Esas No: 2014/6773
Karar No: 2016/8788
Karar Tarihi: 21.11.2016
Dolandırıcılık - sahtecilik - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2014/6773 Esas 2016/8788 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık, sahtecilik
HÜKÜM : 1-Sahtecilik suçundan; TCK’nın 204/1, 43 ve 62. maddeleri uyarınca mahkûmiyet
2-Dolandırıcılık suçundan; TCK’nın 158/1-j, 62, 52/2-4 ve 53. maddeleri uyarınca mahkûmiyet
Nitelikli dolandırıcılık ve sahtecilik suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü.
Sanığın, ...Bankasından alacağı krediye teminat olmak üzere ikisi katılan ..., altısı ... adına tanzim edilmiş sahte senetleri kredinin verilmesini sağlamak amacıyla bankaya verdiği, kredi geri ödemelerini zamanında yapmaması nedeniyle katılanlar ... ve ... aleyhine başlatılan icra takibi sonucunda katılanların durumdan haberdar oldukları, bu şekilde sanığın nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarını işlediğinin iddia edildiği olayda;
1-Sanığın, önceden doğmuş bir zarar veya borç için hileli davranışlarda bulunması halinde zarar veya borç, kandırıcı nitelikteki davranışlar sonucu doğmayacağından dolandırıcılık suçunun unsurları itibariyle oluşmayacağı ilkesinden hareketle; banka tarafından gönderilen kredi sözleşmelerinden ve yazılardan, ilk sözleşmenin 22.10.2007 tarihinde yapıldığı ve hesabın bu tarih itibariyle açıldığı, sonraki sözleşmenin ise 23.01.2008 günü imzalandığı, senet tarihlerinin ise, 01.02.2009 ile 01.10.2009 tarihleri arasını kapsadığının anlaşılması, yine 5237 sayılı TCK’nın 43. maddesinde 765 sayılı Kanun’un 80. maddesinden farklı olarak “Değişik zamanlarda” denilmesi nedeniyle aynı anda işlenen fiillerde zincirleme suça ilişkin hükümlerin uygulanma olanağı bulunmadığından tek bir resmi belgede sahtecilik suçundan hüküm kurulması gerektiğinden hareketle; maddi gerçeğin hiçbir kuşkuya yer vermeksizin ortaya çıkarılması bakımından, ilgili bankadan suça konu senetlerin kredi sözleşmesinin imzalanması sırasında mı yoksa sonrasında mı teminat olarak verildiğinin sorulması ile senetlerin banka kayıtlarına hangi tarihte geçtiğinin ticari belgelerden araştırılması ve sanık adına ilgili sözleşme gereğince açılan hesap döküm özetinin getirtilmesi suretiyle senetlerin önceden yapılan sözleşme gereğince oluşan borcun ödenmemesi üzerine teminat olarak verilip verilmediklerinin kesin olarak tespiti sonucunda üzerine atılı dolandırıcılık suçunun yasal unsurlarının oluşup oluşmadığının araştırılması; öte yandan sahtecilik suçlarında aldatma yeteneğinin takdir ve tayininin hakime ait olması nedeniyle suça konu senetler duruşmaya getirtilip incelenmek ve özellikleri tutanağa geçirilmek kaydıyla gözlemde bulunulup, aldatma yeteneğinin ne şekilde oluştuğu karar yerinde açıklanıp tartışılarak ve denetime olanak verecek şekilde asıllarının dosya içerisinde bulundurulması, ayrıca suçun oluştuğunun kabulü halinde, getirtilen belgelerden ve alınan beyanlardan, senetlerin, aynı anda mı yoksa farklı tarihlerde mi verildiği araştırılıp, zincirleme suç hükümlerinin uygulanma şartlarının oluşup oluşmadığı belirlenerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri yerine eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Kabule göre de;
a)Sanığın aldığı krediyi ödemeye devam ettiğini belirtmesi karşısında; bankaya müzekkere yazılarak, zararlarının giderilip giderilmediği, giderilmişse ne kadarının giderildiği, kısmi ödeme var ise sanık hakkında TCK"nın 168. Maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının araştırılıp tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi,
b)TCK’nın 158/1-j-son maddesine göre hapis cezasının alt sınırının 3 yıldan az olamayacağı; adli para cezasının ise, aynı kanunun 52. maddesi uyarınca, elde edilen haksız menfaatin iki katından az olmayacak şekilde temel gün birim sayısı üzerinden belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde eksik ceza tayini,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, aynı kanunun 326/son maddesi gereğince sonuç ceza miktarı yönünden sanığın kazanılmış haklarının gözetilmesine, 21.11.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.