oranında tesciline karar verilmesi doğru olmadığı gibi, miras bırakanın temlik ettiği payın dava tarihi itibariyle belirlenen değerinden davacıların miras paylarına isabet eden miktar itibariyle harç ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, asıl dava bakımından temlik edilen pay oranları gözetilmeksizin fazla harç ve vekalet ücreti tayin ve takdir edilmiş olması da isabetsizdir.
Öte yandan, davacı Z. K.’nın açtığı davanın davalılar S. ve Z.’ye yönelik olduğu ve dava konusu 68 ile 796 sayılı parsellerde adı geçen davalıların malik olmadıkları ve davacılardan H.’nin de miras bırakanın mirasçısı olmadığının hüküm kısmında gözetilmemiş olması da doğru değildir.
Davalıların, bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 Sayılı HMK.nun geçici 3. maddesine göre) 1080 Sayılı HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.11.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.