Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;
Davacılar, paydaşı oldukları 2510 parsel sayılı kadastral parsele ilişkin olarak yapılan imar uygulama işleminin idare mahkemesinde iptal edildiğini ve kesinleştiğini, imar uygulaması sonucu davalı belediye adına tescil edilen çekişme konusu imar parsellerini satış suretiyle edinen diğer davalıların bina yapmak suretiyle taşınmazlarda tasarruf ettiklerini, davalılar adına oluşan tescilin yolsuz olduğunu ileri sürerek, tapu iptal-tescil ve elatmanın önlenmesi isteklerinde bulunmuşlardır.
Davalı Belediye, davanın reddini savunmuş, diğer davalılar iyiniyetle çekişme konusu imar parsellerini davalı belediyeden satın aldıklarını belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
Davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, Dairece; "...2510 sayılı kadastro parselinin kısmen ihyası, dolu pafta sistemi ve doğru sicil oluşturma ilkesi ile bağdaştırılamayacağından, anılan kadastro parselinin gittiği tüm imar parsellerinin dava konusu edilmesi ve maliklerinin davaya dahil edilmesi zorunludur.
O halde, çekişmeye konu imar parselleri dışındaki diğer imar parsel malikleri aleyhine de aynı sebeple dava açmaları için davacılara önel verilmesi, açıldığı takdirde eldeki dava ile birleştirilmesi, ondan sonra taraf delilleri değerlendirilmek suretiyle işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir" gerekçesiyle bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ... raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
Dava, tapu iptal, tescil ve elatmanın önlenmesi isteklerine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden, 2510 parsel sayılı taşınmazın 07.01.2003 tarih ve 1 sayılı encümen kararına dayalı olarak imar uygulamasına tabi tutulduğu, imar uygulamasının Gaziantep 1. İdare Mahkemesi’nin 21.02.2005 tarih ve 2004/210 E. 2006/277 K. sayılı kararla iptaline karar verildiği ve kararın 28.09.2006 tarihinde kesinleştiği, bozma ilamında vurgulandığı üzere davacıların imar uygulamasının iptal edildiğini ileri sürerek kadastral parselin ihyası suretiyle yeniden adlarına tescil istemiyle eldeki davayı açtıkları görülmektedir.
Öte yandan, son oturumda davalı belediye vekili tarafından ibraz edilen 10.11.2010 tarih ve 931 sayılı encümen kararında, davaya konu 2510 parsel sayılı taşınmazın da aralarında bulunduğu taşınmazlarla ilgili olarak, imar işlemine dayanak encümen kararının idari yargı yerinde iptal edildiğinden bahisle kadastral parsellerin yeniden oluşturulmasına karar verildiği, ne var ki mahkemece bu encümen kararı yönünden herhangi bir değerlendirme yapılmadığı anlaşılmaktadır.
Şehitkamil Belediyesi’nin 10.11.2010 tarih ve 931 sayılı encümen kararının infaz edilmesi, başka bir ifadeyle kadastral parselin ihyası halinde davanın konusuz kalacağı kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca, anılan encümen kararı uyarınca işlem yapılıp yapılmadığının ve kararın sicile yansıyıp yansımadığının araştırılması, varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, bu husus gözardı edilerek sonuca gidilmiş olması doğru değildir.
Davacıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesine göre) HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 27.10.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.