Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/8642 Esas 2011/10976 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/8642
Karar No: 2011/10976
Karar Tarihi: 27.10.2011

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2011/8642 Esas 2011/10976 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, 15 parça taşınmazın kadastro çalışmaları sırasında taşlık niteliğiyle tescil harici bırakılmış iken davalı belediye tarafından Encümen kararları ile idari yoldan belediye adına arsa vasfıyla yolsuz tescil edildiği iddiasıyla tapu iptali ve Hazine adına tescil istemiştir. Mahkeme, davanın reddine karar vermiştir. Ancak, 3402 Sayılı Yasanın 12/3 maddesi gereği kadastro öncesi haklara ilişkin on yıl geçtikten sonra itiraz olunamayacağı hükmü uygulanamayacağı belirtilerek, Belediye Encümenince karar alınarak oluşturulan tapu kaydının yasal olmayacağı ve yolsuz tescil olduğu vurgulanmıştır. Bu nedenle davacının temyiz itirazları yerinde görülmüş ve karar bozulmuştur. 3402 Sayılı Yasanın yanı sıra 3194 Sayılı Yasaya ilave hükümler getiren 5519 Sayılı Yasa uyarınca tescil hükmü hariç sicil kaydı oluşturulmasına yasal imkan yoktur. Mahkeme kararında geçen kanun maddeleri 3402 Sayılı Yasanın 12/3 maddesi ve 3194 Sayılı Yasanın 17, 18. maddesi, 2981/3290 Sayılı Yasanın 10/C maddesi, TMK'nun 1025. maddesi ve 5519 Sayılı Yasa olarak belirtilmiştir.
1. Hukuk Dairesi         2011/8642 E.  ,  2011/10976 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ATABEY ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 27/07/2010
    NUMARASI : 2009/79-2010/64

    Taraflar arasında görülen davada;   
    Davacı, 15  parça taşınmazın  kadastro  çalışmaları  sırasında  taşlık  niteliğiyle  tescil  harici  bırakılmış  iken  davalı  belediye  tarafından  hukuki   bir  sebep  olmaksızın  Encümen  kararları  ile  idari  yoldan  belediye  adına  arsa  vasfıyla  yolsuz  tescil  edildiklerini, taşınmazların  devletin  hüküm  ve  tasarrufu  altındaki   yerlerden  olup, Belediye Encümeninin  bu  yerlerin  vasfını  değiştirme  ve  idari  yoldan  belediye  adına  tescil  ettirme  yetkisi  bulunmadığını  ileri sürerek,  tapu  iptali  ve  Hazine  adına  tescil  istemiştir.
    Davalı, zamanaşımı  ve  hak  düşürücü  sürelerin  geçtiğini, çekişmeli  taşınmazların  devletin hüküm  ve  tasarrufu  altındaki  yerlerden  olmadıklarını  belirterek davanın  reddini  savunmuştur.
    Mahkemece, davanın  reddine  karar  verilmiştir.
    Karar, davacı  Hazine  vekili  tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ......raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
    Dava, tapu iptali ve tescil ile elatmanın önlenmesi isteklerine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu 12128, 12129, 12130, 12132, 12133, 12134, 12135, 12136, 12137, 12138, 12139, 12140 ve 12141 parsel sayılı taşınmazların 15.03.1984 tarihinde, 12252 sayılı parselin 19.03.1984 tarihinde ve çekişmeli 12269 parsel sayılı taşınmazın da 27.07.1984 tarihinde yeniden tescil suretiyle Atabey Belediyesi adına kaydedildikleri anlaşılmaktadır.
    Hemen belirtilmelidir ki, 3402 Sayılı Yasanın 12/3 maddesi; “…Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz. (Ek cümle:25/02/2009 - 5841 S.K./2.mad) Bu hüküm, iddia ve taşınmazın niteliğine yahut Devlet veya diğer kamu tüzel kişileri dahil, tarafların sıfatına bakılmaksızın uygulanır.” hükmünü içermektedir. Anılan maddenin kadastro öncesi istekler bakımından uygulanacağı kuşkusuzdur. Eldeki davada ise istek kadastro öncesi nedene dayalı olmadığından, bir başka ifade ile çekişme konusu taşınmazlar kadastro tespiti nedeniyle oluşmadıklarından (kadastro tutanağı düzenlenmediğine göre tutanağın kesinleşmesi de söz konusu olamayacağından) 3402 Sayılı Yasanın uygulanma olanağı yoktur. Kaldı ki, 5841 Sayılı Yasa, Anayasa Mahkemesi’nin 2009/31 esas, 2011/77 sayılı kararı ile iptal edilmiş ve 23.07.2011 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak iptal hükmü yürürlüğe girmiştir.  Öte yandan, 3194 Sayılı Yasanın 17, 18. maddesi,  2981/3290 Sayılı Yasanın 10/C maddesi, 3402 Sayılı Yasa hükümleri gibi yasal düzenlemeler dışında 1515 Sayılı Yasaya ilave hükümler getiren 5519 Sayılı Yasa uyarınca tescil hükmü hariç sicil kaydı oluşturulmasına yasal imkan yoktur.
    O halde, Belediye Encümenince karar alınmak suretiyle Belediye adına tapu oluşturulmasının yasal olduğu söylenemez. Böylesine oluşan bir sicil kaydının, TMK.nun 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil olacağı kuşkusuzdur.
    Hal böyle olunca; davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yasal olmayan gerekçelerle yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
    Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesine göre) HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 27.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


     

    Hemen Ara