Esas No: 2016/4103
Karar No: 2016/8790
Karar Tarihi: 21.11.2016
Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2016/4103 Esas 2016/8790 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Dolandırıcılık suçundan sanık ...’nun, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 157/1, 62 ve 52. maddeleri uyarınca 10 ay hapis ve 80,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair.... Asliye Ceza Mahkemesinin 17/11/2011 tarihli ve 2007/287 esas, 2011/410 sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 10.09.2016 gün ve 94660652-105-44-11047-2016 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 10/10/2016 gün ve 2016/366720 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Dosya kapsamına göre, Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 08/06/2015 tarihli ve 2013/23925 esas, 2015/26438 sayılı ilamında da belirtildiği üzere;
Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçu, TCK’nın 158/1-f maddesinde düzenlenmiştir. Maddenin gerekçesinde de; “Dolandırıcılık suçunun, bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının araç olarak kullanılması suretiyle işlenmesi de, birinci fıkranın (f) bendinde bu suçun bir nitelikli unsuru olarak kabul edilmiştir. Bilişim sistemlerinin, banka veya kredi kurumlarının, özellikle bu kurum ve kuruluşları temsil edenlerin, kurum ve kuruluşları adına hareket eden kişilerin, başkalarını kolaylıkla aldatabilmeleri bir güven kurumu olan bu kuruma güvenin sarsılması bu kurumların araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu nitelikli hâl saymıştır. Bilişim sisteminin aldatılmasından söz edilemeyeceği için, ancak bu sistemin araç olarak kullanılarak bir insanın aldatılması yani dolandırılması halinde bu bendin uygulanması mümkündür. Aksi halde yani sisteme girilerek bir kişi aldatılmayıp sistemden yararlanılarak çıkar sağlanmışsa bilişim suçu veya bilişim sistemi kullanılmak suretiyle hırsızlık suçunun oluşması söz konusu olacaktır. Bilişim sisteminden maksat, verileri toplayıp, yerleştirdikten sonra bunları otomatik işlemlere tâbi tutma olanağını veren manyetik sistemlerdir. Günümüzde bilişim sistemleri ile sesli-görüntülü haberleşme, elektronik imzanın kabulü, yeni ticari ilişkiler, internet bankacılığı hizmeti ile para transferleri ve bunlar gibi pek çok yenilik toplumsal hayata girmiş, bilişim gerek iş gerekse günlük hayatta vazgeçilemeyecek kadar önemli bir noktaya ulaşmış, bilişim teknolojileri daha hızlı ve ucuz bir nitelik arz etmesi nedeniyle, klasik yöntemlere nazaran daha fazla tercih edilir duruma gelmiştir. Bu sistemlerin güvenle kullanılması, aynı anda hızlı ve kolayca birçok kişi tarafından ulaşılması ve diğer taraftaki failin kontrol imkânını azaltması nedeniyle nitelikli hal sayılmıştır. Banka ya da kredi kurumlarının araç olarak kullanıldığından söz edilebilmesi için, dolandırıcılık fiili gerçekleştirilirken bankaların olağan faaliyetlerinden ya da bu faaliyeti yürüten sujelerden hileli araçlar kullanılarak yararlanılması veya banka ve kredi kurumlarının olağan faaliyetleri nedeniyle üretmiş oldukları maddi varlıkların suçta araç olarak kullanılarak haksız çıkarın elde edilmesi gerekir. Bankaların, ödeme aracı olarak kullanılması halinde bu fıkra uygulanamayacaktır. Sanığın, şikâyetçiden almış olduğu cep telefonu cihazı karşılığında, çalıntı çeki ciro ederek verdiğinin iddia edildiği olayda; eylemin, bankanın maddi varlığı olan çek kullanılmak suretiyle gerçekleştirildiğinin kabul edilmesi karşısında, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 158/1-f maddesinde öngörülen nitelikli dolandırıcılık suçunun oluşup oluşmayacağına ilişkin delillerin takdirinin üst dereceli ağır ceza mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi yerine, yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK.nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Hükümlünün, şikâyetçiden almış olduğu cep telefonu cihazı karşılığında, bankanın maddi varlığı olan çalıntı çeki ciro ederek verdiğinin iddia ve kabul edilmesi karşısında, eylemin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 158/1-f maddesinde öngörülen nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağına ilişkin delillerin takdirinin üst dereceli ağır ceza mahkemesine ait olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi yerine, yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması nedeniyle kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,.... Asliye Ceza Mahkemesi’nce verilip kesinleşen 17.11.2011 tarih ve 2007/287-2011/410 sayılı kararın 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 309. maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı kanunun 4. fıkrasının (b) bendi uyarınca müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine, dosyanın iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na TEVDİİNE, 21.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.